Kabinenin ekonomi cephesi isabetli

Erdoğan kabinesinin ekonomi yönetimi ile ilgili tablosuna baktığımızda genel olarak doğru ve isabetli tercihler yapıldığını, kendilerini kanıtlamış ve tecrübeli isimlere kendi alanlarında önemli görevler verildiğini görmekteyiz.
Herşeyden önce ekonominin kordinasyonundan sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Nazım Ekren'in atanması son derece isabetli bir tercih olmuştur. Akademik başarılarını yakından bildiğim Nazım Ekren'in ekonomi yönetiminde de aynı başarıları göstereceğine inanmaktayım. Mütevazı, gösterişten uzak ve dürüst kişiliği ile derin bilgi ve tecrübesini birleştiren Bakan Ekren, ekonominin genel gidişatında çok önemli başarılara imza atacaktır. Özellikle sorumluluk alanındaki önemli ekonomik kurumların Nazım Ekren'in sevk ve koordinasyonunda mevcut bütün sıkıntıları aşacağına inanmaktayım.
Öte yandan Maliye Bakanlığı'na Kemal Unakıtan'ın yeniden görevlendirilmesi bana göre son derece isabetli olmuştur . Bakan Unakıtan 59. Hükümetin maliye, bütçe ve özelleştirme alanındaki başarılarda en önemli isimdir. Aynı zamanda bana göre Cumhuriyet tarihinde gelmiş geçmiş Maliye Bakanları arasında 'ceberrut devlet anlayışı' yerine, piyasa ve iş hayatının realitelerine en olumlu yaklaşan Maliye Bakanı Kemal Unakıtan olmuştur. Yeni Hükümette Nazım Ekren ile aralarında herhangi bir sürtüşme çıkacağına inanmıyorum. Her iki bakan da kendi alanlardaki görev ve sorumlulukları paylaşmayacakları gibi, birbirlerinin görev alanlarına da müdahale etmeyecektir. Uyumlu bir çalışma ortamı oluşacağına inanıyorum.
Hazine'den sorumlu Devlet Bakanlığı'na, Mehmet Şimşek'in getirilmiş olması da önemli ve olumludur . Global piyasalarla eklemlenmiş bir Türkiye ekonomisinin hem dış piyasaları çok iyi tanıyan, hem de dış ekonomik çevrelerin güvenini kazanmış Mehmet Şimşek'in de siyasette tecrübesizliğin ve bürokratik oligarşinin kurbanı olmadığı takdirde başarılı bir performans sergilemesini bekliyorum .
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'na beklendiği gibi Zafer Çağlayan'ın getirilmesi çok olumlu bir atama olmuştur . Piyasanın ve sanayinin içinden gelen, sanayinin ve KOBİ'lerin sorunlarını en ince detaylarına kadar yönetici olarak yaşayan ve bilen Bakan Çağlayan'ın hükümetin en önemli icraatlarında önemli rol alacağını şimdiden söyleyebilirim. Hükümette Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olarak görev alan Hayati Yazıcı'ya Gümrük Müsteşarlığı'nın bağlanmasında özel bir önem mevcuttur. Bir önceki Hükümette Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'in görev ve sorumluluk alanı içerisindeki Gümrük Müsteşarlığı'ndaki yolsuzluk ve usulsüzlük iddiaları ayyuka çıkmıştı. Bakan Tüzmen'in yolsuzluk iddialarının muhatabı olan üst düzey bürokratları kendi kanatları altına aldığı da bir sır değildir . Şimdi bu görev ve sorumluluğun Başbakan Erdoğan'ın en yakınındaki ve güvendiği kişi olan, dürüstlüğü, titizliği ve tavizsizliği ile bilinen hukukçu kökenli Hayati Yazıcı'ya emanet edilmiş olması çok önemli ve anlamlıdır. Bakan Yazıcı'nın bugüne kadar örtbas edilen tüm kaçakçılık ve yolsuzluk iddialarının üstüne, ucu nereye varırsa varsın kararlılıkla gideceğine ve 'kaçakçılığa yardım' ile yargılanıp halen en etkin görevde olan bürokratlar ile, bunları yargılamaktan kurtarmak için Kocaeli Başmüdürlüğü'ne bir yazı yazarak "Başsavcılığın takipsizlik kararına itiraz etmeyin" diyen Müsteşar Bülent Ertem olayını da mercek altına alacağına inancım tamdır. Bakan Hayati Yazıcı'nın hukukçu kimliğini de dikkate aldığımızda hukuka olan inancı ile Bakan Tüzmen'in çalışamaz duruma getirdiği Teftiş Kurulu'nun önünü açacağına inanmaktayım . Böylece Başbakan Erdoğan'ın bir önceki döneminde hükümetin yumuşak karnı olan gümrüklerdeki kokuşmayı da ortadan kaldırmış olacaktır.
Sonuç olarak yeni Hükümetin ekonomi yönetimi, piyasa ekonomisini yaygınlaştırıp derinleştirecek, AB ve global piyasalara entegrasyon sürecini devam ettirecek isimlerden oluşuyor. Beklendiği gibi başarılı olurlarsa bundan hem AK Parti, hem de milletimiz kazançlı çıkacaktır.