kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 24 Ağustos 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ABDURRAHMAN YILDIRIM

Toparlanma geçici mi kalıcı mı?

İç ve dış piyasalarda son iki gündür belli bir toparlanma eğilimi var. Bunda ABD Merkez Bankası Fed'in "Her şeyi yapacağına" dair açıklaması etkili oldu. Yani önümüzdeki günlerde veya en geç faiz kararının verileceği 18 Eylül'de, piyasalar Fed'in çeyrek puanlık veya yarım puanlık faiz indirimini bekliyor. Bunu bir ölçüde fiyatlara yansıttılar da.
Aslında temel faiz indirimi, Fed'in bu dalgayı kesmek veya yumuşatmak için atacağı üçüncü önemli adım olacak. Birinci adım piyasaya likidite pompalamaktı. Bunu yaptı. Diğer merkez bankaları da Fed'i izledi. Bu yolla 500 milyar dolar civarında bir paranın piyasalara verildiği hesaplanıyor.
İkinci önlem ise geçen cuma günü Fed'in, likidite krizini de doğuran subprime mortgage kağıtlarını teminat kabul ederek ve bir gecelik vadeyi bir aya çıkartarak bankalara iskonto penceresinden kullandırdığı kredinin faizini yarım puan düşürmesiydi. Krizli zamanlarda ve nadiren devreye sokulan bu önlem piyasaların panik havasından çıkmasını sağladı. Beklentileri değiştirdi ve Fed'in temel faiz oranında indirime gideceği beklentisini kuvvetlendirdi.

- Büyüklerin tepkisi- Ancak bu yeni olanaktan ilk krediyi kullanan Deutsche Bank'ın piyasalar tarafından cezalandırılması, hisse senedinin düşmesi, bu silahın ters teptiğini ortaya koydu. Bu krediden yararlanmak bir yerde zor duruma düştüğünü ilan etmek gibi algılandı. Ancak dünya finansal sistemine yön veren büyük bankalar duruma el koydu ve adeta "hepimiz birer Deutsche Bank'ız" diyerek, aynı kredi olanağından kendilerinin de yararlandıklarını açıkladılar. Piyasaların cezalandırmasına karşılık böyle bir toplu savunma ilk bakışta sonuç verdi. İskonto penceresinden kredi kullanmayı ayıp ve cezalı olmaktan çıkardı. Bu da piyasaları olumlu etkiledi. Son iki gün içinde piyasaları toparlayan iki etkenden biri bu oldu. Yani büyük bankalar kendilerini ortaya koyarak ters tepen Fed'in silahını yeniden hedefe yönelttiler.

- Üç önlem de yürürlükte- Dolayısıyla şu an Fed'in üç önlemi, ki ana faiz düşüşü henüz gerçekleşmemiş olsa da piyasalar tarafından fiyatlanmaya başladı, dalgalanmayı şimdilik ve muhtemelen kısa süreliğine tersine çevirdi. Yani Fed hem likidite vermeyi sürdürüyor, hem iskonto penceresinden mortgage kağıtlarını teminata kabul ederek ekstra kredi açmaya devam ediyor, hem de piyasalar sanki yüzde 5.25 düzeyinde olan temel faiz oranı düşmüş gibi hareket ediyor. Bu iyileşmenin ardından eğer Fed faizini düşürecekse etkisi normal olmayacak. Zaten bu etki bir ölçüde veya önemli ölçüde önceden tüketilmiş olacak.

- Dalganın devamı - Herhangi bir olumsuz haberde de dalga yeniden terse dönerse piyasaların önüne beklenti yaratacak yeni bir şey koymak gerekecek. Bu da ayrı bir şey.
Çünkü dalgalanmanın bittiğine inanılmıyor, devamı bekleniyor. Gelişmiş ülkelerde risklerin geçmişte yanlış değerlendirilmesinden ya da yeterince algılanamamasından kaynaklanan bir sorunla karşı karşıyayız. Riskler yeniden değerleneceğine göre bir kere aşırı risk alanlar ayıklanacak, zararlarını yazacaklar, iflasları ortaya çıkacak. Batan batacak, piyasalar ve ekonomiler kalan sağlarla yoluna devam edecek. Bu da belli bir sürecin yaşanmasını, zararların realize edilmesini, ayakta kalanların ortaya çıkmasını gerektiriyor.

- Merkez bankalarının yaptığı- Kaldı ki riskler yeniden değerlendirildiğinde eski fiyat düzeylerine varılması zor olacak. Çünkü küresel finans sistemi şu anda en yetkilisinden başlayarak bazı riskleri geçmişte yanlış değerlendirdiğini, düşük faiz ve fazla likidite ortamında aşırı risk alındığını kabul ediyor. Risk almada normale dönülecekse, o zaman bütün varlık fiyatlarında zaman içinde normale dönüş olması gerekir. İşte son dalgalanmayla bu süreç başladı ve yaşanmaya da devam edeceğe benziyor. Merkez bankalarının uğraşı da bu süreci durdurmak, geciktirmek veya en azından yumuşatmak şeklinde değerlendirilebilir.

- Sonuç- "Çok kazanmak isteyen kaybeder" La Fontaine