Devlet eliyle hayali ihracat hortluyor

Her ay dış ticaret rakamları açıklanırken ihracatın sözde patronları özellikle ihracat artışının üstüne basa basa açıklama yaparlar. İhracatta patlama haberleri insanların yüreklerine su serpiyor. İthalat rakamları ise yürek hoplatıyor. Ülkenin ihracatı elbette hepimizi sevindirir. Ancak bu ihracat, gerçekten mal ve hizmetlerimize ait gerçek rakamlar olursa. Bir de madalyonun diğer yüzü var. Yurtdışından ithal ettiğimiz malları getirip ülkede yok denecek kadar az katma değer ilave edip yapılan ihracat ile dahilde işleme rejimi kapsamında devlet tarafından sübvanse edilerek yurtdışına ihracat yapılacak diye ucuza satılan mallar, işlendikten sonra yurtdışına ihracat yapılmış gibi gösterilip iç piyasada satılan mallar da maalesef ihracat rakamlarımızın içinde yer alıyor.
Dünkü köşemde Habur Gümrük Kapısı'nda Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın yazılı talebi üzerine Gümrük Müsteşarlığı'nın Habur Gümrük Muhafaza Başmüdürlüğü'ne 'iki firmaya ayrıcalık gösterilsin' talimatlarını yazmıştım. Irak'a un gönderen torpilli iki firmanın kamyonları sınırda bekletilmeden geçilmesi uygulamasını Irak'ın Ankara Büyükelçisi verdiği muhtıra ile istemiş. Bizim yetkililerimiz de bu muhtıranın gereğini yaparak bu firmaların Habur'dan geçişini kolaylaştırmış. İyi de un ve diğer gıda maddelerini Irak'a taşıyan diğer firmaların günahı ne? Irak'ın 'Ankara Büyükelçisi de kim oluyor, devlet kurumlarımıza ayırımcı uygulama getirin' diye muhtıra veriyor. Peki haftalarca kuyrukta bekleyen diğer gıda ihraç eden firmaların arkasından 'Bakan'ı yok mu?

DTM'den garip açıklama
Dış Ticaret Müsteşarlığı dünkü yazım üzerine, gazetelerin haber müdürlerinin dikkatine diye isimsiz ve imzasız bir basın açıklaması gönderdi. Yapılan açıklamada yazım için; 'Türkiye'den Irak'a yönelik gıda ihracatı yapan bazı firmalara Habur Gümrük Kapısı'ndan öncelik tanındığı ileri sürülmüş gerçek dışı ithamlarda bulunmuştur' denildikten sonraki paragraflarda belgeleyip yazdığım gibi, iki firmaya Irak Ankara Büyükelçisi'nin muhtırası üzerine bu uygulamanın yapıldığını teyit ediyor. Hem yazdıklarımın gerçek dışı olduğunu söylüyor, hem de aynı yazıda tarafımdan yazılanların hepsinin yapıldığını bizzat teyit ediyor. Yazdığım yazıda hangi iddiam gerçek dışı olduğunu neden yazamıyorlar? Anlaşılan suçluluğun telaşı içinde bağlı oldukları zat'ın talimatı ile alel acele bir yazı kaleme alma ihtiyacı hissedilmiş. Bu firmalara ayrım uygulamaya neden gerek görülüyor? Gümrüklerde, hassas ve çabuk bozulabilir ürünlerde öncelik tanınmasına ilişkin mutad uygulama zaten var.
Habur Gümrüğü'ndeki bu garip uygulama, yazım üzerine dün sabahtan itibaren burada yapılan haksız uygulamalar ile ilgili belge yağıyor.

Hayali un ihracatı
DTM'nin uygulamaya soktuğu dahilde işleme rejimi çerçevesinde TMO'dan ihracat yapılacak gerekçesi ile ton başına 150 dolar daha düşük bedel ile buğday alan kimi firmalar, habur gümrüğünden Irak'a un ihracatı yaptı diye gösterip, bu unu iç piyasada sattığını belgeleyen Gümrük Teftiş Kurulu 20 Ağustos 2007 tarih ve 3 no'- lu soruşturma raporunu Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı'na iletti. Anlayacağınız, 'hem devletten dışarı ihraç edeceğim' diye ton başına 150 dolar daha ucuz buğday alınıyor ve un yapıldıktan sonra da gümrükten dışarı gitti gösterilip iç piyasada satılıyor. Öte yandan iç piyasada satılan bu miktar da TİM'in verilerine göre ihracat rakamları içinde yer alıyor. Gördünüz mü ihracatımız nasıl artmış? Bakanımız da bu hayali ihracatla övünmeye devam ediyor.

Başbakanlık soruşturmalı
Dünyada en çok un ihracatı yapan ülkelerden biriyiz. 100 kg undan dünya 70 kg un elde ediyor. DTM'nin uygulamaya soktuğu dahilde işleme rejimine göre TMO'dan ucuz buğday alanlar, işlendikten sonra ihracat kapama işlemini 40 kg üzerinden yapıldığını biliyoruz. Geriye kalan 30 kg un nerede? Yoksa iç piyasada satılmasına rağmen hem haksız kazanç elde ediliyor hem de ihracatımız içinde mi gösteriliyor. Onun için dünya un ihracatında birinci sıradayız. Başbakanlık Teftiş Kurulu, gündeme getirdiğim DTM ve Gümrük Müsteşarlığı uygulamalarını soruşturma kapsamına almalı ve kimin gerçekleri söyleyip, kimin örtbas ettiği ortaya çıksa da herkes rahat nefes alsa.