kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 7 Eylül 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Eroğlu: 2010 yılına kadar tüm şehirlerin içme suyu problemi çözülecek

Yeni Haber
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, ''2010 yılına kadar ülkedeki tüm şehirlerin içme suyu probleminin çözüleceğini'' söyledi.

Eroğlu, bakanlık binasında basın mensuplarıyla bir tanışma toplantısı düzenleyerek, bakanlığın faaliyetleri konusunda bilgi verdi. İstanbul Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği bölümünde 8 Mayıs 2007 tarihine kadar görev yaptığını anlatan Eroğlu, çevre konusuna çok uzak olmadığını, bakanlığı tanıdığını ve bu nedenle büyük bir heyecan içerisinde olduğunu söyledi.

Bakanlık olarak, kendilerine büyük hedefler koyduklarını, bu çerçevede de 2023 yılı için belirlenen hedefleri 2013'e çektiklerini kaydeden Eroğlu, ''Güçlü bir ekiple yürüyoruz. Hedeflerimizin tamamına 2013 yılında ulaşacağımıza inanıyorum'' dedi.

''1053 sayılı Belediye Teşkilâtı Olan Yerleşim Yerlerine İçme, Kullanma ve Endüstri Suyu Temini Hakkında Kanun''da yapılan değişiklikle nüfusa bakılmaksızın, köyler hariç tüm belediyelerdeki içme ve kullanma suyu ihtiyacını temin etme konusunda, Devlet Su İşleri'nin (DSİ) görevlendirildiğini belirten Eroğlu, ''sanayi ve konut ayırmaksızın, entegre su yönetimi anlayışıyla suyu bir bütün halinde'' ele alacaklarını ifade etti.

Eroğlu, ''Çankırı'da da bunu denedik. Sanayi ve içme suyu ayrı ayrı hesaplandığı zaman maliyetler 6 kat artacaktı. Tek bir işletme, kontrollü bir işletme, hem yatırım hem de işletme maliyeti açısından oldukça faydalıdır'' dedi. Bakan Eroğlu, Mudurnu'daki Ballıkaya Barajı'nı buna örnek göstererek, bu sayede su ihtiyacının, emniyetli bir biçimde karşılanacağını anlattı.

İÇME SUYUNDA 2010 HEDEFİ

Mühendislik kriterlerine göre su yatırımlarının, 30 yıl ilerisi düşünülerek yapıldığını kaydeden Eroğlu, büyük yatırımları 10 10 10 yıl olarak kademelendireceklerini kaydetti. Bakan Eroğlu, ''2010 yılına kadar da tüm şehirlerin içme suyu problemi çözülecek'' dedi.

Eroğlu, Türkiye'nin, hidroelektrik santrali (HES) yatırımları konusunda da iyi bir noktada olduklarını ifade ederek, 2003 yılında Türkiye'de HES potansiyelinin 5'te 1'inin kullanıldığını (30 milyar kilovatsaat (kWh)), bunun şu anda 44-45 milyar kWh/yıl'a çıkartıldığını, ancak bu miktarın da ''yeterli olmadığını'' belirtti.

Eroğlu, HES yatırımlarını hızlandırmak için özel sektör ile bine yakın su kullanım anlaşması yaptıklarını dile getirdi.

İŞ ADAMLARINA ÇAĞRI

Küçük HES'ler nedeniyle Türkiye'de çok fazla HES donanımı ve türbine ihtiyaç duyulduğuna dikkat çeken Veysel Eroğlu, iş adamlarına bu alanda yatırım yapmaları için çağrıda bulundu. Eroğlu, ''Bu potansiyeli değerlendirip, imalat yapabilecek fabrikalar kurarsanız, çok kazançlı çıkarsınız'' dedi.

Türkiye'deki suyun yaklaşık yüzde 75'inin tarımsal sulamada kullanıldığını anlatan Eroğlu, özellikle bu alanda suyun tasarruflu kullanılması gerektiğini dile getirdi.

ORMANCILIK VE ÇEVRE

Eroğlu, yapacakları diğer çalışmalar hakkında da bilgi vererek, bakanlıkça ağaçlandırma, dere ıslahı, erozyon kontrolü ve küresel ısınma konusunda projeler üretileceğini bildirdi.

Bakanlığın, ormancılık konusunda da bir çok hedefinin bulunduğunu anlatan Eroğlu, ''Gerek Ağaçlandırma Genel Müdürlüğü, gerek Orman Genel Müdürlüğü bu konuda büyük bir çalışmaya girdi. Ağaçlandırma konusunda Sayın Başbakanımız tarafından önemli bir mesaj verilecek. Bu konuda daha sonra malumat vereceğiz'' diye konuştu.

Veysel Eroğlu, orman yangınları konusunda ise ''ormancıların son derece fedakar olduklarını, cansiparane bir biçimde çalıştıklarını bildiğini ve onları takdir ettiğini'' belirterek, Türkiye'nin, orman yangınları konusunda diğer ülkelere göre düşük bir orana sahip olduğunu söyledi.''Sevindirici bir haber vereyim, şu anda ülkede çıkan orman yangınlarının tümü kontrol altına alındı'' diyen Eroğlu, ''Sadece ülkemiz açısından değil, komşu ülkelerle de ortak çalışmalar yapmalı. Ülkeler arasında daha koordineli bir çalışma gerekiyor'' şeklinde konuştu.

Eroğlu, katı atıklar konusunda da kararlı olduklarını dile getirerek, ''Türkiye'de katı atık bertaraf tesislerinin kurulması için hedeflerimizi belirledik. Ülkemizde bütün illerde katı atık yakma, biyogaz elde etme tesisleri kurulacak. Bu konuda da hedefimiz 2013 yılı. Katı atıkların, bilhassa tıbbi katı atıkların ayrı ayrı toplanıp, bertaraf edilmesi gerekiyor'' dedi.

Atık suların arıtılması konusuna da değinen Eroğlu, bu konunun çok büyük bir yatırım gerektirdiğine dikkat çekerek, Bakanlığın bu konudaki hedefinin ise 2023 yılı olabileceğini söyledi. Eroğlu, atık suların arıtılması konusundaki çalışmaların adım adım ilerlemesinde yarar bulunduğunu da kaydetti.

''ANKARA'DA ŞU ANDA SULAR AKIYOR AKMAYA DA DEVAM EDECEK''

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, ''Ankara'da şu anda sular akıyor, akmaya da devam edecek'' dedi.Eroğlu, bakanlık binasında basın mensuplarıyla bir tanışma toplantısı düzenleyerek, bakanlığın faaliyetleri konusunda bilgi verdi.

Ankara'nın su sorununun çözümü için Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek, ASKİ ve DSİ'nin güzel bir çalışma içine girdiklerini kaydeden Eroğlu, Kesikköprü Barajı'ndan getirilecek suyun yaklaşık 125 kilometre mesafeden, İvedik Arıtma Tesisleri'nde işleneceğini hatırlattı. Eroğlu, Çamlıdere Barajı'nda da bir miktar suyun bulunduğunu belirterek, gerektiği takdirde yer altı sularının da kullanılabileceğini ifade etti.Eroğlu, Ocak ayına kadar yetecek durumda suyu bulunduğunu belirterek, ''Ankara'da şu anda sular akıyor ve akmaya devam edecek. Yağmurların da Ekim ayından itibaren yağmasını bekliyoruz'' dedi.

Eroğlu, bir gazetecinin, ''Afyonkarahisar'da yaptığınız 'Türkiye'de ihtiyacımızın 10 katı su var' açıklamasına, bazı bilim adamlarınca tepki geldi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?'' sorusuna, ''Biz sorulan suale göre cevap veriyoruz. Bana, 'Türkiye'de içme ve sanayi kullanma suyu açısından herhangi bir problem var mı?' diye soruldu'' karşılığını verdi.

Kendisinin, ''su bütçesini bilen bir kişi olduğunu, ömrünün suyla geçtiğini'' anlatan Eroğlu, ''Türkiye'de 1 milyar metreküplük yağış var, ortalama. Buharlaşma, yer altına sızma, yurt dışına akma gibi şeyleri düştükten sonra ekonomik olarak kullanabileceğimiz 112 milyar metreküp suyumuz var. Kuraklık olsa dahi, bu rakam, 112 yerine 90, 80 olur, en kötü ihtimalle 70 olur'' diye konuştu.

Eroğlu, bir kişinin, en rahat şekilde günde 250 litre su kullandığını, bunun Türkiye nüfusuyla çarpıldığında yılda yaklaşık 7 milyar metreküp yaptığını belirterek, ''Türkiye'nin gelecekteki nüfus artışını da dikkate alırsak, yılda en fazla 7 milyar metreküp içme suyu ve kullanma suyu kullanılır. Yatırımlar zamanında yapıldığı zaman içme suyu ve kullanma suyu açısından ülkemizde risk olmaz'' dedi.

''AVRUPA'DAKİ BAKANIN İŞİ KOLAY''

Eroğlu, ''havzalar arasında su aktarma'' konusundaki soru üzerine şunları kaydetti:

''Biz havzaların hakkını almıyoruz. Denize akan, taşkına sebep olan suları biriktirerek fazla suyu diğer havzaya aktarıyoruz. Ülkede taşkınlardan korumak, ihtiyaç olduğu zamanlarda suyu temin etmek için mutlaka biriktirme tesislerinin yapılması şarttır.Türkiye'nin iklimi değişik. Yağış sürekli yağmıyor Avrupa'daki gibi. Avrupa'daki bakanın işi kolay, sürekli yağış oluyor. Bizde ise yağışlar belli periyotlarda oluyor. O halde yağışlı zamanlarda yağan yağmuru depolamamız, ihtiyaç olduğu zamanlarda da kullanmamız gerekir. Başka çaresi yok.''

Bu konuda 4-5 adet büyük projeden birini gerçekleştirdiklerini kaydeden Eroğlu, ''Beyşehir'de Derebucak mevkisinde bir baraj yaptık. Akdeniz'e akan suyumuz vardı. Sadece fazla suları toplayıp, Beyşehir'de bir tünel açarak Beyşehir Gölü'ne aktarıyoruz. Fazla olan suyu da Konya Ovası'na aktarıyoruz. Bir taşla 3 kuş vuruyoruz. Bunu yaparken öbür tarafa gerekli olan suyu veriyoruz'' diye konuştu.

''ANKARA'NIN KURTULUŞU OLACAK''

Eroğlu, bir gazetecinin, ''İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın, denizden su getirilebilir değerlendirmesi''ne ilişkin sorusunu ise ''Kendisi böyle bir çalışma yapmak isteyebilir. Bir araştırma yapılmasının bir mahsuru yok'' şeklinde yanıtladı.

Ankara'daki baraj sayısının yeterli olup olmadığı sorusuna ise Eroğlu, ''Ankara'da yapılacak başka baraj yok, tüm barajlar yapıldı. Sadece sulama maksatlı olarak, Kızılcahamam tarafına Doğanözü Barajı yapılabilir. Bunun projeleri de hazır, 55 milyon metreküp su oradan alınabilir. Esas itibariyle Kesikköprü Barajı ile Gerede sistemi Ankara'nın kurtuluşu olacak'' karşılığını verdi.

''KAMU-ÖZEL SEKTÖR ORTAKLIĞI, BİZDE HİÇ YOK''

Bakan Eroğlu, ''Enerji maksatlı barajlara da Çevre ve Orman Bakanlığı mı bakacak?'' şeklindeki sorusuyu ise şöyle yanıtladı:

''Sulama tamamen DSİ'ye ait olacak. O kadar sulanacak alan var ki. Bunu yapmamız, bütçe imkanlarıyla zaman alır. Bir an önce işletmeye dönüşsün diye yap-işlet-devret esasına göre bir hazırlık yaptık. Enerji santrallerinde olduğu gibi bunu da yapabiliriz diye düşünüyoruz. Hazırlıklar yapıldı. Sayın Nazım Ekren Beyefendi ile birlikte görüşeceğiz. DPT, Bakanlığımız, DSİ... Hep birlikte bunu özel sektöre açmayı düşünüyoruz.

Kamu-özel sektör ortaklığı, bizde hiç yok. Bu, sulama tesislerinde çok başarılı bir şekilde uygulanabilir. Barajı veya göleti biz yaparız, sulama şebekesini, işletmesini 25-35 yıl ihaleye göre özel sektör yapabilir. Böylece kamu ve özel sektör, ortak projeler üretebilir.''

BAKANLIKTAKİ MESAİ SAATLERİ

Bakan Eroğlu, bir gazetecinin, ''Bakanlık çalışanlarının, mesai saatlerinin 7.59 olarak değiştirilmesi'' konusundaki sorusuna ''Ben, zamanı çok önemseyen, zamanla yarışan bir kişiyim. Buraya geldiğimde mesai 09.00'da başlıyor dediler. 'Ya 09.00 çok geç, bunu 06.30'a falan çekebilir miyiz?' dedim, 'Çok erken' dediler. Oturduk, pazarlık ettik, 07.59'da anlaştık. Bugün mesela 07.59'da 2 tane brifing aldık'' karşılığını verdi.

(AA)