kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 28 Ağustos 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ABDURRAHMAN YILDIRIM

Merkez Bankası küresel şoka karşı ne istiyor?

Global dalgadan etkilenmemek mümkün değil. Ancak Türkiye'nin yapacakları veya yapamayacakları da etkiyi azaltabiliyor veya çoğaltabiliyor. Tıpkı 2006 yılındaki orta ölçekli dalgalanmada olduğu gibi. Merkez Bankası'na atama krizi sırasında kaybedilen zaman nedeniyle Türkiye dış dalgadan en çok etkilenen piyasa haline geldi. Atama yapıldıktan sonra piyasadaki fazla likidite çekildi, döviz satışı başladı, faiz artırıldı. Böylece yeni dalgalara karşı mekanizma da kuruldu.
Bunun yanı sıra yeni bir dalgadan ve çifte seçimden korkan yerli yatırımcılar dövize güçlü bir yönelim gösterdi. Döviz tevdiat hesapları 60.3 milyar dolardan 91.9 milyar dolara yükseldi. Dalgalanma öncesi biriktirilen bu dövizler şimdi kur yükselişlerinde satışa sürülüyor.

- Merkez'in bakışı- Merkez Bankası da son küresel dalgalanma konusunda görüşünü ve izleyeceği politikayı geçen hafta sonunda açıkladığı Para Kurulu Toplantı tutanağında ilk kez ortaya koydu. Ben açıklamayı önemli buldum, bazı bölümlerini aktarıyorum:
- "Kamu harcamaları ve dış talebin büyümeye katkısının azalacağı öngörüsüyle toplam talebin enflasyon üzerinde baskı oluşturacak düzeye ulaşmayacağı tahmin edilmektedir. Bu çerçevede enflasyonun ana eğilimindeki düşüşün sürmesi beklenmektedir. Bununla birlikte önümüzdeki dönemde enflasyon görünümünü her iki yönde etkileyebilecek önemli risk unsurları da bulunmaktadır.
Enflasyondaki düşüş sürecinin öngörülenden daha yavaş gerçekleşmesi durumunda para politikasının daha temkinli gelişmesi söz konusu olabilecektir.
- Uluslararası likidite koşullarındaki ve kredi piyasalarındaki gelişmeler yakından izlenmektedir. Piyasadaki dalgalanmalar döviz kuru kanalıyla enflasyon görünümünü kısa vadede olumsuz etkileme potansiyeli taşımakla birlikte bu süreçte aynı zamanda küresel büyümeye ilişkin kaygılar arttığından petrol ve diğer emtia fiyatlarında gerçekleşebilecek düşüşler maliyet yönlü baskıları hafifletebilecektir. Diğer yandan risk algılamasındaki artışın yurt içinde kredi faizlerindeki düşüşü sınırlayacağı ve bankaların kredi verme isteğini azaltabileceği tahmin edilmektedir.
- Önümüzdeki dönemde uluslararası likidite koşullarındaki gelişmelere, dış talebe, kamu harcamalarına ve orta vadeli enflasyon görünümünü etkileyen diğer değişkenlere dair veri ve bilgi akışına bağlı olarak
olası faiz indirimlerinin zamanlaması ve miktarı farklılaşabilecektir.
- Merkez Bankası dünya piyasalarındaki olumsuz gelişmelerin enflasyon görünümüne etkisini sınırlamak için elindeki araçları etkin olarak kullanmaktan kaçınmayacaktır. Bu çerçevede Kurul, toplantıda aynı zamanda likidite gelişmelerini ve likidite yönetim stratejisini de değerlendirmiştir. Önümüzdeki dönemde YTL likiditesinin yeterli düzeylerde seyredeceği öngörülmüştür.
- İçinde bulunduğumuz konjonktürde ekonomimizin şoklara karşı dayanıklılığını artırmak için, para politikasının yanında maliye politikaları ve yapısal reformların desteği kuşkusuz büyük önem taşımaktadır. Bu çerçevede AB'ye uyum ve yakınsama sürecinin devam etmesi ile ekonomik programa ilişkin yapısal reformların hayata geçirilmesi konusundaki çabaların devamı önemini korumaktadır."

- Yeni program- Merkez Bankası değerlendirmesinde "konjonktür" ve "şok" kelimelerini kullanmış.
- YTL likiditesinin sıkışması söz konusu olmayacak.
- Döviz likiditesini yerli yatırımcılar şimdiye kadar sağladı. Yetmediği yerde Merkez Bankası'nın yukarıdaki ifadelerinden devreye gireceğini çıkartıyorum.
- Merkez Bankası ayrıca maliye politikaları ve yapısal reformların da desteğini istiyor.
Yeni dönemde ekonomi yönetiminde en yetkili olması beklenen bir bakan da, IMF ile yola devam edileceğini açıkladı. Galiba yeni hükümetin küresel bazda ortaya çıkan yeni durumu değerlendirerek yeni bir program hazırlaması ve yeni önlemler alması söz konusu olacak.

- Sonuç- "Deneyim kazanan, tedbirini artırır" Hz. Ali