Kaçııınnn! Yüksek bel pantolon geldi!

Elalem kumaşları kesip biçiyor, paşa gönlüne göre trendler yaratıyor sonra New York'ta moda haftasına katılıp, alkışları alıp, manşetleri kaplıyor. Sonuç: Biz burada gerim gerim geriliyor, kara kara bu sezon başımıza gelecekleri düşünüyoruz.

SU İÇSEN GAZ YAPAR!
İşte New York moda haftasının son müjdesi; yüksek bel modaymış! Hadi sevinçten kendimizi kaybedip timsah yürüyüşü yapalım! Eee boşuna dememişler her güzel şey çabuk biter diye (bakınız düşük bel pantolonların hazin sonu). Aaah ah! Tam göbeği pantolonun üzerine salmış, ifil ifil dolaşmaya alışmışken bu bize yapılır mıydı yahu? Gördüğünüz gibi şimdi iki seçeneğimiz var. A. Demode olmayı göze alıp düşük bel jean'lerimizi terk etmeyeceğiz. B. Modadan ayrı düşmeyip önce yüksek bele geçiş yapacak sonra kendimizi gaz ilaçlarına vereceğiz. Bizde yalan yok, pembe gözlük hiç yok! Unutana hemen geçmişi hatırlatalım, hani şu beli göğsümüze kadar çıkan jean'lerin moda olduğu günleri... Ki kendisi benim çıtırlık yıllarıma tekabül eder. Su içsen gaz yapardı. Pantolonun düğmesi sürekli midene bastırır bastırır dururdu. Ne o? Adı moda! Sofralarda gömlek altından pantolonun ilk iki düğmesi açılıverirdi (çünkü düğmeyi açtın açtın, açmadın gazı kaçırdın). Eve kendimizi nasıl attığımızı bir biz, bir de Allah bilirdi!

DEĞER Mİ HİÇ?
Sonra yüksek bel bu, uzun bacak ister, incecik vücut ister değil mi. Ayrıca popoyu bu kadar kötü, bu kadar tepsi misali gösteren başka ne var ki? Hele göbeğin kabak gibi çıkı çıkıvermesi yok mu. Özetle; değer mi hiç, değer mi söyle? Dedim size bu modacılar bizimle dalgalarını geçiyorlar diye. "Moda insanın hissettiğini giymesidir" klişesini yapıştırıverirler sorarsan kendilerine. İsyan etmezsek, her buyurduklarını giyersek sonumuz beyaz çorap- mokasene doğru gidiyor ona göre. Hem duyduğuma göre sırada 'vatkanın muhteşem dönüşü' varmış (cümle sonunda yazarın tüyleri diken diken olur, yüzü limon yemiş misali ekşir). Hadi bakalım kolay gelsin.