kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 22 Eylül 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

'Laiklik kaygısının kaynağı geçmişteki eylem ve söylemler'

TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, "Anayasa tartışmalarında laiklik kaygısı, bugün de görevde olan bazı hükümet üyelerinin geçmişteki eylem ve söylemlerinden kaynaklanıyor" dedi..
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, anayasa tartışmalarının toplumun enerjisini emdiğini söylerken, tartışmaların altındaki çok önemli bir tehlikeye dikkat çekmek istediğini vurguladı. Yalçındağ, "Anayasa tartışmalarında laiklik konusunun ön plana çıkması, bugün de görev başında olan bazı hükümet üyelerinin, parti mensuplarının ve yerel yöneticilerin, geçmiş dönemlerdeki eylem ve söylemlerinden kaynaklanıyor" dedi. TÜSİAD YİK toplantısında konuşan Yalçındağ, hükümetin toplumun laiklik konusundaki geçmişteki eylem ve söylemlerden kaynaklanan endişelerini gidermede yeterince somut ve ikna edici olamaması durumunda anayasa tartışmalarının kaçınılmaz olarak tek bir noktaya kilitleneceğini söyleyerek, "Bu durumda 21'inci yüzyıla yakışan, özgür, demokratik, çağdaş, atılımcı bir anayasanın diğer unsurlarının tartışılması imkânsız hale gelecektir" diye konuştu.

YÖNTEM MESELESİ TALİ DEĞİL
Yalçındağ, yeni bir anayasa yapılması halinde buna uygun bir yöntemin seçilmesinin asli önemde olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti: "Çok sayıda anayasa profesörü meselenin bu yanına dikkati çekiyor. Ne diyor akademisyenler? Bu anayasa ile ilgili olarak, 'yeni anayasa' tanımını kullanılıyor. Bu tanım ancak, mevcut anayasanın temel ilkelerini değiştirmek söz konusu olduğu zaman doğrudur. Böyle çok kökten bir değişiklik arayışı ile yola çıkılmışsa, o zaman da, anayasa hukukunun ortaya koyduğu biçimde, tüm kesimlerin katıldığı özel bir kurul oluşturarak taslak metni hazırlanmalıdır. Yine akademisyenlerin görüşüne göre, eğer sadece anayasa değişikliği yapıyorsanız o zaman da anayasanın kurucu felsefesine, özellikle laiklik anlayışına dokunamaz, değişmez maddelerini değiştiremez, anayasanın nasıl değiştirileceğine ilişkin kendinize özgü yöntemler öneremezsiniz. Yapacağınız, mevcut anayasanın kurucu ilkeleri ve temel çizgileri içinde kısmi değişikliklerdir. Biz de ortada böyle bir tartışma varken, yöntem meselesini 'tali' bir mesele olarak görmenin yerinde olmadığını düşünüyoruz."

MALİ KIRILGANLIK SÜRÜYOR

Ekonomideki gündem maddelerine de değinen Yalçındağ, küresel likidite darlığının yaratabileceği olası sorunlara dikkat çekti. Yalçındağ, gerek kısa vadeli çalkantıdan, gerekse orta vadeli yapısal kaynak daralmasından, en fazla zarar görecek olanların, büyümesini yoğun dış kaynak ile finanse eden ekonomiler olacağına işaret etti. Yalçındağ, son yıllarda çok önemli yapısal iyileşmeler yaşamış ve önceki yıllara göre güçlenmiş olmasına rağmen, Türkiye ekonomisinin yüksek cari açık sebebiyle, dış kaynak bağımlılığının devam ettiğini, bu durumun olası küresel mali daralmalara karşı kırılganlık yarattığını dile getirdi.

BORÇLANMA MALİYETİ ARTACAK
Yalçındağ, ABD'nin yüksek riskli konut kredilerine bağlı olarak finansal sektörde oluşan zararların, son on yılın en büyük likidite sıkışıklığına yol açtığını söyledi. Piyasalarda şimdiye kadar oluşmuş zararların dünyanın ekonomik büyümesinin bir parça yavaşlatmasının beklendiğinin altını çizen Yalçındağ, Çin ve Hindistan ekonomileriyle ilgili beklentilerin de likiditenin orta vadede de daralması riskini ortaya koyduğunu kaydetti. Yalçındağ, bunun küresel mali piyasalara akan likiditenin azalmasını ve önümüzdeki dönemde borçlanma maliyetlerinin artmasını çok olası hale getirdiğine işaret etti.