kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 29 Eylül 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Günaydın 
YÜKSEL AYTUĞ

Bu meslek yok olsun!

HANGİSİ Mİ? Savaş muhabirliği... Şimdi diyeceksiniz ki, "Kelle koltukta görev yapan meslektaşlarına böyle söylemeye ne hakkın var? Onlar olmasa savaşın vahşeti birer ibret vesikası olarak nasıl gazetelere, ekranlara serilir?" Durun, acele etmeyin. Ben, savaş muhabirlerinin "işsiz kalmasını" istiyorum. Önce savaşlar yeryüzünden yok olsun ve böylece savaş muhabirliği diye bir meslek de kalmasın. Bunları düşünmeme neden olan program, Kanal 1'deki Filmin Devamı'ydı. Deneyimli belgeselci Savaş Karakaş'ın bu haftaki konuklarından biri de Kıbrıs Barış Harekatı'nda Rumlar tarafından acımasızca kurşunlanan üç gazeteciden biri olan Ergin Konuksever'di. Saldırıda gazetecilerden Adem Yavuz şehit olmuştu. Olaydan ağır yaralı kurtulan Konuksever'in anlattığı bir anısı ise yüreğimi sızlattı. Gazi gazeteci Konuksever, geçenlerde, Şehit Adem Yavuz'un adının verildiği şehir hatları vapuruna binmiş. Kaptan köşküne çıkıp, görevli kaptana Adem Yavuz'un kim olduğunu sormuş. Kaptan mahcup, bilememiş... Konuksever de şehit arkadaşının bir fotoğrafını ve altına da nasıl şehit olduğunu anlatan bir yazı göndereceğini söylemiş. Bana göre şehitlerini bu kadar çabuk unutan milletlerin yarınları karanlığa mahkumdur. Eğer şehadet bile kutsallığını yitirmişse, vay bu memleketin haline... Gazeteci Konuksever, günümüzün savaş muhabirlerine de mesaj verdi: "Şimdi savaşı otel pencerelerinden takip ediyorlar. Kim bilir, belki de doğrusunu onlar yapıyor!.." Miğferlere çiçek ekildiği, objektiflere beyaz güvercinlerin tünediği, şehitlerine minnet ve şükran duyan ama yeni şehitlerin toprağa düşmemesi için elinden geleni yapan insanların yaşadığı günleri görebilecek miyim acaba?