kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 10 Eylül 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Eğitime kırık karne

SABAH İNTERNET
Yeni Haber
İLİŞKİLİ HABERLER
Eğitime kırık karne
Türkiye, 2007-2008 Eğitim Öğretim yılına da kırık bir karneyle giriyor.
Öğretmen başına düzen ortalama öğrenci sayısı 26 ile AB ülkelerinin çok üzerinde. Bu sayı Doğu illerinde 57'ye kadar çıkıyor.

Türkiye'de yaklaşık 150 bin öğretmen açığı bulunuyor. 185 bin işsiz öğretmen adayının bulunduğu Türkiye'de, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ise bu yıl sadece 19 bin 094 öğretmen atadı.

ÖĞRETMEN AÇIĞI VAR ATAMA YOK


Öğretmen atamalarındaki kadro dağılımı da dikkat çekiyor. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerine 1148 kadro verilirken, matematik, fizik, kimya gibi derslerde öğretmen açığı olmasına karşın atamalar 30-40 öğretmenle sınırlı tutuluyor.

FİZİK BÖLÜMÜNE SADECE 15 ÖĞRETMEN ATANDI!


Fizik bölümüne tüm Türkiye çapında sadece 15 kadrolu öğretmen atandığı, Matematik bölümüne 30, Biyoloji bölümüne 40, kimya bölümüne 30 öğretmen yerleştirildiği gözleniyor.

2007 YILI ÖĞRETMEN ATAMALARIYLA İLGİLİ TABLOYA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ....

Milli Eğitim Bakanlığı ve Toplumsal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı (TESAV) verilerinden yararlanılarak ATO'nun hazırladığı "Türkiye'nin Eğitim Karnesi" raporunda, öğretmen başına düşen öğrenci sayısından engellilerin eğitimine kadar pek çok sorunu masaya yatırdı.

Rapora göre, 2006-2007 döneminde ilköğretimde okuyan öğrenci sayısı 10.8 milyona ulaştı. Bu sayı, 18 Avrupa Birliği üyesi ülkenin nüfusundan daha fazla. Her yıl yaklaşık 1.4 milyon yeni öğrenci okula başlıyor.

ÖĞRETMEN BAŞINA 26 ÖĞRENCİ

Avrupa Birliği'nde öğrenci sayısının en fazla olduğu İngiltere'de, ilkokullarda öğretmen başına yaklaşık 21 öğrenci düşüyor.Öğrenci sayısının yüksek olduğu diğer iki ülke olan Almanya ve Fransa'da yaklaşık 19 öğrenciye bir öğretmen eğitim verirken, Türkiye ortalamasında bir öğretmene 26 öğrenci düşüyor. Türkiye, bu sayıyla AB ülkelerinin tamamından yüksek bir orana sahip bulunuyor.

Türkiye'de öğretmen başına düşen öğrenci sayısı, bölgelere ve illere göre farklılıklar gösteriyor. Öğretmen başına öğrenci sayısının en fazla olduğu iller, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yer alıyor. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 57 ile en yüksek Şırnak'ta. Bir öğretmene Ağrı'da ortalama 48, Şanlıurfa'da 43, Mardin'de 39 öğrenci düşüyor. Batı illerinde bu sayı 20'lere kadar iniyor. Burdur, Bartın ve Sinop'ta ise öğretmen başına öğrenci sayısı 17.

150 BİN ÖĞRETMEN AÇIĞI VAR


Türkiye'nin eğitimde çözüm bekleyen sorunlarının ilk sıralarında öğretmen açığı geliyor. Türkiye'de yaklaşık 150 bin öğretmen açığı bulunuyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın verilerine göre, ilköğretimde okuyan öğrenci sayısında 342 bin 290 kişilik artış yaşanmasına rağmen, öğretmen sayısında buna paralel bir artış olmadı.

2004-2005 eğitim-öğretim yılında ilköğretimde 401 bin 288 öğretmen görev yaparken, bir sonraki dönem öğretmen sayısı 11 bin 429 azalarak 389 bin 859'a geriledi. 2006-2007 eğitim-öğretim yılında öğretmen sayısı 402 bin 829'a yükseldi. Yeni eğitim yılı başlamadan önce Milli Eğitim Bakanlığı, 19 bin 094 yeni öğretmen ataması yapsa da, öğretmen açığı devam ediyor.

Öğretmenlerin özlük haklarının ve aldıkları ücretlerin düzeltilmesi de çözüm bekleyen sorunlar arasında yer alıyor.

1 MİLYON ÇOCUK OKULSUZ

8 yıllık kesintisiz eğitim zorunluluğuna rağmen, Türkiye'de 1 milyon çocuk okuma-yazma bilmiyor. İlköğretimde yüzde 90.1, ortaöğretimde ise yüzde 56.5 okullaşma oranına sahip olan Türkiye'de ilköğretimde ortalama yüzde 98,9 oranında okullaşma oranına sahip olan Avrupa Birliği'nin oldukça gerisinde bulunuyor. Okullaşma oranı, İspanya'da yüzde 99.4 Fransa ve Portekiz'de yüzde 98.9, İtalya'da yüzde 98.8, Hollanda ve İngiltere'de yüzde 98.7, İsveç'de yüzde 98.6 düzeyinde.

Dünyanın gelişmiş ülkeleri arasında yer alan Japonya'da yüzde 99.9 olan ilköğretimde okullaşma oranı, Güney Kore'de yüzde 99.6 düzeyinde.
12 yıl kesintisiz eğitime geçilmesinin tartışıldığı Türkiye'de, bu sürede eğitim yapabilmek için okullaşma oranının artırılması gerekiyor. Okullaşma oranınının artması ise hane halkı ekonomisinin düzelmesi ve milli eğitime bütçeden ayrılan payın yükseltilmesi gerekiyor. Çok sayıda çocuk, ekonomik zorluklar nedeniyle, ilköğretimden sonra çalışmak zorunda kalırken, Milli Eğitim Bakanlığı'nın bütçesi gerekli yatırımları yapmaya yetmiyor.

ENGELLİLERİN YÜZDE 36'SI OKUR-YAZAR DEĞİL

Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı'nın verilerine göre, Türkiye'deki 8 milyon 341 bin 937 engellinin yüzde 36.3'ü okuma-yazma bilmiyor. Engelliler arasında, ilkokul mezunlarının oranı yüzde 41. Yüksekokula devam edebilenlerin oranı ise sadece yüzde 2.24. Örgün eğitim verilen okulların özel alt sınıflarında, kaynaştırma sınıflarında, kaynak odalarında ve rehabilitasyon merkezlerinde verilen özel eğitim, engellilerin eğitim ihtiyacını karşılamıyor. Resmi örgüt özel eğitim kurumlarının sayısı 644 olup, bu kurumlarda toplam 39 bin 520 engelli öğrenci eğitim görüyor. Öğretmen sayısı ise 6 bin 811. Eğitim olanaklarından yoksun kalan engelliler, iş yaşamında da yer alamıyor.

EĞİTİME AYRILAN KAYNAK YETERSİZ

Türkiye'de eğitime ayrılan kaynakların yetersiz olduğu dikkati çekiyor. Az gelişmiş ülkelerde yüzde 3.1, orta gelişmiş ülkelerde yüzde 4.4, gelişmiş ülkelerde yüzde 5.6 olan kamu eğitim harcamalarının GSYİH içindeki payı, dünya ortalamasında yüzde 4.4, AB ortalamasında ise yüzde 5.1 düzeyinde bulunuyor.

Milli Eğitim Bakanlığı, 2006 yılında 16 milyar 568 milyon YTL bütçesi ile 575 milyar 784 milyon YTL'lik GSYİH'dan ancak yüzde 2.8'lik pay alabildi. 2007 yılında GSYİH'da 631 milyar 393 milyon YTL'lik hedef yakalanabilirse, 21 milyar 355 milyon YTL'lik bütçesiyle, Milli Eğitim Bakanlığı'nın aldığı pay yüzde 3.3 düzeyine yükselecek. Türkiye bu oranla, hem dünya hem de AB ortalamasının gerisinde kalıyor.

AB ÜLKELERİNDE DURUM


Bazı AB ülkelerinde kamu eğitim harcamalarının GSYİH içindeki payları şöyle: Almanya yüzde 4.8, Fransa yüzde 5.6, Hollanda yüzde 5.1, İngiltere yüzde 5.3, İspanya yüzde 4.5, İsveç yüzde 7.7, İtalya yüzde 4.7, Polonya yüzde 5.6, Portekiz yüzde 5.8. İsrail, GSYİH'nın yüzde 7.5'ini, İsviçre yüzde 5.8'ini, ABD yüzde 5.7'sini eğitime ayırıyor.

EĞİTİM YATIRIMLARINA AYRILAN PAY AZALDI

Türkiye'de konsolide bütçe yatırım ödeneğinden Milli Eğitim Bakanlığı yatırımlarına ayrılan pay da istenen düzeye ulaşamadı. Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre, 1988 yılında 373 milyon YTL ile yüzde 37.3 düzeyinde gerçekleşen Milli Eğitim Bakanlığı yatırım bütçesisinin konsolide bütçe yatırım ödeneği içindeki payı yıllar itibariyle geriledi. Söz konusu pay, 2000 yılında yüzde 28.3, 2003'te yüzde 16.4, 2004'te yüzde 16.9, 2005'te yüzde 12.1, 2006'da yüzde 12.9 düzeyinde gerçekleşti. 2007 yılında bu oranın yüzde 15.95 olacağı tahmin ediliyor.