kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 23 Eylül 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Pazar SABAH 
GÜLSE BİRSEL

Otomotiv sektörüyle en son imtihanım!

Sen kiim, araba almak kim! Ya bir arkadaşının kullanıp memnun olduğu arabanın aynısından al, ya git Rahşan Gülşan'a sor ya da otur evinde! Nispeten hesaplı bir markanın, iddiasız bir modelini kullandığım için ismimin başına 'cimri' sıfatı koyarak, benimle dalga geçen birtakım akrabalarım yüzünden, parayı bastırıp iyi bir araba almaya karar verdim birkaç hafta önce! Kadınlar, kıyafet ve kozmetik konusunda bilgi birikimi, tecrübe, piyasa bilgisi ve en önemlisi, neye ihtiyaçları olduğunu bilme yetisine sahiptirler. Bu konularla en alakasız kadın bile arkadaşlarından bir şeyler duymuştur. Erkeklerse, arabalar ve elektronik konusunda aynı donanıma sahiptir. Bu yüzden kadınlar araba, erkekler gömlek alırken, piyasanın arz-talep dengesi içindeki tüm işleyiş, bir markanın satış yükseltmek için kullandığı kalite, fiyat gibi tüm değişkenler kifayetsiz kalır! Sadece kırmızısı güzel diye araba alan kadınlar, satış elemanının ağzı laf yaptığı için gardırobunu asla giymeyeceği şeffaf keten gömleklerle dolduran erkekler az değildir!

'KISA ŞİŞMAN' MODEL
Arabalar konusunda hiçbir şey bilmem! Ama bir markanın şu anda altın devrini yaşadığı, en kaliteli ve dayanıklı arabaları yaptığı bilgisi, arka arkaya söylenince, nedense o markadan bir araba almaya karar verdim! Marka çok nazik davrandı ve doğru kararı vermem için, farklı modelleri ikişer gün kullanmamı teklif etti. İlk model biraz 'kısa şişman' geldi bana! İkinci model 'uzun şişman' geldi! Dediğim gibi, otomobiller konusunda kriterlerim bunlar! Model isimlerini, efendim A6, A8, Q7, B16, Avant 25 filan, karıştırıp duruyorum. Dışarıdan dinleyen için de cazip bir sohbet gibi görünmüyor! Sonra birisi, kısa şişman modelin dört çekişli olduğunu ve bunun önemini anlattı. Hiç anlamadığımı itiraf edeyim, ama 'uzun şişman', hemen resimden çıktı! Bu esnada, bambaşka bir markanın adeta Batman'in otomobiline benzer bir modeli gönlümü çaldı! Onu da bir günlüğüne kullandım. Tam 'Batmobil' lehine karar vermek üzereydim ki, birisi "O arabalar yokuşta çekmiyor," gibi bir laf attı ortaya, gözü körolası! Arabalar ve teknolojik oyuncaklarla ilgili dedikodular, mutaasıp bir mahallede yaşayan genç kızlarla ilgili yorumlar gibidir! Birisi "Eh işte, biraz şey," dediği anda konu kapanır! Çamur at, izi kalsın! Bunun üzerine ilk denediğim marka, bana 'yarı jip' özellikleri bulunan farklı bir modelini yolladı. İyi arabaydı gerçekten. Birkaç gün arkadaşlarıma arabanın teknik özelliklerine, örneğin 'triptonik' olduğunu ballandıra ballandıra anlattıktan sonra, "Triptonik değil, tiptronik," şeklinde düzeltildim bir erkek tarafından! Triptonik veya tiptronik'in ne anlama geldiğini, nasıl bir özellik olduğunu bilseydim, belki zeytinyağı gibi üste çıkardım, fakat bilmiyordum! Hâlâ bilmiyorum!

İSTRİDYE GÖLGESİ MAVİSİ
Üçüncü denediğim markanın Sedan tipi otomobili, beklentilerimi karşıladı. Tam iş ciddiye bindi ki, istediğim 'gece karanlığında istridye gölgesi mavisi' renginden bulunmadığı, getirtilmesinin ise birkaç ay süreceği ortaya çıktı! Her şeyden vazgeçebilirdim, ama istediğim renkten asla! Bir arabanın benzin deposu olmayabilir, ama rengi kötüyse, orada dur! Derken, yarı jip olan modelde karar kıldım! Konuşmalar yapıldı, teklif geldi. Faksta '120 bin avro' yazıyordu! Yazıyla yüz yirmi bin avro! Yarı jipimle olan ilişkimi o an bitirdim ve o parayla araba yerine ev alabileceğim konusunda söylenerek faksı buruşturup attım! Ertesi gün bir sanatçı arkadaşımın o arabadan aldığı haberi çıktı gazetede! "Gerçekten cimri miyim?" şeklinde düşüncelere gark olmuşken ve başka markaların sitelerine girip araba beğenmeye çalışırken, tiptronik, quattro, önden çekişli, arkadan itişli, cruise control, navigasyon filan gibi kelimelerin arasında boğulmuş, çığlık atmak üzereyken, dedim ki kendi kendime, "Bırak dağınık kalsın!" Beğendiğim arabanın tam 10'da biri fiyatına aldığım mütevazı otomobilim var. Klimalı, dizel, gaza basınca yürüyor, frene basınca duruyor, ferah, ayrıca park ederken bir arabaya çok yaklaştığında "Biiip biiip," diye uyarıyor, ki bu özelliğin de havalı bir ismi vardır kesin! Ona ihanet etmeyeceğim. Cimri miyim? Otomotiv konusunda evet! Yoksa gönlüm zengindir!