RoRo şirketi stratejik olur mu?

Öyle ya, durduk yerde ben bu olayı niye yazdım? Paranın izini takip ediyorum!.. Gerçeği arıyorum!
Çünkü Türkiye ihracatının yüzde 53'ünün gerçekleştiği en önemli üç ihracat kapısından biriyle ilgili kıran kırana bir savaş sürüyor. Bir cephede UND ve ihracatçının oluşturduğu 'ulusalcılar', diğer cephede ise şirket çöpçatanlarıyla farklı bir finansman modeli denemek isteyen Saffet Ulusoy'un liderliğindeki UN Ro-Ro'cular yer alıyor.
İlk cephe, "Lojistik stratejiktir. Bu şirket yerlilere satılmalı!" diye bastırıyor. UN Ro-Ro yetkilileri ise, "Parayı veren düdüğü çalar!" diyor. Sektördeki örtülü kavga, ticari bir savaşa dönüşüyor... Bir an önce Ulaştırma Bakanlığı ile Dış Ticaret'ten sorumlu Devlet Bakanlığı'nın bu işe el atması şart.
Çünkü UN Ro-Ro İşletmeleri'nin yüzde 87'sini merkezi ABD'de bulunan ama Londra ve Paris üzerinden iş yapan Kohlberg KKR adlı fon satın alıyor. 9 gemisiyle yılda 90 bin TIR'ı Çeşme, Pendik ve Ambarlı'dan İtalya'ya taşıyan UN Ro-Ro'ya 910 milyon Euro veriyor. UN Ro-Ro'ya ait Pendik limanı da satışın içinde yer alıyor.
Az şey mi?
Bu satış, lojistik sektörü için İzmir ve Mersin Limanı özelleştirmesi kadar stratejik.
Sektör tamam da, bir Ro-Ro şirketi nasıl stratejik olur? Tartışılması lazım. Bakın, satışa karşı çıkan UND Başkanı Tamer Dinçbaş, "UN Ro-Ro yılda 40 milyon Euro kazanıyor.KRR, 1 milyar Euro'yu yüzde 4 faizle değerlendirse yine aynı parayı kazanır. Orta vadede yatırdığı paradan para kazanmayacak. O halde bu işe niye giriyor? Demek ki, şirket el değiştirir değiştirirmez ihracatta taşımacılık ücreti artacak" diyor.
Sözün özü; küreselleşmenin yolu güç ve paraya sahip olmaktan geçiyor.