kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Eylül 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Günaydın 
ŞİRİN SEVER

Ramazan'da ekran çilesi

Ucundan kıyısından Ramazan ve ilahiyatçı sohbeti, 'Hocam siz ne dersiniz?' siyaseti; geri kalan zamanda yine magazin, aldatma, sansasyon muhabbeti... Ramazan'da sabah programları hakikaten evlere şenlik! Tabii insanlar da... Duygu sömürüsü, sakillik, kendini bilmezlik, ne İsa'ya ne Musa'ya yaranan bir tavır... Ne modaysa, inandığımız değer o gün o! Program açılışında iki çift laf mı lazım, mikrofon uzatıldı konuşulacak mı ya da reytinge mi ihtiyaç var, mevzular hazır: İki gün önce türbandı, 'gerekirse örtünürüm' gevezelikleriydi, dün 'mahalle baskısı'ydı, bugün de 'kim haç taktı' tartışması... Bakalım yarın ne olacak? En acıklı taraf da ne biliyor musunuz, kimse komik olduğunun farkında değil. Dün Yüksel Aytuğ da yazdı; önceki gün bir sabah programına ilahiyatçı Ali Rıza Demircan katılmış. Programın diğer konuğu Nazan Öncel'in kızkardeşi Pınar Güvenel olunca ve kocasını elinden alan ablasıyla ilgili konuşunca, Hoca 'Bu kadar sansasyon yeter' ihtiyacıyla "Günaha giriyorum, gıybet (yanında olmayan birinin hakkında konuşmak) günahtır, ben gideyim" diyor. Bir gıybete girmemişlerdi o da oldu çok şükür! Program sunucularından biri 'kadınlar var' diye 'bir kadının şarkı söylemesinden rahatsız oldu' diye programı terk etmekle suçluyor Hoca'yı. "Kadınların olduğu programa katılmak rahatsız etseydi sizin programınıza gelmezdim ki. Programda dedikoduya ikame etmek günahtır" diyor Hoca ısrarla ama anlatamıyor. Tam bir ekran çilesi! İyi de bir magazin programına bile bile niye gidersiniz Hocam? Bu programların meselesini, varoluş sebebini, Ramazan bile olsa sansasyonla ayakta durduğunu bilmez misiniz? Ben bunları izledikçe diyorum ki... Artık şu kötü alışkanlıklarımızı bıraksak; 'reklamın iyisi kötüsü olmaz' inanışından vazgeçsek... Ne Ramazan diye, bir ilahiyatçıyı konuk edip çile çektirsek... Ne de o ilahiyatçı nasıl bir programa geldiğini bile bile 'Mesaj vermeye geldim, dedikodu yapmayın' deyip çekip gitmeye kalksa... Daha sahici olmaz mı her şey? İlahiyatçı çağırmayınca günaha mı giriliyor yoksa!