kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 6 Eylül 2007, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
HINCAL ULUÇ
Hıncal'ın Yeri

Bir Ortadoğu masalı..

Unesco Courier diye bir dergi çıkmaya başladı, Türkiye'de.. Unesco'nun desteği ile 32 ülkede çıkıyordu.
Şimdi bizde de başlamış. Enfes bir kültür dergisi.. Kültür ve sanat.. Bayıldım.. Bu dergiden "Bir Ortadoğu Masalı"nı sizinle paylaşmak istedim.
Yüksek dağların arasında doğan ırmak, uzun bir yolculuktan sonra uçsuz bucaksız çölün kızgın kumlarına ulaştı. Ulaşınca da pek şaşırdı.. Bu da neyin nesiydi böyle? Şimdiye dek hiç görmediği boz renkli tepelere şöyle bir baktı, sonra sıcacık kumların arasına sokulmayı denedi.. Olmadı..
Suları birden yok oluyordu..
Yeniden denedi.
Onca yolu, onca zorluğu aşarak buraya dek gelmişti.. Bunu da aşmalıydı. Kaderinin bu çölü geçmek olduğundan emindi.. Tekrar uzandı. Yine olmadı.. Nasıl aşacaktı bu engeli? Birden gizliden gizliye bir ses duydu, "Rüzgar çölü geçer.. Öyleyse ırmak da geçebilir.." Ses çölün kumlarından geliyordu galiba..
Hemen itiraz etti. Rüzgârın işi kolaydı. Çölün üzerinden esip, geçip gidiyordu.. Ya kendisi? Çöle girer girmez suları kayboluyordu.
"Tabii" diye cevap verdi ses.. "Çölü öyle geçemezsin.. Seni kaderine ancak rüzgar taşıyabilir.."
Irmak anlayamayınca, ses devam etti. "Kendini rüzgâra terk et.. Bırak sularını içine alsın.."
Irmak şiddetle itiraz etti. Daha önce sularını hiç kimseye emanet etmemişti. Su demek kendisi demekti. Benliğini kaybetmek istemiyordu. Hem bakalım, rüzgâr sularını bir kez alınca geri verecek miydi? "Rüzgâr ne yapacağını iyi bilir" dedi kumlar.. "Suyu emer, çölü geçirir, sonra yeniden toprağa bırakır.. Yağmurlar ırmağı yeniler."
"Buna inanabilir miyim?" diye sordu ırmak.. Hem de nasıl.. Zaten inanmazsan, burada bataklık olmaya mahkûmsun. Üstelik bu bile yıllar alabilir..
Irmak kalmakla, bataklık olmak.. İyi düşün."
"Ama ben bugün olduğu gibi sürdürmek istiyorum.. Hiç değişmeden.."
"Çok geç.. Ne yapsan olduğun gibi kalamazsın. Zaten sen istemezsen de bir bölümün yenilenmek üzere çölü aşmaya başladı bile.." Birden, bu sözler uzak anılarını hafif canlandırdı..
Hayal meyal bir şeyler hatırlıyor gibiydi.. Galiba rüzgâr bir vakitler onu, hiç olmazsa bir bölümünü taşımıştı.. Yoksa bir düş müydü? Üstelik bu kadar tehlikede olmadığı bir andı o!
Böylece ırmak rüzgârın kollarına ulaşmak için buharlaştı. Rüzgâr onu büyük bir ihtimamla kucakladı, çölü aşırdı, kilometrelerce ötede koskocaman bir dağın doruğuna ulaştığında toprağa bıraktı. Irmak başına gelenleri bütün ayrıntılarıyla belleğine aktarmak, bir daha hiç unutmamak istiyordu. Onun gerçek kimliği buydu işte.. Artık anlamıştı. Öğrenmeye başlıyordu.
Kumlar, "Biz iyi biliriz" diye fısıldaştılar.. "Çünkü çöllerden dağlara kadar her yere uzanırız.."
İşte bu yüzden bilgeler, "Hayat Irmağı'nın yolculuğu kumlarda yazılıdır" derler..
7 Ağustos 1995'te yayınlandı