kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 10 Eylül 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Günaydın 
Prof. Dr. Tevfik Özlü
Sağlık Hakkı

Doktorun dilini doğru anlamak

Hekimlerin kullandıkları sözcükleri çoğu zaman anlayamıyoruz. Bize söyledikleri çok teknik ve bilimsel geliyor. Hatta çoğu zaman söylediklerini yanlış yorumluyoruz. Anlayabilmemiz için muayene, teşhis ve tedavi sürecinde sık kullanılan tıbbi terimleri açıklayabilir misiniz?

Herhangi bir yakınmayla (semptom) başvurduğunuzda; hekim hastalığınızı teşhis etmek amacıyla öncelikle sizi dinler ve çeşitli sorular sorarak tıbbi öykünüzü (anamnez) alır. Ardından hastalığın vücudunuzda yol açtığı değişiklikleri (sign-bulgu) tespit etmek üzere dinleme aleti (steteskop) gibi basit bazı cihazları da kullanarak sizi muayene (fizik bakı) eder. Anamnez ve fizik bakı sonunda, hekim, ya hastalığınızı teşhis eder (kesin tanı) ya da birkaç olası hastalık arasında (ön tanılar) kesin bir yargıya varamayabilir. Bu ikinci durumda, olası tanılar arasında hastalığınızın hangisi olduğunu bulmak için (ayırıcı tanı) kan sayımı ve röntgen gibi tetkiklere ihtiyaç duyabilir. Bazen hastalığın yerleştiği organın içerisine veya vücut boşluklarına özel cihazlarla girilerek (endoskopi) veya ameliyatla (operasyon) vücut sıvıları veya dokularından örnekler alınması (biyopsi) gerekebilir.

SONUÇLARI TARTIŞABİLİR

Bazen belirli konularda uzmanlaşmış veya görüşlerine itimat ettiği başka meslektaşlarına danışma (konsültasyon) ihtiyacı duyabilir. Tanıya giderken zorlandığı olgularda, hastanın dosyasını ve gerek duyulursa kendisini farklı branşlardan uzmanların oluşturduğu bir kurula (konsey) sunarak, semptom, bulgu, röntgen ve laboratuvar tetkiklerinizin sonuçlarını tartışmaya açar. Tüm bu işlemler sonunda kesin teşhise varılırsa, ilaçla (medikal) veya ameliyatla (cerrahi) tedaviye karar verilir.

ADIM ADIM TEŞHİS

Ancak bazen, her şeye rağmen hastalığın ne olduğuna dair kesin bir yargıya varılamayabilir. Bu durumda, en olası tanıya göre körlemesine (ampirik) tedavi başlanır. Bu tedavinin sonucunda hasta iyiye gidiyor ve düzeliyorsa, tedaviye devam edilir ve böylece teşhis de doğrulanmış olur. Tedaviye rağmen hasta iyileşmiyorsa, ya farklı olasılıklar açısından hasta tekrar değerlendirilir ya da daha ileri bir merkeze sevk edilir. Uygun bir tedaviyle, çoğu zaman hastalıklar iyileşir. Ancak, kimi hastalıklar ilerleyici (progressif) olup, doğru teşhis ve doğru tedaviye rağmen, giderek kötüleşir ve ölümle sonlanabilir. Bu tür hastalıklarda, iyileştirmese bile hastayı rahatlatan, ağrı ve ıstırabını dindiren (palyatif) tedaviler uygulanır. Kimi hastalıklar ise, zaman içinde müdahale edilmese bile kendiliğinden iyileşir (spontan şifa). Tedaviye cevap veren bir hastalık ya tamamen şifa bulup ortadan kalkar (kür) ya da kısmen iyileşir (selah). Bazı hastalıklar, iyileşirken kalıcı fonksiyonel kayıplara (sakatlanma) neden olabilir. Bu durumdaki hastaya; hastalık öncesi fonksiyonel durumuna olabildiğince geri döndürmek ve kalan gücünden maksimum şekilde yararlanmasını sağlamak üzere destek tedavileri (rehabilitasyon) uygulanır.