kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 29 Eylül 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
YAVUZ DONAT

Yüzde 47 "güç" mü, yoksa "yük" mü?

Seçimin üzerinden "69 gün" geçti.
"Konuşulan konulara" bakar mısınız?
- Türkiye Malezya olur mu, olmaz mı?
- Birinci Cumhuriyetçiler'in ilk 11'inde kimler var, ikinci Cumhuriyetçiler'in kimler?
- Anayasa taslağını hazırlayan profesörler boğaz tokluğuna çalıştı, para aldı?
2002 seçimlerinin üzerinden 69 gün geçtikten sonra Türkiye, AKP iktidarının "acil eylem planına" kilitlenmişti.
"Reformlar" konuşuluyordu.
"Kamunun yeniden yapılanması" tartışılıyordu.

İktidar sahipleri kabul etmeseler de "gerçek" şu ki: "Hükümet iyi başlangıç yapmadı."
Yüzde 47 oy alan iktidardan ne beklersiniz?
Muhalefetiyle, sivil toplum örgütleriyle, üniversiteleriyle, kurumlarıyla "herkesi kucaklamasını."
Ama yüzde 47'lik iktidar "sanki azınlık iktidarı gibi." Gergin mi gergin.
AK Parti "seçim stratejisini", seçim sonrasına taşıdı.
Taşımaya da devam ediyor.
"Büyüklüğün, yüzde 47'nin rahatlığına" bir türlü giremiyor.
Büyüklük "centilmenliği" gerektirir. Büyüklük "ben" değil, "biz" demeyi gerektirir.

Siyasi iktidar, yeni Anayasa konusunda "örneğin şu yöntemi" izleseydi:
- Evet yetki bende ama... Gel ey muhalefet... Ey üniversite... Ey sivil toplum... Yeni Anayasa' birlikte yapalım.
Bu yöntemin sonunda yine "aynı profesörler, aynı taslağı" ortaya koysalardı bile "toplum bu kadar gerilmezdi."

Gerginliği ortadan kaldırma görevi yine iktidara düşüyor.
İktidar bir an önce "frene basmalı."
Ve "büyüklüğün verdiği olgunlukla" ortamı yumuşatmalı.
Yüzde 47 siyasi iktidar için "büyük güç."
İktidar bunu "taşınması zor bir yük" haline getirmemeli.