kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 30 Ağustos 2007, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Prof. Dr. AYDIN AYAYDIN

Piyasalarda dalgalanma ve Türkiye için fırsatlar

Geçtiğimiz hafta uluslararası piyasalarda yaşadığımız dalgalanmalar bugünlerde şiddetini kaybetmiş hatta yatışmış gibi görünüyor . Dalgalanma bitti, devam edecek, azalacak veya şiddetlenecek şeklinde bir değerlendirme yapmak için henüz erken. Sağlıklı değerlendirme yapabilmek için bilgi de yeterli değil. Dalgalanmanın nedenleri konusunda görüşler arasında benzerlik var, etkileri konusunda ise değerlendirme az. Sorunun boyutu hakkında tahminde bulunmak için en önemli gösterge konuyla ilgilenen kurumlar ve aldıkları önlemlerdir.
Bildiklerimizi gözden geçirelim; Son 3-4 yılda dünya ekonomisi iyi bir performans gösterdi. Gelişmekte olan ülkelerde oluşan tasarruf fazlası, tasarruf açığı büyüyen ABD ekonomisini finanse etti. ABD ekonomisi dünya ekonomisindeki büyümenin lokomotifi oldu. Enflasyon ve bağlı olarak faiz oranları da düşük kaldı. Kredi kurumları kredileri arttırmak için çaba gösterdiler. Her ülkede olduğu gibi ABD'de orta ve düşük gelir gruplarının ev sahibi olma isteği ile kredi imkanları bir araya geldi; konut talebi canlandı, inşaat sektörü büyüdü.

Yüksek getirili araçlar
Giderek daha yüksek risk gruplarına açılan kredilerden oluşan varlıklar karşılığında çıkarılan menkul kıymetler, önce ABD piyasasında, sonra da dünya piyasasında talep gördü . Bu duruma bir de türev ürünler yoluyla yaratılan finansman yöntemleri eklendi. Daha riskli ama daha yüksek getirili araçlar oluştu. Piyasalarda yüksek getiriler ile oyalanırken, enflasyon baskısını gören ABD Merkez Bankası kısa vadeli gösterge faizini yukarıya çekmeye başladı. Faiz oranları 2 yılda yüzde 2.75'ten yüzde 5.25'e yükseltildi. Ekonomik faaliyet hız kaybederken faiz yükü artmaya başladı. Konut kredisi kullananlar borçlarını ödemekte zorlanmaya başladılar. Önce kredi kurumları sonra da konut kredilerini fonlayan sermaye piyasası kurumlarının likidite dengeleri bozulmaya başladı. Kredi sigorta sistemi zarar görmeye başladı.
ABD Merkez Bankası likidite imkanlarını iyileştirdi. Bir yandan faiz oranlarının düşürürken bir yandan da likidite sağlayacağı aktifleri genişletti . Bir anlamada sıkıntısı olana da olamayana da ben buradayım, likidite krizine izin vermeyeceğim dedi.Bu çok önemli mesaj piyasalar tarafından olumlu algılandı, hararet düştü. Sorunun sadece ABD piyasalarında olamadığının göstergesi ise Avrupa Merkez Bankası'nın da devreye girmesi ve benzer yaklaşımı sergilemesi oldu. Merkez bankalarının yaklaşımı sorunun büyüklüğü konusunda bir fikir vermese de uluslar arası boyutta olduğunu gösteriyor. Gayet doğal. Küresel dünyada kaynaklar, getiriler ve riskler de küresel... Bir yerde yüksek getiri varsa herkesin haberi oluyor, sorun varsa da herkes nasibini alıyor.

Türkiye ilgi çekiyor
Türkiye dünya ekonomisindeki olumlu gelişmelerden çok olumlu etkilendi . Çünkü son beş yılda doğru işler yapıldı. Türkiye dünyanın ilgisini ve kaynağını çekti. Ancak, son bir yıldır ekonomik alanda reformlarımız yavaşladı, doğrusu budur. Siyaset öne çıktı. Seçimler de bittiğine göre yönümüzü yeniden ekonomiye çevirmeliyiz. Yeni hükümetin önemli bir şansı var. Dünya ekonomisinde trend değişmeye başladı. Riskler yeniden gözden geçiriliyor. Muhtemelen risk fiyatlaması da değişecek. Seçicilik yeniden önem kazanacak. Doğru işler yapan ülkeler açısından sorun olmayacak. Türkiye'ye bir güven var. Siyasi risk gündemde değil. Yakın dönemde ekonomik başarısı kanıtlanmış bir anlayış var . İktidar Partisi AK Parti'nin seçim sloganında söylendiği gibi, reformlar için lütfen durmayın, yola devam edin, ama lütfen daha ça buk olun.