kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Eylül 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

12 kadınız ama hiç 'dırdır'ımız yok

'Filenin Sultanları', Avrupa Şampiyonası'nda ter dökmeden önce elbiselerini giyip objetif karşısına geçti. Birbirleriyle çok uyumlu olduklarını söyleyen takımın yıldızı Neslihan Demir de akıllardaki soru işaretini yanıtladı: 12 kadın biraradayken devamlı kavga ederler sanılıyor ama biz öyle değiliz..
İLİŞKİLİ HABERLER
12 kadınız ama hiç 'dırdır'ımız yok
A Milli Bayan Voleybol Takımı'nın 2003 Avrupa Şampiyonası'nda elde ettiği ikincilik, voleybolun Türkiye'de önemsenen ve ilgi gören bir spor dalı haline gelmesini sağladı. Milli Takım son başarısını 16. Dünya Grand Prix Avrupa elemelerinde kaydetti ve elemeleri üçüncülükle geçip ilk kez Dünya Grand Prix finallerinde mücadele hakkı kazandı. Şu sırada da Avrupa Şampiyonası'nda ikinci tur maçlarına cıkan voleybolcularımıza göre başarının sırrı takım olabilmekten geçiyor. Bir de sosyal hayatından vazgeçecek kadar bu sporu seviyor olmak gerekiyor. İspanya'nın Tenerife takımında oynayan mili takımın yıldızı Neslihan Demir, Avrupa Şampiyonası maçları öncesinde Yeni Aktüel'e konuştu:

KÜFÜR HOŞ BİR ŞEY DEĞİL


* 16. Dünya Grand Prix elemeleri nasıl geçti? En önemli hedefimiz elemeleri geçmekti. İlk hedefimizi başardık. Şimdi ikinci hedefimiz Avrupa Şampiyonası!

* Diğer milli takımlara göre avantaj ve dezavantajlarınız neler? Kendimizi önce kendimizle kıyaslamalıyız. Çünkü çok iyi oynadığımızda dünyanın en iyi takımını da yenebiliriz. Ama kötü oynadığımızda en kötü takıma bile yenilebiliriz.

* Büyük başarılar elde ediyorsunuz ama bir-iki yenilgi aldığınızda ciddi eleştirilere maruz kalabiliyorsunuz. Bu moralinizi bozuyor mu? Tabii! Yenince herkes seviniyor, yenilince de küfür ediyor. Bu sporun doğasında var biraz da. Bunu kabullendik. Ama hoş bir şey değil. Bir de tek tutundukları dal biz olduk. Çünkü bizim oynadığımız dönemde ne futbol ne de basketbol beklenen başarıyı gösterebildi. Böyle olunca onların üzüntüsü bize yansıdı.

* Başarınızın sırrı ne? Başarılı olmamızın nedeni antrenörümüze çok güvenmek ve tek bir hedef için takım oyunu oynamamız.

* Kadınlar erkeklerden daha mı disiplinli? Daha uyumlu. 12 bayan birarada ve devamlı kavga ediyorlar gibi düşünülebilir. Tersine çok uyumlu bir takımız. Herkes birbirini iyi tanıyor, tamamlıyor. Bu çok önemli.

* İspanya'nın Tenerife takımında oynamaya nasıl başladınız? Güneş Sigorta'ya transfer olurken başkanımız Mehmet Bey'e "Hayalim yurtdışında oynamak. Bir gün gideceğim, gidersem önümü açar mısınız?" dedim. O da "Gideceğin zaman söylersin her şekilde yardımcı olacağım" dedi ve onun sayesinde gittim.

KULÜBÜN MALIYIZ

* Tenerife'yi Türkiye'deki takımlarla nasıl kıyaslarsınız? Bir kere Tenerife Kanarya Adaları'nda ve dört mevsim yaz. Benim gibi soğuğu sevmeyen biri için çok güzel. Tenerife'ye gittiğimde çok eleştirildim. "Türkiye'deki lig daha iyiydi, neden gittin?" dediler. Ama geçen sene oynanan üç Avrupa Kupasının Final Four'unda da İspanyol takımları vardı. Hiç Türk takımı yoktu. O yüzden İspanya Ligi'nin çok iyi olduğunu düşünüyorum. Bu sene daha da kuvvetli.

* Bonservis bedelleri ne durumda? Orada da milyon dolarlardan bahsedebilir miyiz? 22 yaşına kadar kulübün malısınız. Pazarlığa tabisiniz. Mesela sana 10 milyar verip fiyatına 10 milyon dolar diyebilirler. Böyle enteresan şeyler olabiliyor 22 yaşına kadar. Bonservis bedeli hep vardı, hep de olacak herhalde. Bu birazcık yoruyor sporcuları. Ama yurtdışına gittiğinizde böyle sıkıntılar olmuyor.

* Eşinizle nasıl görüşebiliyorsunuz? Geçen sene işinden izin alıp yanıma gidip geliyordu. O da çok yoruldu. Çok büyük fedakarlıklarda bulundu. Çok da uzak bir yer. 12 saat mesafede ama o da sonunda İspanya'da işe başladı.

ÇOCUK YAPMAK KURTULUŞ

* Çocuk yapmak voleybol kariyerinizi nasıl etkiler? Çocuk yapmayı çok istiyorum, kariyerimi etkilemez diye düşünüyorum. Çünkü çabuk toparlanıyor vücut. Voleybol çok yıpratan bir spor olmadığı için doğurur doğurmaz başlama şansın artıyor. Voleybolcular çok kilo almıyor. Bir de yoğun bir tempoda çalışıyoruz. 12 ay voleybol oynuyoruz. Çocuk yapmak bir kurtuluş olabiliyor bazen.

* Bir voleybolcu olarak ödün veriyor musunuz? Sosyal hayat diye bir şey yok. Yaz tatili de yok. Bu sene denize giremedim mesela. Üstelik evim denizin dibinde. Ama eve bile gidemedim. Sabah-akşam antreman, deplasmanlar derken arkadaşlarınızla da buluşamıyorsunuz. (Ayçin Özkan/Yeni Aktüel)