kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Eylül 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Jericho küçük bir Amerikan kasabasında geçiyor.

Yeni bağımlılık maddelerine yer açın

Kaya GENÇ
01.09.2007
Televizyon endüstrisi, büyük bütçeli sinema filmlerini gölgede bırakacak dizilerle eski günlerine dönmenin mutluluğunu yaşıyor. Türkiye'deki kanallar yeni sezondaki yabancı dizilerini açıklamakta çekimser ama biz elimize geçen son bilgileri size iletiyoruz.....
70'ler ve 80'lerdeki televizyon dizilerini izleyenler, artık bunların geçmişe ait, nostaljik eğlencelikler olduğunu, televizyonun zaten öldüğünü, artık herkesin yalnızca sinema filmleriyle kendini eğlendireceğini düşünüyordu. Ancak Amerikan televizyon endüstrisi hiç beklenmedik bir hamle yaptı ve 2000'lerden itibaren olağanüstü ilgi gören diziler aracılığıyla geçmişte kaybettiği seyircilerini yeniden kazanmaya başladı. İnternet de, yine beklenmedik biçimde, en büyük düşmanı gibi görünen televizyon için çalıştı: Apple'ın iTunes dükkânında 1 dolar karşılığında dizi bölümleri satılmaya; Torrent teknolojisi sayesinde de dizi meraklıları, aradan Türk kanallarını çıkararak doğrudan dizileri bilgisayarlarına indirmeye başladı. Bir buçuk-iki saatlik filmlerin alışıldık yapılarını altüst eden konulu diziler, 24, Lost ve Heroes gibi örnekleriyle, tıpkı 19. yüzyıl tefrika romanlarında olduğu gibi, her yeni bölümlerini seyircileri için hayati birer meseleye dönüştürdü. Charles Dickens'ın, Büyük Umutlar romanının kahramanlarının kaderini ölesiye merak eden okurlarından, kitabının sırlarını büyük bir özenle saklayışı gibi, bu dizilerin yaratıcıları da hiç renk vermemeye çalışarak ilgiyi ayakta tuttular. Fakat zaman geçtikçe, özellikle de yedinci sezonuna hazırlanan 24 ve bazı seyircilerine ilk baştaki esrar duygusunu artık yaşatmayan Lost'a duyulan ilgide bir azalma da var. CSI ve House gibi tek bir konuyu takip etmeyen, 'kendi içinde sona eren' diziler ise dünya çapında daha çok seyrediliyor.

Jericho
CBS'in iddialı felaket senaryosu dizisi Jericho, 2006 sonbaharında Amerika'da gösterilmeye başladı. Kansas'daki ufak bir kasaba olan Jericho'nun Amerika'ya düzenlenen nükleer saldırılardan sonra ayakta kalma çabasını anlatan dizi, kendisine pek çok hayran bulsa da CBS tarafından düşük izlenme oranları yüzünden iptal edildi. Ancak Jericho meraklıları imza kampanyası düzenleyerek 32 yaşındaki bir adamın Jericho kasabasını ve sakinlerini koruma mücadelesini anlatan dizinin ikinci sezonunun çekilmesini sağlamayı başardı. (27 Eylül'den itibaren her perşembe 21.00, DiziMax'te)

Mad Men
Sopranos'u yaratan Matthew Weiner'ın yeni dizisi Mad Men, 1960'larda New York'taki bir reklam şirketinde olup bitenleri anlatıyor. Reklam endüstrisinin dünyayı nasıl şekillendirdiğini, tarihe bugün baktığımızda nasıl da toplumsal algıların reklamların diliyle iç içe girip onlardan ayırt edilemez olduklarını anlatan dizi, entelektüel televizyon eleştirmenlerinin gözdesi oldu ve oldukça yüksek izlenme oranlarına erişti. Henüz beş bölümü yayınlanan Mad Men, Türkiye'de sıcağı sıcağına gösterilecek. (Eylülden itibaren e2'de)

Studio 60 on the Sunset Strip
NBC'nin en ünlü eğlence programlarından Saturday Night Live, bugüne dek Dave Grohl'den Frank Zappa'ya, Bill Murray'den Steve Martin'e değişik sanat dallarından pek çok farklı kişi tarafından sunuldu. Bu programın perde arkasını anlatan ve televizyon dünyasında geçen bir dizi fikri ilk başta çok tutmuş, televizyon şirketleri de projeyi satın almak için birbirleriyle yarışmışlar. Ancak aldığı bazı kötü eleştiriler ve düşük izlenme oranları, Friends dizisinin başrol oyuncularından Matthew Perry'nin yazar Matt Albie'yi canlandırdığı Studio 60 on the Sunset Strip'in tek sezonluk bir dizi olmasına sebep oldu ve geçtiğimiz haziran ayında dizi sona erdi. (25 Eylül'den itibaren her salı 21.00, DiziMax'te)

Til Death Do Us Part
e2'nin göstereceği Til Death Do Us Part (Ölüm Bizi Ayırana Kadar) prömiyerini daha bundan altı ay önce, mart 2007'de yaptı. Sinemanın 'kitch' ve tuhaflıklara meraklı yenilikçi yönetmeni John Waters'ın sunduğu bu dizinin her bölümü 30 dakikadan oluşuyor. Görünürde çok mutlu olan çiftlerin sonu cinayetle biten hikâyelerini anlatan dizide, oyunculuklar özellikle çok abartılı, diyaloglar da Waters filmlerindeki gibi sıradışı. (Eylülden itibaren e2'de)

The Tudors
Aralarında VII. ve VIII. Henry ile Elizabeth'in de bulunduğu pek çok önemli İngiliz kral ve kraliçesinin dahil oldukları Tudor hanedanının en karmaşık günlerinin hikâyesini anlatan The Tudors, İrlanda'da çekilmiş. Amerika'da Showtime kanalının son üç yıldır eriştiği en yüksek izlenme oranlarıyla prömiyerini yaptığı The Tudors, yaşadığı aşk sebebiyle İngiltere'yi Katolik kilisesinden ayırıp imparatorluğa kendi kilisesini kurduran ve bu uğurda danışmanı Thomas More'u bile öldürten VIII. Henry'nin tahttaki ilk günlerini anlatıyor. (Eylülden itibaren e2'de)
Haberin fotoğrafları