Cevap veremiyor demagoji yapıyor

Tartışmanın bu bölümünde Spor Müdürümüz Serdar Ali Çelikler, konunun odağındaki isim Ahmet Çakar'a şu soruyu yöneltti:
* Serdar Ali Çelikler: Ahmet Çakar'ı ilk kez kendisiyle bu kadar çelişirken ve bir konu hakkında bu kadar altyapısız olarak gördüm. Ahmet Abi sanıyor ki, spor medyasını bugüne kadar kimse eleştirmedi. Türkiye'de tüm gazeteciler spor basınını defalarca ve acımasızca eleştirmiştir. Şansal Büyüka'nın en az 100 tane, Hıncal Uluç'un en az 200 tane, Kazım Kanat, Levent Tüzemen ve Gürcan Billgiç'in defalarca spor medyasını eleştirdiğini biliyorum. Toplasanız 10 köşe yazısı yazmama rağmen bunların ikisini spor medyasına yazmışımdır. Ancak Ahmet Çakar hakemken kendi camiası hakkında kamuoyu önünde böyle eleştiri yapabilmiş midir? Doktor Ahmet Çakar, sağlık sektörüyle ilgili kamuoyuna bu kadar sert eleştiriyi genelleştirebilmiş midir? Spor yazarı Ahmet Çakar, ekonomi veya sağlık yazarı olsa sektörü hakkında böyle bir açıklama yapabilir miydi? Yaptıktan sonra kendisine böyle demokratik bir ortam bulabilir miydi? Bence bulamazdı.
* A.Ç: Ben hakemken MHK toplantısını bastım. Sizde garip bir alınganlık görüyorum. Röportajda terbiye sınırlarını zorlayanların başına kendimi koymuşum. Beni katledebilirsiniz, beni yok edebilirsiniz. Elinizden geleni ardınıza koymayın. Ama düzelin, düzelelim.
* S.A.Ç: Ahmet Çakar iyi bir demagog olduğunu ispat ediyor. Kendisini asmak isteyen yok; katletmek isteyen de. Bir fikir söylemiştir. Bu fikir söylendikten sonra "Senin fikrine katılmıyorum" diyenlere "Alınırsanız alının" demek, "Senin fikrine katılmıyorum çünkü..." karşı cevabına bir cevap verememektir. Ahmet Çakar burada hiçbir soruya cevap verememiştir. Benim yönettiğim dönemde hiçbir yazınızdan dolayı hakaret cezası almadınız, terbiyesizlikle suçlanmadınız. Bildiğim kadarıyla 4 kez savcı karşısına çıktınız ve hepsinden takipsizlik kararı çıktı. Benim dönemimde yazarlarımız açılan hakaret davalarından hiçbirini kaybetmedi. Dolayısıyla Ahmet Çakar dahil hiçbir yazarın mahkemeler tarafından onaylanmış bir terbiyesizliği bulunmamıştır.
* A.Ç: Peki niye spor basını benim laflarımdan sonra reaksiyon gösteriyor.
* S.A.Ç: Bahsettiğiniz reaksiyon nedir?
* A.Ç: Mesela bütün köşeyi benim üzerime kurdunuz.
* S.A.Ç: Gerekirse beş sayfamın tamamını da sana ayırabilirim. Sen önemli bir figürsün. Tartışmada herkes fikrini söyledi ve siz de katılmadınız. Polemik yapıp konuyu arabeskleştiriyorsunuz.
* A.Ç: Bana "Arabesk" diyen Avrupalı beyinlere sesleniyorum. Düzelin. Aranızdan biri, bir futbolcu veya idareciyi tıpkı benim sizi acıttığım gibi acıtırsa...
* S.A.Ç: Reaksiyon ve acıtma yok. Siz bir şey söylediniz. Biz de "Katılmıyoruz" dedik. Ne reaksiyonu; ne acıtması?
* K.K: Bu şöhreti kaybetme sendromudur.
* G.B: Şunu gördüm ki, Ahmet Çakar ilk kez geri vites yaptı. "Az bile söylemişim" diyor ama yaptığı genellemeyi 3-4 kişiye indirgiyor.
* K.K: Başlangıçta tek kelime etmem dedim ama bir dolu sözler söyledim. Söylediklerimi akıl süzgecinden geçirince Ahmet Çakarlaştığımı anladım. Sonra görüşlerimi geri çektim. Okuyuculardan özür dilerim.