kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 28 Eylül 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Cuma Sabah 
ATİLLA DORSAY

Bir melodi uğruna neler vermezdik!

Geçen hafta Nuh Köklü yazdı, ama ben de değinmek istiyorum. Balet Plak'tan yeni çıkan Our Golden Songs - Bizim Altın Şarkılarımız adlı iki CD'lik toplamı çok sevdim, çok da önemsedim. Bu toplam gerçi bizim kendi şarkılarımız değil. Hepsi yabancı: Mina'dan Enrico Macias'a, Shirley Bassey'den Dusty Springfield'e, Jose Feliciano'dan Lucho Gatica'ya, Matt Monro'dan Tony Bennett'e, Marc Aryan'dan Georges Moustaki'ye, Nicola di Bari'den Milva'ya kimler, kimler yok! Ama biz bunların tümünü 1960 ve 70'li yıllarda Türkçe aranjmanlarıyla tanıyıp sevdik (Albümde bunlar da adları ve yıllarıyla belirtilmiş). Öylesine sevdik ki, tıpkı eski Yeşilçam filmleri gibi, onca yıla rağmen bunları hiç unutmadık. Niye dersiniz? Çünkü öncelikle, hepsi son derece güzel melodilere dayanıyordu. Ve Latinleri de içeren (Fransa, İtalya) Avrupa şarkıları, en azından o yıllarda melodi açısından çok üst düzeydeydi. O yıllarda bizler sanki Shakespeare kahramanı gibiydik: Hani III. Richard'da kral "Bir at... Bir at için neler vermezdim," der ya... Biz de o yıllarda "Bir melodi... Güzel bir melodi için neler vermezdim!" derdik sanki... Ve o şarkılar, kimi zaman güzel, kimi zaman anlamsız sözlerle, bazen çok iyi, bazen ucuz düzenlemelerle, bizim gönlümüze girip yerleşti. Asıl vatanlarında çoktan unutuldular, ama biz unutmadık. Sanıyorum ki o ülkelere başvurup yayın hakkı istenince, adamlar şaşıyordur, "Bu tozlu şarkıları kimler dinliyor?" diyerek... Onlar bizim eski Yeşilçam filmleri sayesinde ne çok toz yuttuğumuzu bir bilseler... Kısacası, geçmişimizin bir parçası ve her eve lazım bir toplam bu...