kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 13 Ağustos 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

''İsrail bize terörist muamelesi yaptı''

Yeni Haber
Mirac Kandili'ni Mescid-i Aksa'da geçirmek için İsrail'e giden 16 kişilik bir grup, havalimanında gözaltına alındı. Bir gece cezaevinde kalan grup daha sonra sınır dışı edildi.

Sakarya'nın, Karasu ilçesinde, ticaretle uğraşan Süleyman Muçin, Miraç Kandili'ni geçirmek için arkadaşlarıyla beraber gittiği İsrail'de, ortada bir neden yokken havalimanında polis tarafından gözaltına alındıklarını söyledi. Muçin bir gece cezaevinde kaldıktan sonra sınır dışı edildiklerini kaydetti.

Muçin, yaptığı açıklamada, Miraç Kandili'ni Mescid-i Aksa'da geçirmek üzere, bir turizm şirketi organizasyonu ile 68 kişiden oluşan kafileyle İsrail'in Tel Aviv kentine gittiklerini belirterek, kendisinin de aralarında bulunduğu 16 kişinin havalimanından polisi tarafından gözaltına alındığını kaydetti.

HAKARET ETTİLER

Gözaltına alınıp sorgulananların arasında, 7 kadının da bulunduğunu ifade eden Muçin, şunları söyledi: ''9 Ağustos'ta Atatürk Havalimanı'ndan uçakla, İsrail'e gittik. 3,5 saat süren yolculuğun ardından, Tel Aviv Havalimanı'na indik. Kontrollerden geçmek üzere, 68 kişi kuyruğa girdik. 16 kişiyi ayırdılar. Yetkililere 'Bizi niye diğer kafileden ayırdınız' diye sordum. Sadece 'güvenlik' diyorlar. Başka bir şey söylemiyorlar. Bizi sorguya aldılar. 'Neden geldiniz?, amacınız nedir?' gibi sorular sormaya başladılar. Elimdeki küçük çantayı en az on sefer aradılar. Telefonumun kartını çıkardılar, numarasını aldılar. Odadan odaya aktarıp sorguladılar. 'Gömleğini, atletini ve pantolonunu çıkar' dediler. Mecburen çıkarttık. Bizi defalarca çırılçıplak soydular ve ayakta beklettiler. Bütün giysilerimizi dikiş yerlerine varana kadar, tek tek kontrol ettiler. Bazen isyan ediyoruz, 'Ne var ne oldu' diyoruz. 'Güvenlik' cevabı dışında bir şey yok.' Akşam saat 21.00'e kadar aralıksız sorgulandık. Su, ekmek ve sigara istedik. Bize hep 'hayır' dediler. Bize sık sık 'Bin Ladin' biçiminde hitap ettiler. Gözaltına alındığımız sırada, rehber konsolosluğu aradı. Ama konsolosluk bir şey yapamayacaklarını söylemiş. Turizm şirketinin elemanı geriye kalan 52 kişiyi 'otele götürüp, geleyim' diye ayrıldı ve bir daha dönmedi.''

TERÖRİST MUAMELESİ GÖRDÜK

Muçin, polislerin saat 21:00'de otele götüreceklerini söyleyerek, havalimanından çıkartıklarını ancak, cezaevine götürdüklerini belirtti.

Diğer mağdur arkadaşları gibi kendisinin de, büyük korku yaşadığını kaydeden Muçin, sözlerine şöyle devam etti:

''Ne olacağımız belli değildi. Bizi öldürseler, kimsenin haberi olmayacak. İnanın hepimizi ölüm korkusu sardı. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak, terörist muamelesi gördük. Yiyecek ve içecek isteklerimiz sürekli geri çevrildi. Tam bir işkence durumuyla karşı karşıya kaldık. Sinirlerimiz yıpranmış vaziyette uykusuz, aç ve susuz sabaha kadar cezaevinde kaldık. Saat 06.00'da geldiler. Bizi araçlara doldurup havalimanına götürdüler. Doğrudan piste gittik. Bizim için, uçağın arka kısmında yer ayırmışlar. Pasaportumuza birer damga vurarak, uçağa yerleştirdiler. Uçak kalktı ve 11.30'da Atatürk Havalimanı'na indik. Emniyet yetkilileri neden bu şekilde döndüğümüzü filan sordular. Anlattığımız olaylara inanmak istemediler. Bize birer dilekçe örneği verdiler ve Bakanlığa başvurmamızı söylediler. Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşları olarak hiçbir gerekçe yokken, terörist muamelesi gördük.''

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞINA ŞİKAYETTE BULUNACAĞIM

Miraç Kandili öncesinde kutsal Mescid-i Aksa'ya yapmak istedikleri gezinin hiç ummadıkları bir şekilde sonuçlandığını belirten Muçin, ''Aşağılandık, horlandık ve hakarete uğradık. Eğer, kılık kıyafetle ilgili bir muamele olsaydı, ekibimizde çarşaflı kadınlar, fesli erkekler vardı. Onlara dokunmadılar ve rastgele bizleri seçerek, bu muamelelere tabi tuttular. Örnek olarak söyleyeyim, diğer bir grubun rehberi vardı ve bizi sahiplenmek istedi. Onu da alıp, aramıza kattılar. Demek ki, Müslüman olduğumuz için, bize yapılan özel bir muamele. Bir de bize '10 yıl İsrail'e girmezsiniz' dediler. Geldiğimizden beri, turizm şirketi bir kez bile durumumuzu öğrenmek için aramadı. Dışişleri Bakanlığına dilekçe verip, şikayette bulunacağım. Uğradığım haksızlığın nedenini ısrarla soracağım'' diye konuştu.

(CHA)