kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 21 Eylül 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Kadını tanrıça yapan özelliği vücudu ve doğurganlığıdır!

İlk çocuğunu doğurmaya hazırlanan dünyaca ünlü oyuncu Salma Hayek bir kadını tanrıça kılan özelliklerinin vücudu ve doğurganlığı olduğunu söyledi: Kadın bir 'yaratan' kimliği taşıyor. Birileri kadınlara Tanrı'yla eşdeğer olduklarını söylemeli!..
Salma Hayek dünyanın en ateşli Latin kadınlarından biri... Esmerler oyuncuları adeta ikinci sınıf gören Hollywood kurallarına meydan okuyarak kariyerinde her geçen gün biraz daha yıldızlaşıyor. Hayatı radikal kararlar ve risklerle dolu. Hamileliği de bunlardan biri. Doğacak çocuğunun babası François- Henri Pinault ile henüz sadece nişanlı. Ne zaman evleneceğini de bilmiyor. Ancak birtakım çevrelerden yükselen eleştiri seslerine rağmen, o her zamanki gibi bildiğini okuyor ve taşıdığı heyecanın gölgelenmesine izin vermiyor. İşte ünlü aktrisin Marie Claire dergisine yaptığı samimi açıklamalar...

SIRRIM HİÇ VAZGEÇMEMEM!
* Hollywood'da başarılı olmanın sırrı asla vazgeçmemek. 'Çirkin Betty' adlı şova başlarken tıpkı 'Frida' filmi için de yaptığım gibi iki yıl boyunca kendimi tüm söylenenlere kapattım ve riske attım. Kendi kendime eğer işler yolunda gitmezse kariyerim bir anda yerle bir olacak diye düşündüm. Ancak yine de şansımı denemek istedim.

* Aynı inatçılığı Meksika'da da sürdürmüştüm. Kendi ülkemde ben bir devdim. Meksika'da pembe diziler çok popülerdir ve benim oynadıklarım hep çok başarılıydı. Oysa ben Hollywood'ta yardımcı kadın oyunculuk yapabilmek için parayı, güvenceyi ve şöhreti terk ettim. Değişmek için kim olduğunuzu unutmanız gerekir.

* Küçükken hep oyuncu olmayı isterdim. Ancak üniversitede Siyasi Bilimler okudum ve bir dönem Meksika Devlet Başkanı olmayı kafaya koydum. Artık böyle bir isteğim yok.

* Bir de ailem çok sıkı Katolik olduğu için bir dönem kendimi dine adamıştım. Her gün kiliseye gidiyordum. Ancak tüm dinlerin tek bir amacının olduğunu fark ettiğimde bazı inançlarımla ilgili ciddi problemler yaşamaya başladım. Örneğin Afrika'da insanlar aşırı nüfus ve AIDS yüzünden ölürken, Katolik Kilisesi'nin o insanları Katolik yapabilmek için oraya prezervatif götürdüğünü gördüm. Tüm bunlar bu kuruma olan inancımı sarstı.

* İsa'ya ve Tanrı'ya hala inanıyorum ama İncil'in kadına bakış açısını hiç beğenmiyorum. Bakire Meryem, cinsel ilişkiye girmeden çocuk sahibi oluyor. Sanki cinsel ilişkiye girerek çocuk yapmanın kirli bir şey olduğunu söyler gibi! Oysa kadın bir 'yaratan' kimliği taşıyor. Ona Tanrı'yla eşdeğerde olduğu hatırlatılmalı.

TAKINTILARIMI AŞTIM!
* Kadını tanrıça yapan özelliği doğurganlığıdır bence. Bir de vücutlarımız. Aslında ben kendi vücuduma pek güvenmiyorum. Özellikle de kamuya açık yerlerde bulunduğum zamanlarda. Her yerde kameraların ve bana bakan gözlerin olması bende hem stres yaratıyor hem de bana heyecan veriyor.

* Bazen elbisemin duruşunu beğenmediğim oluyor, canım sıkılıyor. Ama milyonlarca insan bana baktığı için gülümsemek zorunda kalıyorum. Ama zamanla sorunun sadece saç, elbise, makyaj olmadığını anlıyorsunuz. Gençken yaşadığımız o 'yeterince güzel miyim?' takıntısını aşmalıyız. Ben aştım.

* Kadınlar mutluluğun sadece tek kanaldan geleceğini düşünüyor. Erkekler ise dünyayı yönetiyor ve bizi hiç de iyi yerlere koyamıyorlar. Krizdeyiz! İktidar kadınların elinde olsaydı ne olurdu çok merak ediyorum. Kadınların kendilerine saygıları varsa dışarı çıkarak toplumu değiştirmeye çalışsınlar.
Haberin fotoğrafları