Çankaya... Ne yakın ne de uzakta

Bugün Çankaya'da "kabul" var. Deniz Baykal "yaldızlı, balmumlu davetiye ile" çağrılı.
Ama "gitmeyecek."

Deniz Baykal:
- Katılmayacağım zira... Çankaya konusunda toplumun ortaya koyduğu tereddüt ve kaygıyı sürekli hatırlatma gibi bir görevimiz var.
Baykal bugün "hem Çankaya'ya gidebilirdi."
Ve hem de "hatırlatma görevini" sürdürebilirdi. Ancak "her yiğidin yoğurt yeme stili değişik."
Baykal'ınki de böyle.

Deniz bey:
- Sayın Gül geçmişte Türkiye'nin rejimi konusunda çok ciddi, çok yanlış açıklamalar yaptı.
- Şimdi diyor ki: Bunları unutun, yeni söylediklerime bakın.
- Biz bu kadar rahat olamıyoruz.
- Onun için daha dikkatli, daha sorumlu davranacağız.

- Deniz bey bu soğukluk, bu mesafe koyma nereye kadar?
- Cumhurbaşkanı'nın meşruiyeti ile ilgili bir tartışma yok... Böyle bir tartışma açmam... Böyle bir tartışmaya katılmam.

Deniz Baykal:
- Cumhurbaşkanı görevini yapar.
- Biz de görevimizi yaparız.
- Cumhurbaşkanı görevini yaparken bizim de katkımıza ihtiyacı olursa, buna karşı çıkamayız.
- Ülkenin bir sorunu ile ilgili olarak Cumhurbaşkanı bir işbirliği veya istişare arayışına girerse, elbette gerekeni yerine getiririz.
- Ama gösteriş olsun diye, tören için, seremoni icabı konuşmaya da yokum.