kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 3 Ekim 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Günaydın 
AYŞE ÖZYILMAZEL

Bu da facebook baskısı

Tamam! facebook çok eğlenceli. Tamam! Çok trendi. Tamam! Arkadaşlarla buluşma, kaynaşma yeri. Ama bu kadar da kaynaşma olmaz ki!!! Önce facebook'tan bihaber okur varsa kısa bir özet geçelim. İnternete bağlanıp www.facebook.com'a giriyor, kendinize hesap açıyorsunuz. Şöyle janjanlı bir profil oluşturduktan sonra dedektif edasıyla arkadaşlarınızı bulup listenize ekliyorsunuz.

SANAL SOSYALLEŞME
Fotoğraf albümü oluşturup, gün gün ruh halinizi beyan ediyor, happy hour'da arkadaşlarınıza sanal sanal içki yolluyor, gruplar kurup, duvarlara yazı yazıyor, okuduğunuz kitapları yorumluyor, vampir olup onu bunu ısırıyor, şehirdeki etkinlikleri ve bu etkinliklere hangi arkadaşlarınızın gideceğini öğrenebiliyorsunuz. Vesaire vesaire... Buraya kadar her şey şahane! Sanal sosyalleşme eğlenceli. 'Bana facebook profilini söyle sana kim olduğunu söyleyeyim' vaziyeti. Bir de elinizi verince kolunuzu kaptırmasanız... Çünkü sigara gibi, alkol gibi bir bağımlılık bu facebook. Bir gün girmeyince, eliniz ayağınız titriyor sanki. Neyse, şimdi sözüm tanıdık birini görünce, kendini tutamayıp listesine eklenmek isteyenlere. Oysa başta her şey ne güzeldi... "Aaaa liseden Özlem sen de mi buradasın?", "Beni listene eklesene", "Eklemez miyim?" derken iş çığırından çıktı. 'Ayşeeee nerelerdesin?' mesajları eşliğinde, adının çağrışım bile yapmadığı insanlar listeme girmek istemeye başladılar. "İyi de sen kimsin kuzum?"

10 YILDIR NERDEYDİN?
Diyelim ben adamı unutmuşum, diyelim bile isteye hafızadan silmişim, diyelim okul zamanı hiç de hazzetmemişim, belli ki bir daha görmek de istememişim. Facebook nur olsun, arıyor tarıyor, adımı buluyor, kalkıp bana en yakın arkadaşı misali mesajlar çekip listeme dahil olmak istiyor. Yahu düdük makarnası, lisede pilili eteğimizle gezer, sabahları peynirli poğaça yer, matematik notları dilenirken benim yüzüme bakmazdın be! Hadi onu geç 10 yıldır görüşmediysek bu işte bir hikmet vardır elbet. Hem ne konuşacağım ki ben seninle? Ne bu böyle 10 yıl sonra 'Ceeee ben geldiiiim!' halleri? Listen zengin dursun gayesi mi? Resmen hayatımızdan insan çıkartma hakkımız elimizden alınıyor yani. Hem o her bahar yapılması gereken ne güzel bir haktır, temizliktir öyle değil mi?