kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 28 Eylül 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
BALÇİÇEK PAMİR

Canavar

Polisiye roman yazarı Ahmet Ümit diyor ki: "Polisiye tarzı kitapları okumak güvenli macera yaşamak gibidir. Her türlü heyecan var. Cinayet, şiddet... Hepsini örneğin, yatak odanızda uzanmış, çekirdek çıtlayarak yaşayabilmeniz mümkün." Polisiye hikayelerin, korku romanlarının tutkunu biri olarak sormadan edemedim tabii. Bunca şiddeti severek okumak normal mi peki? Ümit'e göre son derece yararlı. İçimizdeki şiddeti tatmin ediyormuşuz. Tabii dünyada hala tartışılan bir mevzu. Şiddeti seyretmek şiddeti artırıyor yoksa var olan şiddeti bastırıyor mu? "Bir süre önce Türkiye'de seri katil var yok mu" diye bir başka tartışma daha yaşanmıştı. Ümit'e göre ülkemizde suç bireysel değil organize. Peki ya "Soğukkanlılıkla" cinayet işleyen ve hepimizin tüylerini diken diken eden cinayetlere ne demeli? Bir günde rasgele 7-8 kişiyi öldüren ya da insan eti yemekten keyif alanlar? Aslında bu durum çoğumuzun "Asla okumam" dediği 3. sayfa haberlerinin ne kadar da ilgi çektiğini gösteriyor
Peki Ahmet Ümit niye Amerika'dakiler gibi gerçek hikayeleri kaleme almıyor?
Ümit, "Çünkü kurbanların yakınlarını rencide etmek istemem"diyor.
Oysa ben bazı hikayeleri onun kaleminden okumayı isterdim. Tıpkı bebeğini öldüren anneyi o noktaya getiren güdüyü anlamak istediğim gibi. 18 yaşındaki anne evlilik dışı bebeğini halının altına koyup, iki kuzeniyle üstünde tepinerek katletti. Dün bu haber SABAH'ın manşetiydi. Genç anne doğum yaptıktan sonra 8 gün boyunca bebeğine bodrum katında bakmış. Bu arada çocuğunu evlatlık vermek istemiş ama becerememiş. Bunun üzerine bebekten kurtulmanın yollarını arayan kadın önce onu boğmayı istemiş, yapamayınca bir poşete koymuş. Üzerine halı örtmüş ve sonra... Sonrasını biliyorsunuz.
Anneliği yeni tadan biri olarak, uzun zamandır hiçbir cinayet haberini bu kadar sarsılarak okumamıştım.
Öldürülen minik, kız mıydı erkek miydi?
Bir adı var mıydı?
Kısa da olsa bir hikayeye sahip olmayı hak etmiyor muydu?
Onca baskı altında kalan, lohusa sendromu yaşadığı aşikar olan bu canavar annenin... Kendisiyle hesaplaşması bir süre sonra çok ama çok acı olacak.
Ya onunla birlikte halının üzerinde tepinen kuzenler...
Hangisi daha canavar söyler misiniz?