kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 24 Ağustos 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Günaydın 
ŞENGÜL BALIKSIRTI

'Annem yaşında' tartışması masum kaldı

Tartışmaları, sataşmaları görünce "Bu neyin kavgasıdır?" diyorsunuz. Ekmek kavgası mı? Sanmam Bugün en sıradan şarkıcı bile maaşlı bir insanın ömür boyu çalışsa biriktiremeyeceği parayı birkaç konserde kazanıyor. (Baksanıza Müjdat Gezen bile"Televizyondan 38 milyar kazanmak için soytarılık yapıyorum" demiş.) Son günlerde yapılan tartışmalara bir bakın: "Şerefli babanın şerefli bir kızını arıyoruz." (Demet Akalın'dan Mehmet Ali Erbil'e.) "Pornocu adam." (Levent Kırca'dan Ali Poyrazoğlu'na.) "O gitsin kendine bir Romeo bulsun." (Hande Yener'den Serdar Ortaç'a.) Herkes birbirine bel altından vuruyor. Bu tartışmaları görünce birkaç yıl önce Hülya Avşar, Gülben Ergen, Petek Dinçöz arasında yaşanan polemikler nasıl da masum ve gülünesi geliyor insana. Petek Dinçöz ne derdi Hülya Avşar için; "Annem yaşında kadın." Bunu söyleyerek, aslında önündeki kalabalıkta kendine yer açmaya çalışıyordu. Ama şimdi öyle değil. Şimdi bir garip savaş var. Söyleyecek bütün sözleri tüketenler, şimdi ahlaki-insani bütün sınırları zorluyor. Ama şunu unutmamalı; siz sınırları deldiğiniz anda sizin de sınırlarınız delinir. Serdar Ortaç'a "O kendine bir Romeo bulsun" diyerek imalı bir göndermede bulunan Hande Yener'e de her türlü söz söylenebilir bundan böyle; hazırlıklı olsun! Sizler de görüyorsunuz; bir süredir televizyonlarda bir zamanlar hiç konuşulmayan konular konuşuluyor. Herkes aklından geçeni, hiçbir süzgeçten geçirmeden anında dile getiriyor. Yanındaki insana "Siz de kimsiniz?" diyebiliyor. Utanmak diye bir şey yok. Ve biz bunlara alışıyoruz. Alıştıkça daha fazlasını istiyoruz. Kanlı canlı bir filmin orta yerinde kendimize yer açıyor, alkışlarımızla "Haydi biraz daha, biraz daha" diyerek onları yüreklendiriyoruz. Canlı yayınlarda yarın, öbür gün büyük kavgaların yaşanacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok. Çünkü savunma duvarları çoktan çöktü! Gelelim ekmek kavgası meselesine... Bu geçim kavgası, ekmek kavgası falan değil. Bu birilerinin geldikleri hayattan sonra gördükleriyle yaşadıkları şımarıklıktır. Sindirememektir... Görgüsüzlüktür... Başka hiçbir şey değil.