kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Ağustos 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ABDURRAHMAN YILDIRIM

Fiyatlar yeterince düşmedi mi?

Temmuz ayının 24'ünde uç veren küresel dalgalanma bir ayını geride bıraktı. Amerika'da emlak piyasasının gerilemesinden kaynaklanıp, mortgage kağıtlarıyla tüm finansal sisteme yayılan, ABD'den Avrupa'ya ve Asya'ya sıçrayan dalgalanmada, son bir kaç gündür frene basılır gibi oldu. Nasıl ki 4-5 yıldan beri yüksek risk alma iştahından ve bol likiditeden bütün global ekonomiler ve piyasalar yararlanmışsa son bir aydaki kötüleşmeden de herkes payına düşeni alıyor. Öyle bir finansal sistem kurulmuş ki, herkes birbirine bağlı. Bu da eğilimi katmerleştiriyor ve çözülmeyi hızlandırıyor. Son bir aydaki dalgalanmadan şu sonuçları çıkarmak mümkün:

- Trend değişimi- En güçlü ülkenin en güçlü piyasasından çıkan dalgalanma için hemen hemen bütün yetkililerin üzerinde görüş birliği sağladığı teşhis "risklerin yeniden fiyatlanmasıydı." Demek ki, likiditenin bol olduğu, risk alma iştahının yüksek olduğu dönemde aşırı riskler alınmış, fiyatlar aşırı şişmiş. Yeni dönemde ne aynı riskler alınacak, ne de aynı fiyatlar söz konusu olacak. Bu açıdan risk iştahıyla likiditenin daha azalacağı bir döneme adım atıyoruz gibi. Yeni dönemde daha az risk alınacak ve fiyatlar da buna uyum sağlayacaksa, daglanma bir trend dönüşümüne işaret ediyor demektir. Eski fiyat düzeylerine kısa vadede erişilmesi zor olacak.

- Likidite kuruması- Risklerin yeniden fiyatlandığının söylenmesine karşılık piyasaların işleyişinde önemli aksaklıklar ortaya çıktı. Likidite önemli ölçüde azaldı. Oynaklıklar büyük ölçüde arttı. Dünyanın en büyük bankaları bile hedge fonlarının değerlemesini yapamaz hale geldi. Varlıklarına piyasada alıcı bulunmadığından ve doğru dürüst fiyat oluşmadığından dolayı. Gerçekleşen fiyat düşüşlerine rağmen alıcılar piyasalarda yeterince boy göstermedi. Alıcıların yeterince devreye girmemiş olması fiyat düzeltmesinin de yeterince olmadığının bir göstergesi sayılabilir.

- Merkez bankalarının yaptığı-
Kimin ne kadar riski ve batağı var bilinemediğinden, her kurum birbirine şüpheyle baktığından, bankalararası borçlanma piyasası da önemli ölçüde zayıfladı. İşte bu durumda devreye merkez bankaları girdi ve piyasalara yarım trilyon dolar civarında bir kaynak enjekte ettiler. Merkez bankalarının müdahalesi piyasalarda fiyat hareketlerinin keskinliğini önledi ve düşüşlerini yumuşattı.

- Müdahale noktası-
Normalde merkez bankaları müdahalelerini fiyat hareketleri belli bir noktaya geldikten sonra yapar. Çünkü düzeltmenin başında yapılan müdahale boşa gidebilir, etkili olmayabilir. Son dalgalanmada müdahalenin baştan yapılması, gecikme halinde müdahalenin işe yarayıp yaramayacağı ve düzeltme hareketinin kontrolden çıkıp çıkmayacağı korkusuna yorumlanabilir.

- Fed faizi nasıl etkileyecek?- Fiyatların daha sert aşağı gitmesindeki korku ise kimlerin batacağının kestirilememesinden, yeni büyük batakların oluşması halinde bundan piyasaların daha negatif etkilenmesinden, sonuçta da küresel ekonominin sert bir şekilde yavaşlamasından kaynaklanabilir. Bu açıdan sistem dalganın ilk ayında risklere karşı duyarlılığını azalttı. Gözünü 18 Eylül'deki Fed faizinin inişine çevirdi. Amerikan Merkez Bankası'nın faiz kararı ciddi bir sinyal olacak.
Umulduğu gibi faizi düşürürse, bu ekonomik durgunluğun beklenenin ötesinde olacağına yorumlanacak ve piyasalar yine iyi olamayacak.
Şu anda bile faiz düşüşü önemli ölçüde fiyatlandığı için herhangi bir indirim yapılmaması halinde ise piyasalar fena karışabilir. Yani "40 katır mı, 40 satır mı" durumundan kurtuluş yok.

- Sonuç- "Başlangıcı olan her şey nasıl olsa biter" Quintilian