kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 22 Eylül 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Levent Akman’la Murat Ertel, Baba Zula’nın neden köklerine döndüğünü anlattı.

Size 'Kökler'imizi' çalacağız, dikkatle dinleyin

Kaya GENÇ
08.09.2007
Önümüzdeki hafta Kökler isimli altıncı albümleriyle dinleyici karşısına çıkacak olan Baba Zula, 11 yıldır geleneksel müziği yenilikçi biçimde kullanan tarzıyla dikkat çekti. Ama karşılarında Hacı Bektaş şenliklerinde onları sahneden indiren bir zihniyet de var..
1996 yılında Murat Ertel, Levent Akman ve Emre Onel'in birlikte kurdukları Baba Zula, ilk olarak Tabutta Rövaşata filmine yaptıkları müziklerle dikkat çekti. Üç Oyundan Onyedi Müzik, Ruhani Oyun Havaları, Duble Oryantal albümlerinin ardından son olarak Dondurmam Gaymak filminin müziklerini içeren beşinci albümlerini çıkardılar. Aradan geçen 11 yıl içinde geleneksel Türk müziğini, kendi yenilikçi, devrimci müzik tarzlarının önemli bir öğesine dönüştürdüler ve bir dinleyicilerinin deyimiyle "İstiklal Caddesi'nde yürümenin" müzikal karşılığını yarattılar. Onları hayranlıkla takip eden seyircileri olduğu kadar, geçenlerde Hacı Bektaş şenliklerinde polis zoruyla grubu sahneden indiren düşmanları da var. Yeni albümleri Kökler, muhtemelen 15 Eylül'de piyasada olacak; Baba Zula'nın 'ritimlerinden' sorumlu Levent Akman'la saz ve gitar ustası Murat Ertel, sahneden indirilme maceralarını ve Kökler albümünü ilk defa Cumartesi SABAH'a anlattı.

-Albüme neden Kökler adını koydunuz?
- Levent Akman:
Bu albümle köklerimize döndüğümüzü düşünüyoruz, zaten albümün yapısını da bu şekilde oluşturduk. Şarkılar epey akustik oldu, konserdeki sound'u albüme yansıtmayı istedik. Biliyorsunuz, biz konserlere üç kişi çıkarız, ama albümlerde genellikle konuklarımız oluyor, oysa burada tam konserlerdeki gibi çaldık. Saz, darbuka ve kaşık şeklinde bir üçlü kurduk ve bu da halk müziğine epey yakın birşey.

- Murat Ertel: Biz albümde Ege, Akdeniz, Trakya civarından gelen, ama esas olarak İstanbul'da toparlanan bir kökten bahsediyoruz. Betonların arasında betonları delen bir kök: İster sarmaşık, ister incir, ister parktaki ağaç deyin buna. Toprakla bağlantıyı kuran, oraya yağmur getiren, köklere inen bir durum. Bizim muhafaza ettiğimiz şeyi uslulaştırmadan korumak gibi bir derdimiz var. Kültürümüzü uslulaştırırsak, Pir Sultan Abdal'ı, Nasrettin Hoca'yı, Karagöz'le Hacivat'ı kendi gerçekliklerinden ayırırsak ölüyorlar çünkü. Hacivat'la Karagöz yalnızca bir Ramazan eğlencesi olarak kaldı günümüzde. Oysa geçmişte halkın çok önemli bir buluşma merkeziydi Karagöz Hacivat gösterileri. Kök derken bunlardan bahsediyoruz.

İKİ GÜNDE 82 PARÇA

-Kökler'de 29 şarkı var ve albümünüz bir kitap gibi bölümlenmiş. Nasıl oluşturdunuz bu yapıyı?
- L.A:
Zaten Duble Oryantal bittikten sonra beş-altı parça kaydetmiştik. Sonra aradan zaman geçti ve bir gün kararlaştırdık, hep birlikte iki günlüğüne stüdyoya girdik. Akustik çaldık, o an ortaya çıkanları kaydettik, toplam 82 parça kaydettik. Sonra onları eledik, albüme de oradan seçtiklerimizi koyduk.

-Abbasağa Parkı diye bir şarkınız var ve burada kuşların cıvıldadığını duyuyoruz, insan bir parkta gibi hissediyor kendini.
- L.A:
Darbukacımız kuşları çok sever, zamanında çok kuş yetiştirmiş. Kuşlarla konuşabiliyor, bir yerden bir kuş sesi geldi mi ona karşılık veriyor, sonra atışmaya başlıyorlar. Onu kaydettik, sonra kuş sesi çıkaran oyuncaklar kullandık, tüm bunları kaydettik. Abbasağa Parkı bizim için önemli bir yer, orada çok hatıramız var.

'POLİS FİŞİ ÇEKTİ'

-Ağustos başında Hacı Bektaş etkinlikleri esnasında sizi sahneden indirmeye çalışanlarla ilgili hatırlarınıza gelsek şimdi?
- L.A:
Biz sahneye çıkıp çalıyorduk, her şey normal giderken, galiba sahnede dans edilmesi onları rahatsız etti ve organizatörler bize programı bitirin demeye, işaretler yapmaya başladı. 15 dakikada bitirin diyorlardı, üstelik bunu öyle sahne arkasından falan da değil, bizzat çalarken yanımıza gelip söylüyorlardı. Daha sonra polisler mikserin başına gelip fişleri çekmeye, sesi kapatmaya çalıştılar. Bir iddiaya göre söylediğimiz Pırasa isimli şarkının sözlerinin Hacı Bektaş'la ilgili olduğunu düşünüp bunu hakaret olarak görmüşler. Ama şarkının sözlerini, ne anlattığını hiç bilmedikleri için böyle oldu. Başımıza gelenlerin sorumlusu organizasyonun orta kademesinde görev yapan kişilerdi. Bazıları bu işi CHP gençlik komitesi başkanının yaptığını söyledi. Belediye başkanı sonradan bizi arayıp özür diledi, gelecek seferki şenliklere bizi bizzat davet etti. Oysa o istemiyor diyerek bizi indirmeye çalışmışlardı. Anladık ki belediye başkanı orada dahi değilmiş. Her şeyin gizli kapaklı yapılması, polisin gizlice yollanması falan çok sinir bozucuydu.
Haberin fotoğrafları