kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 7 Ekim 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ERGUN BABAHAN

Türkiye'nin son markası

Dışişleri Bakanı Ali Babacan, dün 301'in dünya çapında bir marka haline geldiğini söylemiş.
Ancak Ceza Yasası'nın 301. maddesi, tıpkı "Geceyarısı Ekspresi" gibi, kötü bir marka.
301 deyince, tüm aklı başında insanların aklına düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan bir madde geliyor. Türkiye ve 301, Avrupa ve Amerika'nın önemli merkezlerinde birlikte anılır hale geldi.
Cumhurbaşkanı Gül, Strasbourg'da sık sık bugüne kadar kimsenin bu maddeden hüküm giymediğini vurguladı.
Ancak bu önemli değil.
Böyle bir maddenin AB'yi hedefleyen bir ülkenin Ceza Yasası'nda yer alması bile yeterince sakıncalı.
O nedenle, 301 bizim gençliğimizin ünlü yapıştırıcısı 404 gibi Türkiye'nin üzerine yapıştı.
Bu yapışkandan kurtulmanın tek yolu var, 301'i kaldırmak veya değiştirmek.
Dışişleri Bakanı'nın altını çizdiği gibi Türkiye'nin değiştirmesi gereken başka maddeler de var.
Dileriz, hükümet üzerindeki ataleti atar ve hızla işe girişir.
Çünkü şu anda reformlar için olumlu bir atmosfer var.
Seçim öncesinin zehirli havası dağılmış durumda.
AK Parti, gerçekten AB'yi hedefliyorsa, bir an önce kolları sıvamalı ve bu kötü markadan kurtulmak için girişimlere başlamalı.
301'den kimse hüküm giymedi ama bu maddeden yargılanan Hrant Dink, çalıştığı gazetenin önünde öldürüldü.
Ölmeseydi, belki de bu maddeden hüküm giyecek ilk kişi olacaktı.
Babacan'ın marka tanımına katılıyoruz ama sabır kısmına katılmamız mümkün değil.
Bu konuda sabredecek zaman yok.
Eğer hükümet arkasındaki toplumsal desteğin sürmesini istiyorsa, AB yolunda attığı adımların ciddi olduğunu göstermek istiyorsa, sabır talebinde bulunmaktan vazgeçmeli.
Baskıya gelince...
AB'ye girmek isteyen biziz, onlarla müzakere etmiyoruz, onların kurallarına uymaya çalışıyoruz.
Eğer kurallara uyma talebini baskı diye nitelendirirsek, bu süreci aşamayız.
Dışişleri Bakanı ve AB Başmüzakerecisi, dışarıdan gelen bu isteklere karşı savunma durumunda olmamalı, kendi hükümetine değişim yönünde baskı yapmalıdır.
Şimdi değişim zamanıdır.
Eğer geç kalırsanız, belki hiç değiştiremezsiniz.
Bu fırsatı kaçırmayın.