kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 21 Eylül 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Patlamasam Erbaa'da elektrikçilik yapıyordum

Her çarşamba Avrupa Yakası'ndaki Burhan Altıntop tiplemesiyle Türkiye'yi kahkahaya boğan Engin Günaydın, kendine ait bir dünya kurmuş. Alkollüyken kameralara konuşmamak, eski dostlarına sahip çıkmak ve kimseye güvenmemek o dünyanın kuralları arasında. Eğer ünlü olmasaydı memleketi Tokat Erbaa'da elektrikçilik yapacak olan Engin Günaydın Yeni Aktüel dergisine konuştu..
* Röportaj öncesi "Kendimi güvende hissedebilecek miyim?" dediniz. Kaygılı mısınız? Çünkü insan konuşur, derdini anlatır fakat o dert yayınlanmıyor, içinden başka bir şey çıkartılıyor. Kendi dünyamda para kazanıyorum, vergimi ödüyorum. Türkiye'de yaşayan herhangi biriyim. Neden bana sanal bakılıyor? Ailem var, Tokat Erbaa'da dostlarımız var. Beni yanlış bilmelerini istemem. Çünkü oralarda yürüyorum, benimle öyle konuşmalarını istemem.

* Nasıl konuşuyorlar ki? Kameranın karşısında gecenin bir saati sarhoş konuşmayı sevmem. Arkadaşlarımla da konuşmam, aklım iyi çalışmıyor. Çalışmadığı için de gevezeliğe sarabilirim diye susarım. Orada da gecenin bir saatinde öyle bir durum olunca konuşmadım, 'Ayyaş mı, alkolik mi, sürekli mi içiyor' haberleri çıktı. Sabah kalkıyorum, içiyorum sanki! Normal işimi yaparım sonra herkes gibi gevşemeye ihtiyaç duyarım. Öbür türlü rahatlayamıyorum, gergin olduğum için uyuyamıyorum. O beni yumuşatıyor sonra diyorum ki 'Bir problem yok oğlum, takıl işte, niye dert ediyorsun, korkuyorsun?' Özel hayatımda çok korkan bir insanım.

* Nelerden korkarsınız? Şundan, bundan korkarım diyemem, ama korkuyla uyanırım. Çok rahat bir ailenin çocuğuyum. 18 kişi bir evde yaşıyorduk, korku nedir bilmezdim. Gece yarısı bisikletle dolaşırdım. Büyük şehre gelince ikiüç sene hiç çıkmadım sokağa. Bu korku büyük şehirle alakalı. İllet bulaştı üstüme. Sanki biri bir tokat atacak ve 'Ne duruyorsun yanımda, defol git' diyecek gibi. İnsanlar tahammülsüz...

* Oyununuzun sloganı 'Madem iç dünyamızda yaşıyoruz. Neden bundan bahsetmiyoruz!' Siz kendi iç dünyanızdan ne kadar bahsediyorsunuz? Gösteriyi yapma nedenim bu. Benim için duygusal bir gösteri. Ama yavaş yavaş bitireceğiz. Çünkü ruhumu çok ortaya koyuyorum ve artık ruhum yoruldu.

* İlişkide olduğunuz insanlaın iç dünyalarına meraklı mısınız? Hem de çok. Söylediği zaman da çok teşekkür ederim. Çünkü karşımdaki insanı iyi tanımak güvende hissettirir.

* İnsanlar iç dünyalarını ne kadar gösteriyor sizce? Neredeyse hiç. Aslında herkesin anlatacak çok şeyi var ama konuşmuyorlar.

* Erbaa'da insanlar samimi mi? Tabii ki. Küçük bir ortamda, mahalle kültürüyle yürür ilişkiler. Herkes birbirini tanır, son derece basittir hayat.

ARKAMDAN LAF EDİLMESİN

* Patlayana dek maddi sıkıntı çektiğinizi biliyorum. Neler yaşadınız? Aslında zedelenmemek istedim. Ünlü olmak her oyuncu için kolay bir konudur. İyi bir plan yaparsın, işinde dikkatli davranırsın, doğru tarif edersin. Ama ben doğru olmak istedim. Çünkü Erbaa'ya gidip geliyordum, komşularımız vardı, arkamdan laf edilmesini istemiyordum. Ailem basit bir memur ailesi; elektrikçi dükkanımız var.

* Dönebilirdiniz Erbaa'ya, değil mi? Çok düşündüm bunu ama beni maddi manevi ayakta tutan arkadaşlarım oldu. 15 senedir neredeyse beraber yaşadığımız Olgun Şimşek, Binnur Kaya, Devin Özgür Çınar, İlker Aksun, Emre Kınay... Hayatımda çok önemli insanlardır. Birbirimizi kurtardık. Ama geri dönmeyi hiç istemiyordum. Bu ciddi bir başarısızlıktı ve direkt yaşlanabilirdim.

BİR EVİN ELEKTRİĞİNİ DÖŞERİM


* Ne yapıyor olurdunuz şu an orada? Bir elektrikçi dükkanım olurdu.

* Anlar mısınız elektrikten? Bir evin elektriğini döşeyebilirim. 27 senedir dükkanımız var. Hatta yaza bir sinema filmi düşünüyorum, senaryosunu yazıyorum. İsmi Vavien. Vavien, 'gitti geldi' demek. Gerilim-komedi ve Binnur Kaya ile oynayacağız.

* Kaygılısınız, korkularınız var, profesyonel yardım almayı düşündünüz mü? Yoga yaptım ama hoca sürekli benimle uğraşıyordu, "Siz yine yapamıyorsunuz" diye. Beni en çok Erbaa'da bisikletle dolaşmak rahatlatıyor. Amsterdam'a, Foça'ya giderim. Gerginlik bulaşıcıdır, kurtulmaya çalışıyorum. En işime yarayan konu çalışmak, sonra da partiye bağlamak. Hayatımı bu iki şeyin üzerine kurguladım; çalış, başarılı ol, başarınla böbürlenme ve arkadaşlarına içkilerini sen servis yap. (Röportaj Özsel Tortop- Fotoğraflar Muzaffer Sağlam)
Haberin fotoğrafları