kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 6 Ağustos 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
YAVUZ DONAT

Asiye nasıl kurtulur?

Seçimin üzerinden iki hafta geçti... Demokrat Parti'de hâlâ "seçimin öncesi" tartışılıyor... Seçime bir türlü gelemediler... "Bu gidişle de" zor geleceğe benzerler.
Meşhur sözdür:
Yığınakta yapılan hata savaşın sonuna kadar devam eder.
DYP hatayı "1993'te yaptı."
O tarihten sonra "sürekli geriledi."
Ve nihayet "iki kez üst üste" baraj altında kalmayı da becerdi (!)
2002'de DYP olarak.
2007'de de DP.
1993'te Genel Başkan Demirel Çankaya'ya çıkınca...
Yeni DYP liderliği "geçmişin izlerini silmeye çalıştı."
Oysa DYP kültüründe:
* Geleneğe bağlılık esastır.
* Sadakat önemlidir.
* Geçmiş, siyasi referanstır.
1993 kongresinde Prof. Çiller'in "iki rakibi" vardı.
İsmet Sezgin ile Köksal Toptan.
İsmet Abi "dışlandı... Ayrılıp, başka parti (DTP) kurmak zorunda kaldı.
Köksal Toptan "dışlandı, kaçırıldı... Şimdi AKP'de yıldız."
Partinin "dününde" Hüsamettin Cindoruk vardı.
"Emanete" hıyanet etmemiş, "günü gelince" görevi Demirel'e devretmişti.
"Koskoca Cindoruk" DYP'den ihraç edildi.
1993'ten sonraki süreçte, Mehmet Dülger DYP Genel Başkanlığı'na adaylığını koymuştu.
Annesi, babası, 7 sülalesi Demokrat Partili, Adalet Partili, DYP'li Dülger "kongrede yuhalandı."
Pet şişe yağmuruna tutuldu.
Küstürüldü, kaçırıldı.
Ve Dülger 2002'de kendini AKP'de buldu.
Geçenlerde Orhan Keçeli'yi gördük.
Saçları ağarmış, partisi baraja takılmış, ama o hâlâ "Kırat'ı nasıl ayağa kaldırırız" diyordu.
Seneler öncesini hatırladık.
DYP'nin kuruluş günlerindeki Keçeli'yi.
1988-1993 arasında "3 dönem" İstanbul İl Başkanı seçilen Keçeli'yi.
1993'ün son ayında, bir gün aramıştı:
- Ben DYP'den ihraç edildim.
"Savunması bile" alınmadan.
"Suçunu" biliyordu.
Ama "partime zararı dokunur" diye suçunu herkesten gizliyordu.
Suçu "Demirel'e yakın olmaktı."
O Keçeli'ye daha sonra denilecektir ki "affedersin... Gel, DYP'nin İstanbul'dan milletvekili adayısın."
Yeni adıyla DP, eski adıyla DYP "kendi kökünü söke söke... Kendi köküne kibrit suyu döke döke" geriledi.
"Kendi geçmişinden" korkarak zayıfladı.
Ve sonunda "at ile arpa kavga eder hale geldi."
Barajın dibine sürüklendi.
Tekerlek kırılınca yol gösteren çok olur.
Ve böyle durumlarda "acaba şans bana güler mi" diye genel başkanlığa soyunan da çok olur.
Çok acıdır ama partinin hali yarın tiyatro oyununa bile konu olur:
"Asiye nasıl kurtulur?"
Yazımızı bir "dua" ile bitirelim:
Allah partileri de ülkeyi de "koruyucu ve kollayıcılardan" korusun.