kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 31 Ağustos 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Cuma Sabah 
ATİLLA DORSAY

Unuttuğumuz şey: İSTANBUL'un altını kullanmak

İstanbul'un trafik ve otopark sorununa çözüm arayanlar, Levent Kültür Merkezi'nin altında yıllardır kapalı tutulan mekânı hiç gündeme getirmiyordu. Nihayet Beşiktaş Belediyesi, bu otoparkın eylülde hizmete açılacağını açıkladı.
Geçen hafta üç ayrı belediyenin yanlış bulduğum uygulamalarını yazmıştım. Ve bir açıklama gönderirlerse yayınlayacağımı da belirtmiştim. Büyükşehir ve Şişli belediyelerinden kendi alanlarıyla ilgili konularda bir açıklama gelmedi. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal ise Levent Meydanı üzerine yazdıklarım nedeniyle hem bizzat telefon etti hem de bir metin yolladı. Sayın Ünal, öncelikle bu tür yüzeye dönük işleri "Dostlar alışverişte görsün diye," ve "Kimi yandaş şirketlere para aktarma," gibi görmeme kızmış. Böyle bir şeyin asla olmadığını söylüyor. Büyük olasılıkla haklıdır. Aslında ben de onu seven, yaptığı işleri onaylayan bir Beşiktaşlı'yım. O üzerine alınmasın, ama bu tür işler tümüyle yok, denebilir mi? Başkan, Levent Kültür Merkezi'nin altında yıllardır battal olan otopark konusunda, aslında beni doğruluyor: Bu değerli otopark, bunca zamandır niye işletilmiyor? Şundanmış: Belediye ile mülkün yüzde 85'ine sahip firma arasında anlaşmazlık doğmuş, otopark kapanmış. Ancak belediye, yerin önemi nedeniyle kamulaştırma için yasal işlemleri başlatmış. Eylül ayında hizmete açılacakmış. İyi, ama çevre halkı için böylesine önemli olan bu işin sonunda çözüm noktasına geldiğini belediye, kamuoyuna açıklasa daha iyi olmaz mıydı? Başkan ayrıca, Levent'te yeraltını oymaya gerek olmadığını ileri sürüyor, "Burada büyük trafik yok, otoparkı ise çözüyoruz," diyor. Semt sakinleriyle toplantılar yapılmış, onlar da bunu istememiş. İşte buna katılmıyorum: İstanbul'un altını oymak ve kamu yararına kullanmakta öylesine geç kaldık ki... Son Paris gezimde, Louvre Müzesi'nin yanıbaşında, yeraltında oluşturulmuş devasa bir gezi otobüsleri parkını görerek şaşmıştım. Bizse hâlâ "Topkapı Sarayı'na gelen turist otobüslerini ne yapsak?" diye tartışıp duruyoruz. Aynı biçimde Paris'te kaldığımız yepyeni semtteki meydanın da tümüyle kazılıp, otopark haline getirildiğini görmüştük ki o meydan Levent'le kıyaslanamazdı bile... Temel sorun, artık bu kentin yeraltına inmemiz. Yoksa Taksim, Beşiktaş, Beyazıt, Kadıköy gibi sayısız meydanımız, çoktan trafiğe kapanmış ve yayaya açılmış olurdu. Bunu gerçekleştirmeden yapılan düzenlemeler, bana hep yüzünü yıkamadan makyajı suratına çalan pasaklı bir kadın gibi gözüküyor!