kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 6 Eylül 2007, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Günaydın 
YÜKSEL AYTUĞ

Lütfen kanserlileri üzmeyin!

Kim bilir bu, aynı başlıkla köşeye taşıdığım kaçıncı yorum? Ama televizyonların yöneticileri, editörleri, yapımcıları, senaristleri kanseri "amansız ve ölümcül hastalık" olarak anmaya ve böylelikle ekran karşısında bu hastalıkla mücadele etmeye çalışanların umudunu kırmaya devam ediyorlar. Bu kez, sütunlarımı Sakarya'dan yazan okurum Yonca Koçmar'a devrediyorum. Belki onun sesini duyarlar... Sayın Yüksel Aytuğ, bu sabah (01.09.2007) Kanal D ekranlarında yayımlanan D Magazin'i izlerken sağırlaşan yürekler adına çok üzüldüm... Reyhan Karaca ile röportaj yapılmıştı. Karaca 1999 yılında babasını kanserden nasıl kaybettiğini anlatıyordu. Ama insanlar ne yazık ki hala kendilerinin milyonlar karşısında olduklarının farkında değil gibiydiler. Hele kanal yöneticilerine hiçbir şey diyemiyorum... Reyhan Karaca doktoru ile arasında geçen konuşmayı aktarıyordu. Doktor, babasının yalnızca bir hafta ömrünün kaldığını söylemiş. "Kral... (adını hatırlamıyorum) bile bu hastalıktan kurtulamadı senin baban mı kurtulacak?" demiş! Bir kere gerçeği bu tarzda anlatan doktorları zaten kınıyorum. Ardından Reyhan Hanım diyor ki, "Ben o zamanlar bu hastalıktan kurtuluş olmayacağını bilmiyordum..." Sizce bunu ekran karşısında izleyen bizim gibi kansere yakalanmış yakınları bulunan aileler ve özellikle de kanserli hastalar ne hisseder? Ömürlerini yalnızca bir umut ışığına kavuşabilmek uğruna acılar çekerek geçiren hastaları düşünmeden bu şekilde konuşmak, haydi konuşuldu diyelim, bunu yayınlamak ne derece doğru? İlk defa babamın 6 senedir gördüğü tedavi sonrası ilaçların etkisiyle sağırlaşan kulaklarının bu cümleleri duymamasına sevindim... Doğru, acı gerçekler var ama hiçbir şey imkansız değil! Birçok aile tanıyorum ki işte böyle Reyhan Karaca'nın söylediği gibi düşünüyor. Yani bu illetten kurtulmanın mümkün olmadığına inanıyor. Ve inanır mısınız bu yüzden yani "Nasıl olsa ÖLECEK" diye hastalarıyla ilgilenmeyenler, onları terk edenler bile var! Ne acı... Ne acı ki yüreklerimiz bu kadar sağırlaşmış... Demek istediğim şu ki; çok da farkında olmadan yayınladıkları bu röportajla birçok hasta ve benim gibi olamayan birçok yakının umutlarını kırdılar, tebrikler!