kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 22 Eylül 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
MAHMUT ÖVÜR

İstanbul'da lokantalara 'mahalle baskısı' var mı?

Bu ülke, kırk yılda bir sivil anayasa yapmaya kalktı inanılmaz bir korkutma süreci başladı.
Kimi "Türkiye'de rejim değişikliği olacak" diyor, kimi de üniversitelerde başı açık öğrenci kalmayacağını ileri sürüyor.
Hükümetin tavrı da onlardan geri kalmıyor: "Siz kendi işinize bakın"...
Bu nasıl anayasa tartışması anlaşılır gibi değil.
Tam bu noktada en sarsıcı tespiti "mahalle baskısı" kavramıyla Prof. Dr. Şerif Mardin yaptı.
Aslında Prof. Mardin'in biraz farklı bir noktaya dikkat çektiği tespiti dönüp dolaşıp şu hale geldi:
"AK Parti iktidarında mahalle baskısı artabilir."
Bu yorumun doğruluğu yanlışlığı elbette tartışılabilir.
Ama ilginç olan şu, Mardin'in bu tespitine dört elle sarılanların çoğalması.
Bir CHP'li şöyle diyor:
"AK Parti'nin İstanbul'da yüksek oy aldığı ilçelerde ramazanda açık yer bulmak mümkün değil. Resmen mahalle baskısı var."
İşte size "Mahalle baskısı" tespitinin geldiği nokta.
Peki, doğru mu?
Doğru olup olmadığını ramazan nedeniyle "hassas" olabileceği söylenen İstanbul'un üç önemli ilçesine Gaziosmanpaşa, Güngören ve Ümraniye'ye giderek araştırdım.
Bu ilçelerde AK Parti son seçimlerde yüzde 50'nin üzerinde oy aldı.
Ancak, bir kez daha gördüm ki, hayatla muhalefet arasında inanılmaz bir kopukluk var.
Özellikle CHP'lilerin üzerinde durduğu Ümraniye'nin merkezinde yer alan Alemdar Caddesi ve İnkılap Mahallesi'ni gezdim.
Birçok yer açıktı.
Bir dönerciye "çevre baskısı" olup olmadığını sordum.
Cevabı hayatın gerçeğini anlatıyordu:
"O baskı yapan benim ekmek paramı veriyor? İsteyen oruç tutar, isteyen tutmaz."
Daha sonra Alemdar Caddesi üzerinde bulunan Hacı Davut isimli restorana girdim. Adında "hacı" olan bu restoranda öğle yemeği yiyen çok sayıda insan vardı. Yemek yiyenlerin üçte biri de başörtülüydü.
Aynı manzaraya diğer ilçelerde de tanık oldum.
Gerçek şuydu; ramazan döneminde müşteri sayısı ister istemez düşüyor. Bu nedenle lokantaların bir bölümü "tadilat" a giriyor, bir bölümü gönüllü veya Güngören'de bir esnafın dediği gibi "ayıp olmasın" diye kapatıyor, bir bölümü de açık tutuyor.
Bunun da AK Parti ile hiçbir ilişkisi yok.
Peki, "mahalle baskısı" var mı?
Kimse var olduğunu kabul etmiyor, ama "ayıp olmasın" diyenler üzerinde böyle bir etki olduğu kesin.