kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Ağustos 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

Ariflere tarifler

Bir çok şekilde tanımlanabilir elbette.
Ama "kapitalizm" bir yana, "tekelci kapitalizm" in bir de şöyle bir tarifi var galiba:
"Sülalene küfredeni de parayı bastırıp satın alabilmek."
İçinizden, "Bu tanım epey eksik" diyorsanız, haklısınız; şöyle olmalı:
"Sülalene küfredenleri de parayı bastırıp satın alabilmek."
Eğer bu saklamak için, ne bileyim sadece teşhir, sadece zevk için yapılıyorsa, belki koleksiyonculuk sınıfına girebilir.
Eşe dosta sergilenebilir, içi, derisi, kafası oyulmuş da doldurulmuş birer av olarak kelle kelle halinde duvarlara asılabilir.
Alet edevat olarak, araç cihaz olarak, bir nevi sabit veya değişken sermaye olarak kullanmak üzereyse de, elbet zevk verebilir.
Ama öncelikle, iştir. İş, iştir.
"Tekelci kapitalist gustosu" böyle bir şey olmalı.
Sana taş atanı senin için taş atar hale getirmek.
Seni ısıranı senin için ısırır hale getirmek.
Satın almak, toplamak, istiflemek, boyun eğdirmek, sepete koyabilmek.
Muhtemelen asla unutmak değil; ama parayı bastırıp unutturabilmek.
Satın aldığının hafızasını, kalbini, beynini boşaltabilmek.
Sana, öyle eleştiri, muhalefet filan değil, ağza alınmadık küfür kıyamet düşman asker olanı, satın alıp devşirmek.
Geçmişi asla unutmadan ona geçmişi yedirebilmek.
Kusturabilmek.
Makinenin bir ucundan ineği sokup öteki ucundan sucuk çıkartabilmek.
Parmak çocuk çıkartabilmek.
Esasında diz çöktürüp küçültebilmek.
Bir çok şekilde tanımlanabilir elbette.
Ama "iktidar" bir yana, "güç tutkusu" bir de şöyle bir şey olmalı:
İlkeyi kendin, kendini ilke haline dahi getir(t)ebilmek.
Yani, bir ilke savunmasını sonunda kendi şahsi savunman, bir müdahale karşıtlığını sonunda kendi müdafiliğin kılmak.
Dayatmalara karşı bile; olayları, meseleyi sonunda şahsen kendin, kendin için, kendinden ibaret hale getirmek.
İsyanı bir ilke isyanı olmaktan çıkartıp kendi malın yapmak.
Milyonlarca haysiyet beyanını nihayetinde kendi haysiyet malzemen olarak kullanmak.
Tevazu simgesi gibi görünürken, bilene bilene, narsist aynalara yapışmak.
Bir çok şekilde tanımlanabilir elbette.
Ama "küstahlık" bir de şöyle midir acaba:
Kendini hep mutlak haklı ve doğru, hep kudretli görürken, üstelik durmadan ve sık sık yanılmışken, başkalarının hayatına hükmetmeyi istemek, tahakküm dışında kalanları aşağılamak.
Ah, biliyorum.
Bu çok uzun bir tarif oldu.
Yine de, "küstahlık", bu faşizan, bu despot, bu utanmaz, bu arsız, bu vampir, tepeden bakmacı, tepeden inmeci, tepeden vurmacı, ayrımcı, ayırmacı karakter, kurum ve durumları tanımlamakta kifayetsizdir.
Ama deyin ki, işte içinden bir de öyle söylemek gelmiş!