kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Ağustos 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
HINCAL ULUÇ
Hıncal'ın Yeri

Ayşe'nin düşüşünü önlemek..

Ayşe'nin (Arman) "Güle Güle Hıncal" başlıklı yazısını nasıl üzüntüyle okudum.. Kendi açımdan değil.. Onun için üzüldüm
Bir zamanlar Türkiye'nin en okunan, en tartışılan, gündem yaratan, öteki gazete yöneticilerine "Keşke bizde de bir tane olsa" diye iç çektiren kadın yazarının düşüşünün böyle hızlanmasına, böyle dönüşü olmayan noktaya yaklaşmasına üzüldüm..
Çünkü..
Ayşe'yi çok severim. Kendisi de çok iyi bilir..
Ayrıca.. Ondaki cevheri ilk keşfedenlerdenim. Ercan'ın (Arıklı) yönettiği Aktüel'de çalışırken bir yalvarmadığım kalmıştı "Bu kıza köşe verelim" diye.. Biz veremedik. Hürriyet verdi. Öyle bir patladı ki Ayşe, günlük yazıları ve haftalık söyleşileriyle..
Şinasi Nahit'in dediği "Gazeteci olunmaz, doğulur" örneğiydi o.. Genleri gazeteciydi..
Tam da zirveye yerleşmişken nakli mekana karar verdi. Kocasına deli gibi aşıktı. Ömer Dubai'de bir iş bulmuştu..
"Yapma Ayşe" dedim.. "Ömer öyle biri ki, ayni parayı, hatta fazlasını Türkiye'de de kazanır. Ama sen uzaktan kumanda ile gazetecilik yapamazsın. Bitersin. Kocanı ikna et. O burada kalsın, sen taşınma.."
Ayşe'nin gözü aşkından başka şey görmüyordu. Gitti..
Ve de düşüş başladı. Bu ülkede yaşamadan, bu ülke insanının nabzını tutmadan bu ülkeyi yazamazsın..
Ayşe de yazamadı.. Dubai maceraları ve insana nerdeyse "Görmemişin bir oğlu olmuş" dedirten iki günde bir Alya yazıları okurun ilgisini çekmez oldu. Saçma sapan insanlarla şişirme söyleşiler, gündem yaratma bir yana ilgi bile toplamadı. Okur sayısı hızla azaldı. İnsanlar birbirlerine "Yahu bugün Ayşe'yi okudun mu" demez oldular..
Ardından hatalar başladı.
Ayşe yüzünü görmediği, soruları internetle yolladığı bir yazarla yüz yüze konuşmuş gibi "Yalan" bir söyleşi yayınladı. Daha sonra "Yalan"ı kendi açıkladı. "Meğer yanıtları o değil, başkası vermiş" diye.. Kendisinin de okurunu kandırdığını unutarak.
Eleştirdim.
Zaman Genel Yayın Müdürü onu kandırmaya kalktı. "Biz kadın sporcuların resimlerini yayınlarız. O 15 yıl önceki Zaman'dı" diye.. Ayşe "Örnek yolla o zaman" deyince yeni yanıt geldi..
"Benim haberim yok. Meğer yayınlamıyormuşuz. Okurlar kadın sporcuların yarışma resimlerini cinsel öge kabul ediyorlarmış da.."
Ayşe kendisini önce aldatmak isteyen, başaramayınca bu akıllara sığmaz yanıtı veren Genel Yayın Müdürünü yerden yere vurmak yerine, bir de"Öyle içten, öyle dürüsttü ki" diye övünce dayanamadım. Son zamanlarda Doğan gurubunda yoğunlaşan Dumanlı övgüleriyle birleştirip eleştirdim.
Her iki eleştirime de yanıt vermesi söz konusu değildi. Bunu çok iyi biliyordu. Yapacağı şey susmaktı. Onu da yapamadı ve o çok ucuz, çok ayıp, Ayşe'ye hiç yakışmayan yazıyı kaleme alıp, saldırdı. Ben yalnızlığım içinde mutlu olamadığım için ona buna sataşarak oyalanıyor, iki günde bir de Ayşe'yi yazıyormuşum. Bana acıyormuş, ama kıyamıyormuş.. Beni silmiş.. Ben de onu silmeli, yok saymalıymışım.. Artık bana yanıt vermeyecekmiş, falan filan..
Tepetaklak düşüşün yazısı..
Sevgili Ayşe,
Bana ne zaman yanıt verebildin ki, bundan sonra veresin. O senin çaresiz kaçışın.. Bu bir.
Hürriyet gibi bir gazetede yazıyorsan, yorumlara, eleştirilere açık olmalısın. Orada yazdığın sürece, gerekli gördüğüm an hatalarını yüzüne vururum. Bu işler senin "Yazma" demenle olmaz. Sansürcü müsün sen?. Bu iki..
"Belalı sevgili" dediğin doğru.. Ben sevdiklerimden vaz geçmemek için sonuna dek direnirim. Onlar benden vazgeçseler de.. Sen de öylesin. Bir gün "Sen haklıydın Hıncal" diyeceğini biliyorum ve sabırla bekliyorum. Seni sevdiğim, yeteneklerine hala inandığım için de eleştirmeye devam edeceğim.Bu üç..
Yalnız olduğum iddiana gelince.. Ben aşk ve seks hayatını detaylarıyla anlatanlardan değilim. Yaşantıma giren tek kişiyi bilir kamuoyu.. Holly.. Yasal eşim olduğu için. Ötekilerden, hem de yıllar sonra, isim vermeden söz ettim. Şu anda ne yaptığımı da kimse bilmez. Hele Dubaili Ayşe hiç bilemez. Uzaktan kumanda ruh doktorculuğu oynamaya kalkmanı, çocukken çok doktorculuk oynamana bağlıyorum, bu da dört..
..Ve beş..
Sevgiyle gözlerinden öperim!..