Gereğini yapın

2001'de başlayan 12 Dev Adam efsanesi dün sona erdi. İstanbul'da kazanılan gümüş madalyanın ardında sadece bir slogana sığınıp hiçbir şey üretmemenin, sürekli "2010 hedefini bahane etmenin" bedelini dün İtalya maçında ödedik. Böylece bu efsane kadro için olimpiyatlar hayal oldu, 12 Dev Adam da tarihe karıştı. Efes Cup'ta rakiplerin pick and roll oyununa çözüm bulamadığımızı gören bir oyuncu, yardımcı antrenörlerden birine sorar: "Bu pick and roll savunmasını ne yapacağız?" Cevap: "Yaparız bir şeyler." Ama dün de gördük ki yapılan bir şey yok. İtalyanlar Bargnani, Soragna ve Belinelli ile bu ikili oyunları defalarca yapıp, bedava basketler buldular. Yüzde 73 serbest atış, yüzde 75 iki sayı ve yüzde 50 üç sayı ile oynadığımız ilk periyodu 29-15 önde kapattığımızda her şey istediğimiz gibiydi. Üstelik Tanjevic de "En iyi dışarı" sistemini bir kenara atmış, coaching yapıyordu kenarda. İlk çeyrekteki tek değişiklik, rakibin alan savunmasına çözüm olarak Ersan/İbo değişikliğiydi. İkinci periyotta zorlansak da devreyi 43-34 önde bitirdik.

TANJEVİC'İN SAÇMALIKLARI
İkinci yarı milli takımın iki yüzünü de izledik. 23.46'da Hido'nun üçlüğü ile 49-39 lehimize olan skor, İtalya'nın 19-2'lik serisi ile 29. dakikada 58-51 aleyhimize idi. Bereket Hido yine imdada yetişti ve kritik bir üçlükle farkı 4'e çekti: 54-58. 4'üncü periyotta rakibe 4 dakika sayı attırmadık ve 34'te 64-61 öne geçtik. Bitime 4 dakika kala Hido'nun üçlüğü ile farkı altıya çıkarsak da (67-61) 55 saniye kala İtalyanlar beraberliği yakaladı: 68-68. Ardından 20 saniye kala Hidayet faul çizgisine geldiğinde, Tanjevic mola aldı! Allahtan Hido soğumadı da kimseye mazeret üretme fırsatı vermeden 2'de 2 attı. Bitime 9 saniye kala bu sefer Bulleri iki faul atışını sayıya çevirdi ve biz İbo ile dipten boş üçlüğü kaçırıp maçı uzattık: 70-70. Uzatmada da 75-72 öne geçsek de Hido yorulunca maçı 85-75 kaybedip İspanya'da 'Turist Ömer' konumuna geldik. Burada Tanjevic'e iki soru soralım:

1- Önceki gün Yunanistan, iki sayı öndeyken bitime 10 saniye kala, uzatmayı göze alıp Hırvatlar'a faul yaptı ve neticede serbest atıştan iki sayı yese de son topu kullanıp maçı kazandı. Peki biz hem de önümüzde 20 saniye varken neden taktik faul yapmadık? 20, hadi bilemedin 17-18 saniye kala top elimizde olsa daha rahat kullanamaz mıydık? (Bitime 9 saniye kala Engin'in faulü taktik değil kazaydı!)

2- Hido faul atmadan önce neden mola alındı? Üstelik son hakkımızdı. Oysa o molayı İtalya basketinden sonra alsak, topu orta sahadan oyuna sokup, vakit kazanacaktık. Tanjevic bunu bile düşünemedi mi?