kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 7 Ağustos 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Yaprak Dökümü’ dizisinde canlandırdığı ‘Necla’ karakteriyle hayran kitlesini genişleten Fahriye Evcen, Almanca, İngilizce ve İspanyolca biliyor.

İnsanların samimiyeti kafamı çok karıştırdı!

Geçtiğimiz sezon 'Yaprak Dökümü' dizisindeki 'Necla' rolüyle dikkatleri çeken Almanya doğumlu Fahriye Evcen, iki yıl önce İstanbul'a tatil için gelip, kendini oyuncu olarak bulduğunu söyledi: Hâlâ Türkiye'deki yaşama alışmak için uğraşıyorum!..
Almanya'da doğup, büyüyen ve iki yıl önce tatil yapmak için Türkiye'ye gelen Fahriye Evcen'in kaderini değiştiren kişi; ünlü oyuncu Oya Aydoğan olmuş. Şöhretle tanışma hikayesini ve hakkında bilinmeyenleri Cosmopolitan dergisinden Özge Zeki'ye anlatan Evcen, Oya Aydoğan sayesinde sırasıyla; 'Asla Unutma' ve 'Hasret' adlı dizilerde rol almış.

PARKLARINI ÖZLÜYORUM

Oyunculuk uğruna Dusseldorf Heinrich-Heine Üniversitesi'nin Sosyoloji Bülümü'ndeki kaydını donduran Fahriye Evcen, annesiyle İstanbul'a taşınmış. İşte, 'Necla' karakteriyle kimilerinin tepkisini kimilerinin de sevgisini kazanan Evcen'in bilinmeyenleri...

* Almanya'da nerede yaşıyordunuz? Oradaki hayatınızı özlüyor musunuz? Solingen'de yaşıyordum. Düsseldorf ve Köln'e 30 dakika mesafede küçük bir şehir... Solingen'in en çok küçük, otantik İtalyan icecafe'lerini, güler yüzlü garsonlarını ve İtalyan dondurmasnı özlüyorum. Bir de parklarını özledim. İstanbul'da çok fazla yeşil alan yok. Bunun eksikliğini hissediyorum.

* Doğup büyüdüğünüz Almanya size ne ifade ediyor? Almanya, dili ve kültürüyle büyüdüğüm yer. Orada dünyaya geldiğim için çok şanslıyım. Bir ülkede, oraya ait olmayan bir kimlikle dünyaya gelmek bence çok avantajlı. İki kültürün doğrularını bir araya getirip, hem Türk hem Alman olabilmeyi seviyorum.

* Yalnız mı yaşıyorsunuz? Annemle yaşıyorum. Ama o her zaman yanımda olamıyor. Almanya-Türkiye arası sürekli gidip geliyor. Burada olduğu zamanlar çok destek oluyor bana.

ÇOK YADIRGADIM

* Türkiye'ye kolay adapte olabildiniz mi? İlk geldiğim dönem her şeyi çok yadırgadım. Burada insanlar sana çok yakın davranıyor ama tam olarak nedenini çözemiyorsun. Almanya'da ise insan ilişkileri çok mesafelidir. İnsanların aşırı yakınlığı ilk etapta beni rahatsız etti. Gerçekten samimi olduklarından mı yoksa samimiyetsiz olduklarından mı yakın davrandıklarını anlayamadım! Burada birçok şey rastgele gelişiyor, yanlışlar olduğu gibi kabul ediliyor. Yanlışları düzeltmek için çok az kişi çaba gösteriyor. Başlarda aklım karıştı, geri dönmeyi düşündüm ama zamanla aştım bu sorunu.

* Oyunculuk sizin için neler ifade ediyor? Bence oyunculuğun en keyifli yanı, kendinde yeni yönler keşfetmek ve bunu izleyiciye sunmak. Normal hayatta cesaret edemeyeceğin şeyleri yapmak ya da gerçekte asla davranamayacağın bir şekilde davranmak. Anormal bir durum aslında. Oyuncuyken hayal dünyasında var olabiliyorsun ve bu olağanüstü bir şey.

TELAŞIM BENİ YORUYOR

* Kendinizde en sevdiğiniz ve sevmediğiniz özellikleriniz neler? En sevdiğim özelliğim; insanlardan ve onların düşüncelerinden bağımsız yaşayabilmem. Bu yüzden insanların yaşam tarzımı ve fikirlerimi etkilemelerine izin vermem. Asla başkalarının doğrularına göre hareket etmemişimdir. Kendi doğrularını takip eden bir insanım. Bu özelliğimi hiç kaybetmek istemiyorum. Çok fazla şeyi birarada yapma isteğimden ise hoşlanmıyorum. Hayatla ilgili bu telaşımın beni yorduğunu hissediyorum bazen.

* Oyunculuktaki yeni projelerinizden bahsedebilir misiniz? Şu sıralar 'Cennet' adlı sinema filminde rol alıyorum. Biray Dalkıran'ın yönetiminde Mehmet Birkiye, Engin Altan Düzyatan ve Zeynep Pabuçcuoğlu gibi isimlerle çalışıyorum. Bu, benim ilk sinema filmim olduğu için müthiş heyecanlıyım. Senaryoyu okuduğumda çok inandım. En önemlisi oynayacağım karakteri çok benimsemiştim. Çünkü olağandışı ve tuhaf bir karakter. Filmin aralık ayından itibaren vizyona girmesi planlanıyor.
Haberin fotoğrafları