kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Eylül 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

Küresel mahalle

Hakikaten "bir başkadır benim memleketim".
Malezya dahi şaşırmıştır bu ilgiye.
Her eğilimden basın, "Malezya'yı keşfe" çıktı.
Dünya yuvarlak ya; kimi hep Batı'ya giderek ulaşıyor Malezya'ya, kimi hep Doğu'ya.
Orada karşılaşıyorlar.
Bizimkiler atışırken, Malezyalılar şaşkın.
Kendinden şüpheli, kendinden ürken, aslında hep başkalarına benzemek isterken bir başkasına benzeme endişesi taşıyan, ruhu yaralı canım memleketim.
Oralarda bir de Endonezya var.
Felakettir yani.
"Endonezya olmak" tan da korkulabilir.
Ben korkardım eskiden.
Çünkü, "küresel sistem" dışında kalmasın, "bu kış komünizm gelmesin" diye, CIA teşvikli seri katliamla neredeyse bir gecede onbinlerce insan kesilmişti orada.
Diktatör olsun, baskı olsun, katliam olsun, ceset olsun, ama "sistem dışına kaçmasın" diye.
Aslına bakarsanız, "Malezya olmaya teşebbüs suçu" da mevcut bu küresel sistemde.
"Malezya olmaya teşebbüs suçu" nun din ile, ağzımızdaki mahalle baskısıyla, başını örtmeyle filan ilgisi yok.
O "küresel mahallenin baskısı" na dair.
"Malezya olmaya teşebbüs suçu", aslında küresel ekonomiye, ucuz işgücü ve teknoloji ile sanayi mahallesi, "sıcak para" tatil köyü olarak, "ihracata dayalı ekonomi", "yükselen piyasa" diye eklemlenmişken, oyunbozanlığa kalkışmak demek.
Birdenbire, ekonomini korumak uğruna, "yanlış bir yol" a sapıp spekülatif sermaye akışını sınırlandırmaya, vergilendirmeye girişmek,
"mahallenin abilerinin, ağalarının, babalarının baskı ve buyrukları" ndan farklı bir yol tutturmayı tasavvur etmek demek.
Malezya hem bu suçun bedellerini ödemiş, hem de bir süre daha o suçu işlemeye devam ederek nispeten daha az hasarla atlatabilmiş bir memleket.

"Küresel mahalle" açısından "mahalle dışına meyletmek" ciddi suç zaten.
İran, "İslam Cumhuriyeti" olduğu için mi, "Şeriat devleti" ve "İslam Krallığı" Suudi Arabistan'a göre daha tehlikeli mesela?
İran "devrim ihraç etmeye niyetli olduğu" için mi, Bin Ladinler' in (CIA projeleriyle de) yetiştiği, dünyanın her tarafına dağılan "mücahitler" i finanse etmiş Suudi Arabistan'dan daha ürkütücü?
İran Şii olduğu için, Suudi Arabistan Sünni olduğu için mi?
İran'da kadınlar (zorla) örtündüğü ama oy verebildiği, aday olabildiği için mi; Suudi Arabistan'da kadınlar (zorla) örtündüğü ama oy da veremediği, aday da olamadığı için mi?
İran'da "dini" zümre ve imtiyazlar bulunduğu, Suudi Arabistan'da "dini" nin yanında, ülke kaynaklarına el koyan maddi imtiyazlar ile hanedan ve zümre hâkimiyeti olduğu için mi?
Hangi ülkede olursa olsun nükleer silah dünya, bölge için tehlikeli: Ama İran'ın "bir ihtimal" nükleer silah kapasitesi, İsrail'in varolan, kullanmaya hazır, Akdeniz'de dolanan nükleer silahlarına göre niye daha tehlikeli?
Mesele İran'ın "masum, kendi halinde, insan haklarına saygılı" olmadığının tescili değil; mesele çifte standart.
Çifte standart yok aslında.
"Standart" şu:
"Küresel mahalle" dışına çıkmayacaksın; bilhassa petrolünle, paranla, ticaretinle, verginle, küresel alışveriş, tasarruf ve yatırımda dolardan başka paraya niyetle, silahlanma kaynağın ve biçiminle, dünya hiyerarşisini sarsıcı meydan okumalarla kafayı (kendi kendine) yemeyeceksin.
Suudi Arabistan'ın "no problem" olmasının esas sebebi bu.
"Milli devrim" le Şah devirip petrolü millileştiren ve CIA darbesiyle kazınan "laik" İranlıların suçu da oydu.
"İslam devrimi yapmış" İran'a saldırtılırken, "Diktatör" Saddam' ın "iyi çocuk" olmasının esas sebebi de oydu.
Sistem dışına kaçtığında Saddam' ın "pis çocuk" olmasının da.

"Mahalle baskısı" sadece başın örtüsüne dair bir şey değil.
Esas, "gözün bağları" na dair bir hikâye.