kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 20 Ağustos 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
YAVUZ DONAT

Batı'dan güzel bir haber

Haftalardır "dön baba dönelim" aynı konular etrafında dönüp duruyoruz: Seçim... Yüzde 47... Çankaya... Yeni hükümet.
Ya diğer "konular, sorunlar."
Boş ver gitsin. Birikirse biriksin.
Almanya'dan "AB uzmanı" Doç. Dr. Harun Gümrükçü aradı:
- AB komisyonu, Hollanda Hükümeti'ne mektup yazdı... Bizimle ilgili.
- Mektupta ne diyor? Diyor ki;
* Türkiye-AB hukukuna göre, mevcut haklarda geriye gidiş olamaz.
* Ama Türklerin haklarında geriye gidiş var.
* Konuyu AB Adalet Divanı'na (Lüksemburg mahkemesi) götüreceğim.
* Dava öncesi görüşünü bildir, savunmanı yap.
"Böyle bir şey" ilk kez oluyor.
Ama gündemi iç politik sorunlarla dolu Türkiye'nin "bu gelişmeden haberi bile olmuyor."
Türkiye ile Avrupa arasında "Ankara anlaşması" var.
"Katma protokol" var.
İki tarafı da bağlayan "Ortaklık Konseyi kararları" var.
Katma protokolün 41'inci maddesinde "mevcut haklarda gerileme olamaz" hükmü var.
Ama yıllardır Avrupa'daki Türklerin "kazanılmış haklarında gerileme var."
Örnek mi?
"Çocuk parası" geri geri gitti.
Örnek mi?
1980'de "vize kondu."
Almanya "vize, mevcut haklarda gerileme değildir" diye gerilemeye "kılıf bile buldu."
Avrupa'daki Türklerden "vize parası olarak" yılda 13 milyon Euro çıkıyor.
Ayrıca...
Vize için "Rus" 40 Euro öderken, "Türk"ten 60 Euro alınıyor.
Yani "geriye gidişe" bir de "ayrımcılık" ekleniyor.
Türkiye böyle konularda yıllardır ciddi bir tepki koyamadı.
Özellikle vize meselesinde kimsenin "gıkı" çıkmadı.
Zira...
Bu olayda hem "sahipsizlik" var.
Ve "acıdır ayıptır söylemesi" Türkiye'de maalesef bir "vize lobisi" var.
Sadece AB ülkelerinin değil, Türkiye'nin de haklarını savunması gereken "hakem konumundaki" AB Komisyonu yıllardır hep bize "ev ödevlerimizi" hatırlattı.
Ama "haklarımızı geriye götüren" AB ülkelerine "tek soru sormadı."
Şimdi bir "ilk" yaşanıyor.
AB Komisyonu "Hollanda'yı mahkemeye veriyor."
Komisyon yılda "250-300 dava açar." "Bu" bizim lehimize ilk dava.
Yıllardır hem "iç göç" ve hem de "dış göç" yaşayan Türkiye'nin bir "göç araştırmaları enstitüsü" yok.
Hiçbir üniversitede "göç kürsüsü" yok.
Başbakan Erdoğan;
1. Artık bu konuda yeni politikalar üretmeli... Yeni düzenlemelere gitmeli.
2. Ve konunun uzmanı 2-3 bilim adamını çağırıp, dinlemeli.