kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 14 Eylül 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Diyabet göz bozukluklarına yol açıyor

CHA
13.09.2007
Diyabet hastalığı bazı göz bozukluklarına yol açıyor, göz tansiyonu (glokom) ve kataraktın (göz merceğinin bulanıklaşması) diyabetlilerde 2 kat fazla görülüyor. En önemli göz bozukluğunun ise diyabete bağlı retinopati olduğu dile getiriliyor. Diyabet ilerleyen dönemlerde başta göz olmak üzere böbrek, damar ve sinir sisteminde belirli hasarların gelişmesine yol açıyor.

Bursa Ertuğrulgazi Aile Hekimliği Merkezi Diyabet Birimi Tabibi Dr.Günay Okumuş, diyabetin teşhisi için göz muayenesinin önemine değindi. Okumuş, şu bilgileri verdi: "Damlayla göz bebeğini büyütüp retina damarları kontrol ediliyor. Bu damarlarda herhangi bir değişiklik olup olmadığına bakıyoruz. Bunu her zaman çıplak gözle görmek kolay değil. Bu yüzden diyabet sebebiyle gözünde hasar oluşabileceğini düşündüğümüz hastada göz anjiyografisi adı verilen ek muayene yapıyoruz. Damar çeperinden sızıntı ya da kanlanma bozuklukları bu duruma yol açıyor.

Diyabetik Retinopati (DR), diyabet hastalarında tüm kanlanması olan organlarda oluşabilecek olan hasarın, göz bulguları olan, sistemik bir hastalıktır. DR, gözün ağ tabakası olarak anılan kısımdaki görme hücrelerinin, kılcal damarların, dolaşan kandaki yüksek şeker düzeylerine uzun süre maruz kalması sonucunda oluşan yapısal ve bunların doğurduğu fonksiyonel değişikliklerle tanımlanır. DR gelişmiş ülkelerde 20-64 yaş arasındaki kişilerde (çalışan ve üreten nüfus) körlük nedenleri arasında ilk sırada yer almaktadır. Bu ülkelerde bir yandan diyabet görülme oranlarının giderek artması, diğer yandan ise modern tedavi yöntemleri ile diyabetlilerin yaşam sürelerinin uzaması DR görülme sıklığını artırmaktadır. Tüm diyabetlilerde DR'nin ortaya çıkışı direkt olarak diyabetin süresi ile ilgilidir. Şüphesiz ki diyabetli hastaların tümünde retinopati gelişmez. Türkiye'de diyabetik nüfusun yüzde 30.8'inde diyabetik retinopatinin çeşitli formları görülmekte olup (Tip 1 diyabetlilerde yüzde 31.2, Tip 2 diyabetli insülin kullananlarda yüzde 50.5, insülin kullanmayanlarda yüzde 22.7) bunların yüzde 5.1'inin proliferatif (ilerleyici) DR denilen en şiddetli klinik evrede bulunduğu tespit edilmiştir. DR'de temel değişiklikler, erken evrelerde kılcal damarlarda olmak üzere tıkanıklıklar, damar duvarından sızıntılar ve daha geç evrelerde ortaya çıkan anormal damar oluşumlarıdır. DR'nin ilerlemesini etkileyen faktörler; Diyabet süresi, yaş, diyabet tipi, kötü kan şekeri kontrolu, hipertansiyon, hiperlipidemi, gebelik, puberte'dir. DR'li hastalarda ise periyodik muayene zamanları hastalığın evresine göre değişkenlik gösterir."