kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 19 Ağustos 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
MUHARREM SARIKAYA

Öncelik anayasa değişikliği...

Güvenoyu için yeni cumhurbaşkanını bekleyen hükümetin içerde ve dışarıda öncelikli politikası ne olacak?
Dış politikada birinci önceliğin AB süreci olacağı biliniyor.
Hükümetin iç politikadaki önceliğini ise AK Parti Genel Başkan Vekili Dengir Mir Mehmet Fırat'ın şu sözünden çıkarmak olası:
"Her işin sonunda, anayasa engeline takılıp kalıyoruz..."
Fırat'a göre; "Seçimle, yüzde 85'i geçen temsil oranı en yüksek parlamento başına geldi. Anayasa değişikliğini bir an önce gerçekleşmeli..."
Zaten, partide yarın milletvekilleriyle yapılacak toplantıda da anayasa referandum sürecinin masaya yatırılması bekleniyor.
Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül geçen hafta referandumun 21 Ekim'de yapılacağını açıklamıştı.
Ancak cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi, Gül'ün cumhurbaşkanı seçilmesi halinde 7 yıl sonrasına kalacak.

Parlamenter sistem
Şimdi soru şu:
"Madem geniş kapsamlı anayasa değişikliği yapılacak, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi de 7 yıl sonra olabilecek; referandumda ısrar niye?"
Anayasa değişiklik paketinde emeği geçen eski Adalet Bakanı Cemil Çiçek gerekçelerini şöyle anlattı:
"Değişiklik paketimizde de cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini öngörüyorduk. Referandumla yapılmasında bir sakınca yok. Zaten uygulaması 7 yıl sonra olacak..."
Erdoğan, daha önce "Hayalim, yarı başkanlık sistemi" demişti.
Referandum ve ardından gerçekleştirilmesi öngörülen anayasa değişikliği ile yarı başkanlık sisteminin şartları da oluşacak mı?
Çiçek, soruya "Yarı başkanlık sistemini kesinlikle düşünmüyoruz" yanıtıyla başladı.
Seçim beyannamesinde "parlamenter sistemi" savunduklarını anımsatan Çiçek, bundan geri dönüş yapmayacaklarını da bildirdi.

Çankaya'nın yetkileri
Çiçek, anayasa değişikliği ile cumhurbaşkanının yetkilerinde kısıtlamaya gitme kararı aldıklarını da açıkladı.
Cemil Çiçek, cumhurbaşkanının görev ve yetkilerini düzenleyen anayasanın ilgili maddesini değiştirirken 1961 Anayasası'nı örnek aldıklarını söyledi.
1961 Anayasası'na göre "devletin başı" olarak cumhurbaşkanı, gerekli gördükçe Bakanlar Kurulu'na başkanlık edebiliyor, büyükelçi atamalarını yapıp, yabancı devlet temsilcilerini kabul ediyordu.
Milletlerarası anlaşmaları onaylama ve yayınlama yetkisi de bulunan cumhurbaşkanı, ayrıca sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebiyle belirli kişilerin cezalarını hafifletip, affedebiliyordu.
Bunun ötesinde, YÖK, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelikleri gibi makamlara atama yetkisi bulunmuyordu.
Hazırlanan anayasa değişiklik paketiyle de benzer bir düzenleme getiriliyor, atama yetkileri TBMM'ye devrediliyor.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunu yarın gerçekleştirecek Meclis'ten anayasa değişikliği rahatlıkla geçer mi?
Geçen dönem oluşturulamayan Uyum Komisyonu bu dönemde kurulursa, anayasa değişikliği referandumsuz da çözülür.