kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 1 Ekim 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Bütçenin üçte biri güvenlik ve savunmaya

Yeni Haber
2006 bütçesinden Doğu ve Güneydoğu illerine yapılan harcamaların yüzde 18'inin "kamu düzeni ve güvenlik", yüzde 11'nin de "savunma" olmak üzere toplam yüzde 29'unun "asker-polis harcaması" olduğu, bu oranın Türkiye ortalamasında ise yüzde 13 düzeyinde bulunduğu belirlendi.

İktisatçı Mustafa Sönmez'in hazırladığı "Doğu-Güneydoğu'da Yoksullaşma ve Çözüm: Barış" raporunda, merkezi bütçeden bölgeye aktarılan kaynağın büyük bölümünün, yerel kalkınma ve refah artışı sağlayacak yatırımlara değil, savunma ve güvenlik birimlerine yönelik olduğu, iki bölgenin teşviklerden aldığı payın ise yüzde 10'da kaldığı kaydedildi.
Raporda yer alan verilere göre merkezi bütçeden bu bölgelere ekonomik işler ve hizmetler için yüzde 11 pay alırken, genel kamu hizmetlerine de yüzde 11 pay ayrıldı. Bölgeye yapılan harcamalarda eğitim hizmetleri yüzde 30, sağlık ise yüzde 17 pay aldı.

Türkiye genelinde 2006 yılı bütçe harcamaları payına bakıldığında ise "savunmanın yüzde 7, güvenlik hizmetlerinin ise yüzde 6 pay aldığı, dolayısıyla Doğu ve Güneydoğu'da yüzde 29'u bulan bu harcamaların Türkiye ortalamasından 16 puan daha yüksek olduğu belirlendi.
Raporda, "Asker-polis harcamaları" diye de adlandırılabilecek savunma ve güvenlik harcamaları bazı illerde daha da yüksektir. Bu oran Tunceli'de yüzde 64'ü seviyesine çıkıyor. Diyarbakır'a 2006'da yapılan bütçe harcamalarında asker-polis harcamalarının payının yüzde 30'u bulunken, Hakkari'de bu oran yüzde 43" denildi.

KİŞİ BAŞINA 299 YTL SAVUNMA VE GÜVENLİK HARCAMASI YAPILDI

Geçen yılki Türkiye bütçesinden "savunma ve güvenlik" fonksiyonları için yapılan harcamalar, 2006 tahmini Türkiye nüfusuna oranlandığında, kişi başına 299 YTL'lik harcama yapıldığı belirlendi. Bu tutar, Doğu ve Güneydoğu'daki 21 ilin ortalamasında 439 YTL'ye ulaştı. Bu da, Türkiye ortalamasının yüzde 44 üstünde bir harcamaya denk geliyor. Harcamalar, bölgedeki bazı illerde Türkiye ortalamasının altına düşerken bazı illerde çok üstüne çıkıyor. Türkiye ortalamasının altında asker-polis harcaması yapılan iller Urfa, Adıyaman, Muş, Van, Batman, Mardin, Bitlis, Ağrı, Malatya ve Elazığ olurken; diğer 11 ildeki kişi başına harcamaların daha yüksek gerçekleştiği, Tunceli'de Türkiye ortalamasının 6 katına yaklaştığı, Hakkari'de genel ortalamanın yüzde 142 üstünde olduğu belirlendi.

TEŞVİKLERDEN FAYDA YOK



Doğu ve Güneydoğu'nun 21 ilinin tamamı, sayıları 50'ye yaklaşan teşvikli il, ya da kalkınmada öncelikli il kapsamında yer almakla birlikte, beklenen yatırımlara yeterince kavuşamadı. Sayıları 50'ye ulaşan bu illere "Kalkınmada Öncelik il" statüsü verilerek yatırımların çekilmesi hedeflenirken, batıya daha yakın Düzce, Zonguldak gibi illere de aynı teşviklerin verilmesi, merkezi İstanbul'daki büyük grupların bu illeri tercih etmeleriyle sonuçlanıyor. Doğu ve Güneydoğu'ya verilen teşvikler ise yatırım çekmede etkili olamıyor. Rapora göre, 2002-2006 döneminde Doğu ve Güneydoğu'ya yapılan yatırımların, Türkiye toplamındaki payı yüzde 4.44 oldu. Aynı dönemde yatırımlardan İstanbul tek başına yüzde 25 dolayında pay alırken, İstanbul'un çevresindeki Kocaeli, Bursa, Tekirdağ gibi iller, en çok pay alan iller oldu. 21 ilin toplam teşvikli yatırımları, aynı dönemde Bursa'nın tek başına aldığı yatırım tutarının altında kaldı.

MEVDUAT DÜŞÜK, KREDİ KULLANILAMIYOR

Kişi başına gelirde Türkiye'nin en alt sıralarında yer alan Doğu ve Güneydoğu illerinde tasarruflar çok yetersiz, kredi kullanımı da çok düşük. Rapora göre, 2005 sonu itibariyle 3 bin 207 YTL olan Türkiye kişi başına mevduat ortalaması, bölge illerinde çok alt düzeylerde bulunuyor. En alt sıradaki Ağrı'da kişi başına mevduat 193 YTL'ye kadar düşerken, Diyarbakır'da bile ancak 429 YTL'ye yükseliyor. Bölgeye, bankalardan kullanılan kredi de çok düşük düzeyde. Kişi başına kredi kullanımı 2005 itibariyle, Türkiye ortalaması bin 752 YTL'yi bulurken, en alt sıradaki Ağrı'da 145 YTL olarak gerçekleşti. Kredi kullanımı, daha çok tüketici kredisi olarak gerçekleşirken ticari kredi kullanımının yok denecek düzeyde olduğu dikkati çekiyor.

KAMU YATIRIMLARI GAP PROJELERİNDE

Doğu ve Güneydoğu'ya yapılan kamu yatırımlarının 2006 sonu itibariyle toplamı, Türkiye toplam kamu yatırımlarının yüzde 15.2'sine ulaşıyor. Yatırımdaki payın yüksek görünmesi ise GAP yatırımlarından kaynaklanıyor. Raporda, 21 il toplamında 34 milyar YTL'yi bulan kamu yatırımlarında Şanlıurfa, Diyarbakır ve Mardin'in ilk 3 sırayı aldığı, sulama ve enerji yatırımlarından oluşan GAP projeleri kapsamındaki bu 3 ilin, bölgenin toplam kamu yatırımlarındaki payının ise yüzde 53'e yaklaştığı kaydedildi.

BÜTÇEYE KATKISI DÜŞÜK, YÜKÜ FAZLA

2006 bütçe sonuçlarına göre, 21 ilin doğrudan merkezi bütçeye aktardığı gelirler 2.9 milyar YTL'ye yaklaşırken, "merkez"e kaydedilen gelirlerden bölgenin payına düşen de eklendiğinde tutar 5.8 milyar YTL'ye ulaşıyor. Bu da 2006 toplam Türkiye bütçe gelirlerinin yüzde 3.3'üne denk geliyor.
Geçen yılda 21 ilin bütçe harcamalarından doğrudan aldıkları pay ise 11.3 milyar YTL. Buna, merkezden yapılan harcamalardan bölgenin payına düşen 18.7 milyar YTL'lik kısım eklendiğinde, bölgenin harcamaları 30.1 milyar YTL'yi buluyor ve bu da bütçe toplam harcamalarının yüzde 19'una denk geliyor. Buna göre 2006'da 5.8 milyar YTL'lik katkıya karşılık 30.1 milyar YTL'lik harcama alan bölgeye bütçeden 24.3 milyar YTL'lik net kaynak aktarıldı.

Doğu ve Güneydoğu illeri, yerel yönetim harcamalarından aldıkları paylar itibariyle de 81 il sıralamasının en alt kısımlarında yer aldı. Kişi başına yerel yönetim harcamasının Türkiye genelinde 429 YTL olduğu 2006'da, bölge illerinden sadece Tunceli, bu ortalamanın üstünde kalırken, geri kalan 20 ilin kişi başına yerel yönetim harcaması 250 YTL'nin altında gerçekleşti.

"BÖLGE İÇİN POZİTİF AYRIMCILIK İSTENDİ"

Raporda, Doğu-Güneydoğu bölgesinin, AKP iktidarı döneminde de Türkiye'nin en azgelişmiş ve yoksul bölgesi olma talihsizliğini bir türlü aşamadığını belirterek, "Toplumda barış olmadıkça demokrasiye, demokrasi olmadıkça barışa ulaşılamayacağı gerçeğinden hareketle; farklılıkları meşru sayan bir siyasal, sosyal ve kültürel yaşam ortamının yaratılması, bunun için gerekli düzenlemelerin geciktirilmeden yapılması kaçınılmaz hale gelmiştir" değerlendirmesinde bulunuldu. Bölgedeki tüm özel savaş birimlerinin bütçe için ağır bir yük olduğu vurgulanan raporda, barış ikliminin bu kaynakların da verimli kullanılmasını sağlayacağı vurgulnadı. Doğu ve G.Doğu'ya "pozitif ayrımcılık" uygulayan politikalar geliştirilmesi ve 50 il için geçerli kılınan teşviklerden farklı, bölge illerine özel teşviklerle yatırımların canlandırılması önerisinde bulunuldu.

(ANKA)