kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 10 Eylül 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Çiçek: Türkiye'de demokrasi yerleşmiş, kökleşmiştir

Yeni Haber
Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Türk vatandaşlarının, Türk seçmeninin, büyük bir demokratik olgunlukla herkesi hayran bırakacak bir seçimi geride bıraktığını belirterek, ''Demokrasinin, özümsendiğini, benimsendiğini, demokratik hayat tarzının artık bu ülkenin vazgeçemeyeceği bir noktaya geldiğini kanıtlanması bakımından da önemli olmuştur'' dedi.

Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada ele alınan konular hakkında bilgi verdi.

Türkiye'nin çağdaşlaşması ve modernleşmesi açısından AB konusunu önemsediklerini dile getiren Bakan Çiçek, bu nedenle gündemde yer alsa da almasa da Hükümet'in her defasında bu konuya gereken önemi verdiğini söyledi.

Çiçek, şunları kaydetti:

''60. Hükümet de önceki iki hükümet gibi AB konusunu her zaman gündeminde tutmaya devam edecektir. Bununla ilgili olarak hazırladığımız ulusal programdaki reformları yapma noktasındaki kararlılığımızı bir defa daha ifade etmek istiyorum.

Zaten, Türkiye'nin AB müktesebatına uyum programı 2007-2013 dönemini kapsayan bir önemli çalışma, belge, kamuoyunun bilgisine, ilgisine sunulmuştur. Her bakanlığın 2007-2013 arasında ne tip çalışmalar yapacağı, yasal ve kurumsal çalışmalar, takvimleriyle beraber bu dokümanda var.

1 Ekim'den itibaren yasama çalışmalarına başlayacağımıza göre, hem AB müktesebatına uyum programındaki taahhütlerimiz yerine getirebilmek adına, hem de yapısal reformları gerçekleştirebilmek adına bunu önemsiyoruz ve gündemimizde tutuyoruz. 1 Ekim'den itibaren bu yöndeki çalışmalar hızlanacaktır.''

AB'NİN ÖNEMİ

AB'nin Türkiye bakımından önemli olduğunu, Avrupa'da 5 milyona yakın Türk ve Türk kökenli vatandaşın bulunduğunu anlatan Bakan Çiçek, bu nedenle AB ile ilişkilerin önemini bir kez daha vurguladı.

İhracatın yüzde 60'ın üzerindeki oranının AB ülkelerine yapıldığını anlatan Bakan Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bu manada biz bir ölçüde AB'ye zaten belli noktalarda işbirliği içinde olan ülke olmamızdan dolayı da bu konu üzerinde her zaman önemle durulması gereken bir gündem maddesi bugün bu konudaki kararlılığımızı bir kez daha ifade etmek istiyorum. bu kadar vurgu yapmamın sebebi şudur; zaman zaman 'Türkiye reform yorgunu, Türkiye bu konuları 2. plana itti, yeteri kadar önem vermiyor' tarzında yanlış değerlendirmeler olabiliyor. Belki içerde yapılan çalışmalar yakından takip edilmediği için yanlış değerlendirmeler olabiliyor.

Daha güvenoyu aldıktan sonra ilk Bakanlar Kurulu toplantısında birinci madde olarak bunu aldığımıza göre, bundan sonraki süreçte de bu kararlılığın devam edeceğini herkesin bilmesini istiyoruz.Sayın Babacan, bu çalışmalarla ilgili kapsamlı bilgi verdi. Ayrıca 22 Temmuz'da yapılan seçimlerin AB camiasında olumlu etki bıraktığını da ifade etti. Türk vatandaşları, Türk seçmeni, büyük bir demokratik olgunlukla herkesi hayran bırakacak bir seçimi geride bıraktı. Demokrasinin, özümsendiğini, benimsendiğini, demokratik hayat tarzının artık bu ülkenin vazgeçemeyeceği bir noktaya geldiğini kanıtlanması bakımından da önemli olmuştur. Herkes, Türkiye'nin bu tutumunu orada takdirle ifade etmişlerdir.''

YURT DIŞINDA YAŞAYAN VATANDAŞLARIN OY KULLANABİLMELERİ

Bakanlar Kurulu toplantısında ayrıca, ''Türkiye'nin bir yarası'' diye nitelendirdiği ''yurt dışındaki vatandaşların oy kullanabilmesine ilişkin yapılacak düzenlemelerle'' ilgili bir değerlendirme de yapıldığını anlatan Bakan çiçek, şu bilgileri verdi:

''Maalesef siyasetçiler ve parlamento alarak bunu çözememiştik. Yurt dışındaki vatandaşlarımızın oy kullanmasıyla ilgili sıkıntı...Her gittiğimizde oradaki vatandaşlarımızı bizden aynen diğer ülkelerin vatandaşları gibi, bulundukları yerden oy kullanmayı arzu etmişlerdir. Türkiye ile ilişkilerin devamı açısından onların oy kullanmaları bir külfet teşkil ediyordu.

Biz bulunduğumuz yerde oyu bedava kullanıyoruz tabiri caizse... Bulundukları yerlerden gümrük kapılarına gelerek bir masraf yapmak suretiyle vatandaşlık haklarını yerine getirmeye çalışıyorlardı.Hiç olmazsa bundan sonraki dönem açısından çözümü kavuşması için bugün bir kurul oluşturduk, benim başkanlığımda... Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı, Dışişleri Bakanı, yurt dışındaki vatandaşların sorunlarıyla ilgilenmesi gereken Devlet Bakanı Sait Yazıcıoğlu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'ndan oluşan bir grup kurduk. Bir çalışma başlatıyoruz. Bunu hemen seçimin akabinde başlatmış olduk ki öbür seçimlere kadar işin yasal ve kurumsal düzenlemeleri neyse bunları biran evvel yapalım, son noktaya bırakmayalım diye ümit ediyoruz. Bundan sonraki genel seçimlerde vatandaşlarımızın oy kullanmalarını mümkün kılacak bir sistemi Türkiye'de gerçekleştirmiş oluruz.''

Çiçek, bu konuyla ilgili olarak geçmiş dönemlerde TBMM'ye sunulmuş olan tasarılar ve yurt dışında yapılan çalışmalar olduğunu, Türkiye'de seçim hukukuna ilgi duyan pek çok sivil toplum kuruluşu bulunduğunu belirterek, onlarında görüşlerinin alınmasından sonra bu konuyu gelecek seçimlerde Türkiye'nin gündeminden çıkarmayı hedeflediklerini belirtti.

ŞENLİKLER

Ertuğrul Gazi ve Söğüt Şenlikleri için dün bu ilçede olduklarını ifade eden Bakan Çiçek, bu tür şenliklerle ilgili de değerlendirme yapıldığını söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve bazı siyasi partilerin liderleri ile bu şenliklere katıldıklarını anımsatan Bakan Cemil Çiçek, bu tür şenlikleri önemsediklerini söyledi.

''Bu şenliklere Devlet ve Hükümet olarak önem veriyoruz. Tarihimizde dönüm noktası olan olayların cereyan ettiği bir kısım mekanlarımız var'' diyen Çiçek, şöyle devam etti:

''Buralarda zaman zaman törenler yapılıyor. Ama maalesef alt yapısı hazırlanmadığı için daha statik kutlama törenleri şeklinde geçiyor. Mesela Malazgirt, Çanakkale, Dumlupınar, Söğüt vs. Önemli olayların cereyan ettiği mekanlar ve oradaki kutlamaların yeni bir anlayışla ele alınması için proje çalışmalarından devam edenler var, yeni baştan ele alınması gereken mekanlar ve faaliyetler var. Bunların da önümüzdeki kutlama sezona kadar bu anlayışla yeni baştan proje yapılması gerekiyorsa projesi, devam edenler varsa bunların süratle tamamlanması ve dinamik bir anlayışla kutlanması noktasında bir karar almış durumdayız. Çanakkale'deki proje belli bir noktaya geldi. Bazı eksikleri tamamlayacağız. Daha farklı bir alt yapı çalışması yapılacak. Dumlupınar ve Malazgirt de bu kapsamda değerlendirilecektir.''

HÜKÜMET-PARLAMENTO İLİŞKİLERİ

Toplantıda, yeni yasama döneminde ele alınacak konuların da değerlendirildiğini söyleyen Bakan Çiçek, şunları söyledi:

''Geçen dönemden sıra sayısını almış, ancak erken genel seçim kararı alındığı için görüşülememiş 140 tasarı var. Buna karşılık bakanlıklarımızın üzerinde çalıştığı ve yasama yılına yetiştirilemediği için TBMM'ye gönderilememiş olanlar var. Komisyonlarda bekleyenler var. Bununla ilgili değerlendirme yaptık. Dolayısıyla yeni dönemde hangi tasarılar öncelikle çıkarılacak, bununla ilgili değerlendirme yaptık. Daha verimli bir parlamento ve hükümet ilişkisini nasıl tesis edebiliriz, bununla ilgili ben bir bilgi sunumu yaptım.Geçen dönem TBMM çok partili hayata geçtiğimizden itibaren çok önemli tasarıları kanunlaştırdı. 900 civarında yeni mevzuat hayatımıza girdi.Bu dönemde de bu ve bunun çabaları aynen, kararlılıkla sürdürüleceği için verimli bir hükümet-parlamento ilişkisi açısından neler yapılabilir bunları konuştuk. Hükümet olarak biz kendi üzerimize düşeni yapacağız, hiç şüphesiz Parlamento da kendi ayrı bir organ olduğuna göre, onlar da buna katkı sağlayacaklar. Hükümet-parlamento ilişkisi de bu çerçevede görüşülmüştür.''

TÜRKİYE'DE DEMOKRASİ YERLEŞMİŞ, KÖKLEŞMİŞTİR

Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Türkiye'de demokrasinin kökleştiğini, Parlamento'nun günün ihtiyaçlarına cevap verebilecek yepyeni bir anayasa yapabileceğini kaydederek, ''AK Parti, bilim adamlarından gelen taslağı kendisi yönünden bir değerlendirme yapıyor, yaptı. 'Bu taslak bizim taslağımız' diyebileceğimiz bir noktaya henüz gelmedik'' dedi.

Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında açıklamalarda bulunan Bakan Çiçek, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Çiçek, ''sivil anayasa'' çalışmalarının hangi aşamada olduğu, kamuoyunda bu çalışmaların ''gizli'' yürütüldüğü gibi bir algılamanın bulunduğu, bunun nereden kaynaklandığının sorulması üzerine, anayasa değişikliklerinin hükümetlerin değil, parlamentonun işi olduğunu belirtti.

Yaptıkları değerlendirmeye göre, TBMM Genel Kurulu'na inmiş 140 tasarının bulunduğunu, tasarıları bakanların değerlendirerek, hangilerinin öncelikle ele alınması gerektiği konusunda 25 Eylül'e kadar bilgi vereceklerini anlatan Çiçek, bunlardan hangilerinin öncelikli olacaklarının kararlaştırılacağını ifade etti.

Kamuoyunun ve değişik kesimlerin pek çok beklentisi olduğunu ifade eden Çiçek, Türk Ticaret Kanunu'nu örnek vererek, bu kanunun değiştirilmesi halinde 14 başlıkla ilgili önemli mevzuat reformunun gerçekleştirilmiş olacağını vurguladı.

Yürürlükteki anayasanın 71 maddesinin değiştiğini, 175 maddelik anayasanın neredeyse yüzde 40'ının değişmiş olduğunu ifade eden Çiçek, şöyle devam etti:

''Dolayısıyla bu anayasanın bütünlüğü kalmadı. İhtiyaç hasıl oldukça 1, 5, 10 madde değiştirildi. Bu anayasa 1980 öncesi sıkıntıları dikkate alarak güvenlik öncelikli bir anayasa olarak hazırlanmıştır ve bir tepki anayasasıdır. Bunlar benim fikirlerim değil. Zaten bu anayasayı eleştirenler ya da tespitte bulunanlar bunları hep söyledi, söylemeye devam ediyor. Halbuki günümüz dünyasında hem özgürlükleri korumak, daha fazla teminat altına almak hem de güvenliği dikkate almak, yani ya özgürlük ya güvenlik açmazından Türkiye'yi kurtarmak gerekiyor. Bugüne kadar da zaten sivil bir parlamento bir anayasa hazırlığı yapmadı, yapamadı. Her defasında askeri müdahalelerden sonra yapıldı. Düşünüyoruz ve inanıyoruz ki artık Türkiye'de demokrasi yerleşmiş, kökleşmiştir. Parlamentosu da günün ihtiyaçlarına cevap verecek, çağdaş gelişmeleri dikkate alan bir anlayışla yepyeni bir anayasa yapabilir.''

Bunun pek çok kurumun talebi olduğunu vurgulayan Çiçek, ''Bütün bunları dikkate aldığınızda aslında toplumun çok değişik kesimlerinden yeni bir anayasa yapılması gerektiği açıkça ortadadır. Biz de AK Parti olarak seçimlere girerken bütün bunları dikkate alarak yeni bir anayasa yapılmasını arzu etmiştik. Anayasa yapılması başka bir yasa yapmaktan çok daha zor ve çok daha önemli bir hazırlık isteyen bir konudur'' dedi.

Türkiye'de anayasa hukukçusu sayısının az olduğunu da dile getiren Çiçek, 6 akademisyenin özgür iradeleriyle bir Anayasa taslağı hazırladığını söyledi.

Çiçek, şöyle konuştu:

''Bu taslağı, netice itibariyle bir partiye hazırladı. Yani AK Parti bilim adamlarından gelen taslağı kendisi yönünden bir değerlendirme yapıyor, yaptı. Ondan sonra bazı maddelerinde bazı tereddütleri var, ya da bu maddelerin neden böyle yazıldığı ile ilgili karşılıklı oturup değerlendirme yapmaları lazım. Ondan sonra bunu kamuoyunun ilgisine, bilgisine, katkısına açacağız diye bunu defalarca ifade ettik. Şimdi hazırlıklar tamamlanmadan eğer bu taslakları kamuoyunun tartışmasına açarsanız korkarım ki faydasız bir tartışma yapmış oluruz. Çünkü 'bu taslak bizim taslağımız' diyebileceğimiz bir noktaya henüz gelmedik. Bir şeyi yarım olarak kamuoyunun tartışmasına açarsanız bundan beklenen fayda hasıl olmaz.''

''NİYET TARTIŞMASI YAPMADAN...''

Parti olarak akademisyenlerden gelen taslağı hemen TBMM'ye göndermeleri halinde ''bu acele niye'' denilebileceğini, eleştirilerin ancak bu durumda haklı olabileceğini vurgulayan Çiçek, şunları kaydetti:

''Halbuki biz diyoruz ki bunu müteaddit defalar açıkladık; 'eğer böyle bir anayasaya ihtiyaç varsa, buna da herkes katkı sağlayacaksa art niyet aramadan, niyet tartışması yapmadan, işe de çomak sokmadan, bir taslak çıksın orta yere...' Siluete ateş etmek yerine taslağın kendisini görmek lazım. Biz diyoruz ki 'bu noktaya geldikten sonra kamuoyunun bilgisine sunacağız.'

Bütün meslek, medya kuruluşlarına, ilim çevrelerine üniversiteler dahil herkese bunu göndereceğiz, internet sitesine koyacağız. Makul bir sürede bu düzenlemelerle ilgili kim ne söyleyecekse, neresini doğru yanlış eksik buluyorsa iyi niyetle bunları aldıktan sonra parti ve bilim kurulu bir araya geleceğiz. Yeteri kadar değerlendirme yaptıktan sonra TBMM'ye göndereceğiz.''

GİZLİLİK

Taslağın, Anayasa Komisyonu'nda görüşüldükten sonra Genel Kurul'a ineceğini belirten Çiçek, şöyle devam etti:

''Dolayısıyla ortada gizlilik diye birşey yok. Belki bazıları konuyu merak ediyor olabilir. Müsaade etsinler, 10-15 gün daha sabretsinler. 10-15 gün sonra, ne varsa bu kamuoyunun ilgisine, bilgisine, katkısına sunulacaktır. Ortada gizlilik yok, gece karanlığında yapılan hiçbir şey yok. Hemencecik bunları hazırlayıp Meclis'e göndermemiz yok. Kamuoyu yeteri kadar bunları tartışacaktır. Sonuçta da ümit ediyorum bu dönem herkesin pozitif katkısıyla bir anayasayı bu Parlamento döneminde gerçekleştirme imkanını bulmuş oluruz.''

Anayasa değişikliğinin halkoyuna da sunulacağını belirten Çiçek, ifade tarzı ne olursa olsun maddeleri herkesin iyi niyetle değerlendirmesini, korku ve vehimler, niyet değerlendirmelerinin işin önüne getirilmemesi gerektiğini vurguladı. Çiçek, şöyle konuştu:

''Artık şu noktayı koymamız lazım, bunun zamanı geldi; Türkiye demokratik sistemi benimsemiştir. Türkiye 84 yılı aşan bir süreden beri cumhuriyetle idare edilmektedir ve bunun hepimize sağladığı çok önemli kazanımlar vardır. Bunların hepsi korunarak Türkiye'yi daha ileri bir noktaya nasıl getirebiliriz, Türkiye'yi daha iyi idare edilebilen bir ülke haline nasıl getirebiliriz, hak ve özgürlüklerin rahatlıkla konuşulabildiği, kullanılabildiği batı standardında bir demokratik sistemi nasıl kurumsallaştırabiliriz yapılan çalışmaların önünde, arkasında, içinde bu vardır. Hemencecik filan kazanımlar gidiyor, Lozan'ın kazanımları gidiyor... Yani bu türlü vehimlerle korkularla ülke, Türkiye bir yere varmaz. Ne Lozan'ın kazanımlarını bu ülkede kimse birine verebilir, ne Cumhuriyetin kazanımlarından bu ülke vazgeçebilir. Kimse de buna cesaret edemez. Bunları çok net ve altını çizerek söylüyorum. Bir anayasa yapacaksak, anayasa ciddi bir iştir. Herkes böyle bir ciddiyet içinde eleştirilerini ortaya koysun, beraber yapalım bu işi. Bunun onuru da hepimize ait olsun.''

Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, 21 Ekim'de referandumun yapılacağını, bunun yapılması gerektiğini söyledi.

Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çiçek, Suriye ile İsrail arasındaki gerginlik anımsatılarak, İsrail uçaklarına ait yakıt tanklarının Türkiye sınırları içine düştüğü, bu konuda Bakanlar Kurulunda bir değerlendirme yapılıp yapılmadığına ilişkin soru üzerin, Dışişleri Bakanlığının konuya ilişkin bir açıklama yaptığını, ilave birşey söylemesine gerek olmadığını ifade etti.

Çiçek, Anayasa değişikliği nedeniyle 21 Ekim'de referandum yapılmasının söz konusu olduğu ifade edilerek, bu referandum sürecinin devam edip etmeyeceğinin sorulması üzerine, işleyen bir sürecin bulunduğunu belirtti. 21 Ekimde bir referandumun yapılacağını, bunun dar kapsamlı bir anayasa değişikliği olduğunu anlatan Çiçek, ''21 Ekim'de referandum yapılacak. bunun yapılması gerekiyor, çünkü işleyen bir süreç'' dedi.

Yeni anayasa taslağını bundan ayırmak gerektiğini ifade eden Çiçek, ''Biz bu referandumun yapılmasında fayda görüyoruz. Artık cumhurbaşkanı seçimleri Türkiye'de her defasında bir rahatsızlık, bir sancı, bir beklenti konusu olmasın. Bunu artık kökten çözmemiz lazım. Artık vatandaş kendi cumhurbaşkanını seçsin diyoruz'' diye konuştu.

Yurt dışındaki vatandaşların oy kullanmasında temel ilkelerin neler olacağına ilişkin soru üzerine, bu konuda sadece bir karar aldıklarını, diğer ülkelerdeki verileri toplayacaklarını belirtti. Çiçek, yurt dışında yaşayan vatandaşların da başka ülkelerin vatandaşları gibi, gümrük kapılarına gelmeden, böyle bir zahmete katlanmadan bulundukları ülkede, istedikleri gibi oylarını kullanabilmelerini arzuladıklarını kaydetti.

Çiçek, Diyanet İşleri Başkanlığından bazı personelin başka kurumlara kaydırıldığı, bunun kadrolaşma olduğu yönünde TÜSİAD'dan eleştiri geldiğinin ifade edilmesi üzerine, bunun kurumlardaki farklı ücret uygulamalarından kaynaklandığını ifade etti. Kadrolaşmanın söz konusu olmadığını dile getiren Çiçek, kamu kuruluşlarındaki ücret dengesizliğinin giderilmesi ve personel reformunun yapılması halinde bunun ortadan kalkacağını vurguladı.

Bakan Çiçek, TÜSİAD'ın eleştirileri konusunda ise bu tür açıklamalar yapılırken doğru bilgiye dayalı açıklamalar yapılmasının kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi açısından önem taşıdığını belirtti. Eksik veya yanlış bilgiye dayalı açıklamalar yapılabildiğini ifade eden Çiçek, bütün kurumlardan doğru bilgi aldıktan sonra açıklama yapmalarını istedi. Tuzla Tersanelerinde yaşanan iş kazaları konusundaki bir soru üzerine, konunun ilgili bakana sorulmasının yararlı olacağını kaydeden Çiçek, toplantıda cumhurbaşkanlığı seçim süreci ve toplu görüşmelerin gündeme gelmediğini kaydetti.

Çiçek, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı ziyareti sırasında Bakanlar Kurulu toplantısına katılıp katılmadığı yolundaki soru üzerine de Cumhurbaşkanı Gül'ün Bakanlar Kurulu toplantısına katılmadığını ifade etti.

(AA)