kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 7 Eylül 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
BALÇİÇEK PAMİR

Yanak yanağa

Günlerdir "Cumhurbaşkanlığı bir makamdır, o makama saygı göstermek gerekir" diye yazıp çiziyoruz ya hepsi boşuna. Bardağı taşıran bomba AKP'li bir vekilin Cumhurbaşkanı'nın yanağıyla yakınlaşması oldu. Hayır bilemediniz, yanak yanağa gelmediler, öpüşme falan da söz konusu değil. Köşk'te verilen resepsiyonda İstanbul Milletvekili Recep Koral, kapıda misafirlerini karşılayan Abdullah Gül'ün yanağını okşadı. Hoş, ben okşamasına da karşı değilim. Mehmet Barlas, Başbakan Erdoğan'ın yanağına elini uzattığında da rahatsız olmamıştım. Bana "Yuh be kardeşim" dedirten başka.
Vekil, eliyle yanağın bütünleşme gerekçesini bakın nasıl anlatmış.
"Küçük çocuklar sürekli 'Abdullah Amca'nın yanağını sıkar mısın?' diye söylüyorlardı. İçimden geldi, öyle davrandım"
Öncelikle şunu öğreniyoruz ki yanağı okşamamış, sıkmış. İki eliyle kavrayıp sarssaydı bence. Daha etkili olabilirdi. Ya da Hasan Celal Güzel taktiği enseden kavrayabilirdi.
Ayrıca bahsettiği küçük çocuklar kim?
O çocukların başka istekleri de var mıdır?
Örneğin TBMM Başkanı Toptan'ın kucağına oturmak. Bakan Kürşad Tüzmen'in ceketinin arkasına kağıt yapıştırmak. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'in çayına şeker yerine tuz katmak. Başbakan Erdoğan'ın ayakkabısına su doldurmak... Acaba Recep Koral ortalarda serseri mayın gibi dolaşarak bu istekleri de yerine getirecek midir?
Bu son soru önemlidir çünkü bakanların Koral'ın girişimlerine karşı hazırlıklı olmaları gerekmektedir. Bu noktada karar verilmesi gereken şudur. Koral'ı görünce kaçmalı mı yoksa yaşanabilecek her şeye karşı göğsünü siper mi etmeli?
Maksat çocuklar mutlu olsun canım...
Milletvekili Özlem Türköne'nin "Okan Bayülgen'i döveceğim" diyen eşinin eski karısı Mualla Kavuncu açıkladı: "Ben de dayağını yedim birkaç kere. Bir de serde ülkücülük var yani, olur normaldir." Cümlenin neresinden tutalım ki? Sosyolog Kavuncu'nun dayağı bu kadar normal karşılamasından mı bahsedelim yoksa niye öyle bir adamla 16 yıl evli kaldığını mı soralım. En iyisi diğer cümlesine geçelim. "Eşimle birlikte karar verdik boşanmaya. Ben de bir öğrencime aşık olabilirdim, neden olmasın? Özlem Hanım'ın okulu bitirmesi, kaymakam olması, vekil seçilmesi hepsi eşinin sayesinde olmuş. Ben kimseye haksızlık etmek istemem, aşka da saygım var"
Mualla Hanım iyi ki aşka saygılı!