kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 19 Ağustos 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Pazar SABAH 
AHMET ÖRS

Dibi koklanarak seçilen meyve: Kavun

Kabuğuna tık tık vurarak, kucakta hop hop hoplatarak, hatta dibi koklanarak seçilen kavunun Eski Roma'da karabiber ve sirkeyle lezzetlendirilip salata olarak yenildiğini biliyor muydunuz?.
"Günümüz dostları kavun gibi; iyisini buluncaya kadar 50 tanesini denemek gerekiyor..." Böyle diyor, eski Romalı tarihçi ve filozof Plinius. Bu söz, insanın iyi bir dost bulmasının ne denli zor olduğunu gösterdiği gibi, kelek çıkmayan, lezzetli bir kavun bulmanın o dönemlerde ne kadar zor olduğunu da ortaya koyuyor. Günümüzde keyfine vardığımız kavunların tatlanıp güzelleşebilmesi için, yüzyılların geçmesi ve kavun türlerinin ıslah edilmesi gerekti. Bir yandan da çok eski dönemlerden beri kavunun iyisini bulup kesmek için, onun olgunlaşıp tatlandığını belirleyecek yöntemler geliştirildi. Örneğin kavun, boyutlarına göre, gereğinden daha ağır olmalıydı. Sapı kolayca kopabilmeliydi. Sapın karşı tarafı, yani 'dibi'nin rengi, kahverengileşmeden, hafifçe değişmiş olmalıydı. Kokusu burnumuza hoş gelmeliydi. Çünkü sert bir koku, kavunun içinin geçtiğini, aşırı olgunlaştığını gösterirdi. "İnsanoğlu kavun değil ki, dibini koklayasın," diye bildiğimiz, o ünlü Türk atasözünü herhalde kavun seçmede usta biri söylemiş olmalı... Bu özdeyiş, insan tanımanın zorluğunu çok isabetli biçimde ifade ediyor. Dibini koklayarak kavunun iyi olup olmadığını büyük bir isabetle saptayabiliyoruz; doğru insanı seçebilmek ise çok daha zor. Kavun, temmuz ile eylül ayları arasında bol bol sofralarımızı süsleyen bir yaz meyvesi. Yaz başında piyasaya çıkan kavunların fiyatları genellikle fiyatlarıyla ters orantılı. Sıcak yaz güneşine doyan kavunlar, gerçek tadına ulaşıyor ve bir anda kavun sergileri dolup taşmaya başlıyor, fiyatlar ucuzluyor. Akrabası olan egzotik papaya gibi bir ağaç meyvesi değil kavun. "Kavun, karpuz yata yata büyür," özdeyişinde belirtildiği gibi, toprağa sırtını veriyor, orada büyüyüp serpiliyor. Ceviz ağacının altına uzanan Nasrettin Hoca, kafasına ceviz tanesi düşüp acıyla yerinden fırladığında, "Allahım, sen işini bilirsin. İyi ki kavunla karpuzu ağaçta yetiştirmedin!" diye haline şükretmesinde ne kadar haklı olduğunu belirtmeye gerek yok.

DÜNYADA 30 ÇEŞİT YETİŞİYOR
Kabakgiller familyasından geliyor, kavun. Akrabaları arasında papaya dışında balkabağı, sakız kabağı ve hıyar var. Tabii ağabeyi karpuz, en yakın akrabası... Ansiklopedilere göre dünyada 30 çeşit kavun yetişiyor. Önce yazlık ve kışlık diye ikiye ayrılıyor. Bizde yazlık kavunların en ünlüleri topatan ve Van kavunları. Topatan Trakya ve İstanbul çevresinde yetişiyor; daha doğrusu "yetişiyordu". Bundan 15 yıl öncesine kadar İstanbul civarında bol bol bulunurdu ve kestiğinizde tatlısına rastlayabilmek, Rus ruleti oynamaktan daha riskli bir kumar gibiydi. Artık uzun zamandır topatan kavununa rastlamıyorum. Kırkağaç türü yuvarlak, sarılı yeşilli kavunlar pazara egemen oldu. Gelelim Van kavununa... Aslında bu kavunun ithal tohumlu versiyonu son bir iki yıldır yeniden manav tezgâhlarında boy gösterir oldu. Avrupa'da 'kantalup kavunu' olarak biliniyor bu tür. Basık, yuvarlak, kendinden düzgün 10 dilimli, üzeri ağımsı çizgili, sarı ince kabuklu bir kavun bu; kokusu gerçekten etkileyici, son derece de tatlı. "Van nire, kantalup nire?" diyeceksiniz. 15. yüzyılda bu bal gibi tatlı kavunun tohumları Van ya da Diyarbakır'dan Avrupa'ya götürülmüş. Avrupalılar, ilk kez Papa'nın Cantalupo çiftliğinde yetiştirilen bu kavunlarla bu sayede tanışmış. Yazlık kavunların tek kusuru kabuklarının ince oluşu. Bu nedenle nakliyeye ve uzun süre beklemeye tahammülleri yok. Gelelim kış kavunlarına. Bunların en ünlüleri Manisa, İzmir ve Balıkesir'de bolca yetişen Hasanbey. Orta büyüklükte ve yuvarlak bir kavun bu. Sapına doğru sivriliyor, dip tarafı basıkça, rengi koyu yeşil, kabuğu buruşuk ve kalın. Eti, kabuktan merkeze doğru yeşilden turuncuya dönüşüyor. Hem uzun mesafelere taşınmaya hem de bekletilmeye uygun. Yerel olarak adları değişebiliyor. Örneğin Çeşme, Altınbaş kavunları da Hasanbey'in değişik versiyonları. Tekirdağ'dan Van'a kadar, Türkiye'nin bir ucundan öbür ucuna, bol bol yetişen bir cennet taamı meyve, kavun.