kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 8 Eylül 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
NAZLI ILICAK

Namaz, vaktinde kılınsa ne olur?

EVVELKİ gün Milliyet gazetesi bir manşet attı: Şehirlerarası otobüs, namaz kılınması için cami önünde mola vermiş. Kimileri, "Neden namazlarını kazaya bırakmıyorlar" diye öfkesini dile getirmiş. Sıradan sayılacak bir olayı manşete taşıdığına göre, Milliyet yönetimi de, "yakışıksız bir durum" olduğunu düşünüyor.
Birkaç gün önce, Yalçın Doğan da, bir yazısında şu tespiti yapmıştı: "Ankara'da tanınmış bir kebapçıya çok sayıda AKP'li milletvekili ve bakan geliyor. Her sefer 'Lokantada namaz kılmak için mescit nerede?' diye soruyorlar. Lokantanın ikinci katı mescide dönüşüyor. Gelen AKP'li gruplar, sofradan kalkıyor, önce erkekler, arkadan kadınlar, grup ve sıra halinde namaz kılıyor. Yemek yerken namaza gitmek, daha önce böyle bir adet var mı? Sırf gösteri." (1 Eylül 2007-Hürriyet)
Yeni bir tartışma başlatmak istemem ama, AK Partili dostlarımdan sorup öğrendim. Onlar, vaktinde kılınan namazın daha makbul olduğunu, mücbir bir sebep yoksa, kazaya bırakmamak gerektiğini söylediler. Daha ziyade, birbirini takip eden iki namazın, öğle ile ikindinin, akşamla yatsının cem edilmesine ruhsat var. Bunun için de gene mücbir sebep gerekiyor. Yani "Keyfim böyle istedi, şimdi kılmayayım. Gece hepsini toptan kılarım" diyemezsiniz. En azından onlar buna inanıyor.
Gösteriş filan değil; kendi gözlemimle de sabit. Ev ziyaretlerinde zaten muhafazakâr camianın insanları, bir odaya çekilip, vakit namazlarını kılarlar. Geçenlerde, İstanbul'un sosyetik lokantalarından Ulus 29'a, Azmi Ateş ve eşiyle birlikte gittik. Ateş, garsona mescit var mı diye sordu. Garsonlar önce şaşırdı; ben mescit olmasa da bir odanın yeterli olacağını söyledim. Hemen yer gösterdiler. Azmi Bey bana mı gösteriş yaptı? Yok böyle bir şey. Bırakalım herkes inancı gibi yaşasın, herkes birbirini inançlarından dolayı kınamasın, aşağılamasın ve suçlamasın.