kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 4 Ağustos 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Gülşen masum(muş!)

ŞEBNEM AKSON
28.07.2007
Erol Köse'yle yaşadığı yasak aşk, ardından Reha Muhtar'la ilişkisi... Şarkıcı Gülşen, son olarak üç aydır beraber olduğu mimar sevgilisiyle evleneceği haberiyle gündemde. Gülşen, "Hâlâ içgüdülerimle ve duygularımla hareket edebilecek kadar saf ve huzurlu hissediyorum kendimi," diyor..
'Olanlar için sorgulanması gereken kişinin ben olmadığıma inanıyorum'

- Uzun süredir teflon tavalar gibisiniz. Üzerinize konan hiçbir şey size gerçekten acı çektiremiyor, yapışmıyor. Bu sağlıklı bir durum mu?
- Güzel bir benzetme ve kesinlikle doğru. Sanatın bende yarattığı hassasiyetle yaşadım aslında bütün olanları. Hepimiz çamur içindeyiz aslında, ama bazıları yıldızlara bakar. Yerle yeksan olup bitip tükenmek de bir tercihti, ama bunu kendime yediremezdim. Ayakta kalmak için artı bir çaba gösterdim, duruşumu da o belirledi..
- Acıyla baş başa kalmayı es geçiyorsunuz ama...
- Evet. Sevmiyorum acıyı.
- Acıyla baş başa kalıp onu dinlemek lazım mıydı acaba?
- İçimden gelen sesi dinleyerek hareket ederim her zaman. Ruhum nerede mutluluğu buluyorsa ya da kendini nerede güvende hissediyorsa orada olmayı severim. Acının olduğu yeri, o mekânı hızla terk etmeyi görev ediniyor tüm bedenim, tüm ruhum. Olay yerinden hemen uzaklaşıyorlar... En kötü kararın bile kararsızlıktan iyi olduğunu düşünerek hızla uzaklaşıp sonrasında da hayatıma normal bir şekilde devam edebiliyorum. Üstüne gitmeyi sevmiyorum, çünkü ruhum bunu istemiyor.
- 15 yıl sonra geriye dönüp baktığınızda seçimlerinizin gerçekten seçim olmadığını, o anda yaratılmış alternatifler olduğunu görecek olursanız ne hissedeceksiniz?
- İç güdülerime güveniyorum, hislerime de....
- Paratoner gibi her şeyi üzerinize çeke çeke ne kadar devam edebilirsiniz ki...
- Çekildiğim yere doğru gitmek yerine ruhumun ve kalbimin sesini dinleyerek istediğim yere doğru gidiyorum ben zaten.

'HAYATIMDA GRİLERE YER YOK'

- Hayır, elinizi her tutanla gidiyorsunuz...
- Mesela?
- Sanatçı ama mazbut bir eştiniz. Aldatıldınız, dışarı çıktınız, hayatta hiçbir şey tesadüf değildir ve patron-sanatçı ilişkisi yaşadınız, müthiş bir yamuk yaşadınız, yetmedi size saldırılan bir yerden, medyadan biriyle yola devam etmek istediniz, olmadı, evinizi kurarken size mazbut bir eş olabilecek birini yarattınız, onu ruh ikizi ilan ettiniz. Her şey üst üste değil mi?
- Dışarıdan bakıldığında komplike bir durum olarak gözükebilir ama siz hayatta ne kadarını üzerinize alınırsanız o kadarını yaşarsınız.
- Sema Denker'le röportajınızda okudum yaşananları, iyilik kötülük gibi kavramlarla biraz klişe bir söyleme düşmüşsünüz, bunlar pek yeterli gelmiyor insana...
- İnandırıcı gelmedi mi size?
- İnandırıcı geldi ama ortalama almışsınız hep.
- Hı hı.
- Siz bir sanatçısınız, sıradışı yönleriniz var. Siyah ve beyazı yaşayıp gri konuşmuşsunuz.
- Aslında benim hayatımda hiçbir zaman grilere yer olmadı bugüne kadar.
- Bunu tahmin ettiğim için söylüyorum zaten. - Bakın benim tek bir hırsım var, mutlu olmak. Kimisi çok zengin olmak ister, kimisi çok şöhret, kimisi şaşaalı bir hayat. Şimdi âşık olduğum, bana değer veren, naif bir yaşamı benimseyen, aklı başında ve sağlıklı bir insanla hayatımı paylaşmak istiyorum. Önemli olan olanlara neresinden bakacağım, neresinde duracağıma karar vermekti. Ben acıklı ortamları sevmiyorum.

'ZAMANIM DEĞERLİ'

- Bir uçtan bir uca gitmek sizinki.
- Ortası yok çünkü.
- Çok zormuş gibi gözüküyor ya, sınırlarda olmak... Hayatın gerçekleri karşısında en kolayı olmasın?
- Hayat siz ona tutunmaya çalıştıkça çok daha zor bir hale geliyor aslında. Gerçekçiyim, hayal peşinde koşarak kendimi yormak istemiyorum... Dışardan bakıldığında bir uçtan bir uca gitmek kolaymış gibi duruyor, 'Aman kadına bak ne güzel hiç üzülmeden, o bitiyor, başka bir şey başlıyor' gibi gözükse de inanın bu 100 kişiden belki 99'unun yapamayacağı bir şey.
- Yorucu, çünkü bütün uzmanların önerdiği şey şu; bir ilişki travmatik şekilde ters gitmişse, başlayan diğer ilişki onun pansumanı olarak kullanılmamalı, ya da tamponu... Bir sonra kurduğunuz ilişkilere haksızlık değil mi kendinize hiç süre tanımamış olmak?
- Ben hayattaki bize verilmiş olan zamanın çok değerli olduğuna inanıyorum.
- İçinizdeki telaş mı bu?
- Tabii ki bir telaş var. Hepimizde var. Dışardan bakıldığında çok şiddetli bir durum ama benim ilkelerimde yalan söylemek yoktur ama bildiğim her gerçeği söylemek de yoktur. O yüzden içimde yaşadığım şeylerin hepsini anlatmanın bir gereklilik olmadığına inanıyorum.
- Ama başkaları sizi teşhir etti ve etmeye devam edebilir...
- Aslında benim bu kadar suskun kalabilmemin sırrı her şeyin çok net anlaşıldığına olan inancımdır. Olanlar gece ile gündüz kadar net şeylerdi. Görünen köydüler yani.

'ÇOK EVLENME TEKLİFİ ALDIM'
- Dışardan baktığımızda şöyle bir fotoğraf söz konusu. Evlilik ve eş durumundan Londra yolu, yurtdışına kaçmak olarak yorumlanabilir. Her şeyi halletmiş gibi bir de çocuk isteği... Hani şu an için 'kutsal bakire' olma arzusu gibi yorumlanabilir. Acaba bu şartlarda çocuğu gerçekten kadınsı bir güdüyle mi istiyorsunuz?
- Aşkın, sevginin, yakınlığın, şehvetin, sadakatin olmadığı hiçbir yerde durmam ben. Bana evlenme teklifi ile gelen çok insan olmuştur. Çevremde bana referans olabilecek bir evlilik ya da aşk görmüyorum, fakat yaşamış olduğum ilişkinin bende uyandırdığı his budur.
- Reha Muhtar'la evlenmeyi düşünmüş müydünüz?
- Hayır.
- Ondan böyle bir teklif almış mıydınız?
- Geçmişe ait böyle bir soruyu yanıtlamamayı tercih ederim.
- Kalbinizin genetik hikâyesi gibi bir şeydir geçmiş. Plak şirketinizin sahibi, yani patronunuzlaydınız. Sonrasında ilişki kurduğunuz, size en çok saldırılan yerden iri bir motifti Reha Muhtar. Oradaki hikâye sizce önemli değil mi?
- İnsanın hayatında sayfalar açılır, yaşanır ve kapanır. Hepimizin hayatında olmamış mıdır hayal kırıklıkları, mutsuzluklar, birliktelikler, ayrılıklar. Olanlar için sorgulanması gereken kişinin ben olmadığıma inanıyorum. Herkes bir ilişkiye başladığında sonsuz bir krediyle başlamaz mı?
- Hepsinin toplamında alacağınız ortak payda nedir?
- Ortak payda önemsendiğim zamandır, sadece bana olan yaklaşımdır.
- 'Karşısındaki tarafından önemsenmek' zaafından dolayı seçen değil seçilen misiniz aslında?
- Önemsendiğim, sevildiğimi hissettiğim an içimdeki sevgi duygusu hat safhaya ulaşıyor diyebilirim.
- Sürekli bu zaafınıza hizmet mi ediyorsunuz?
- Hepimizin hizmet ettiği bir patronu vardır hayatta. Bir ilişkide sadakat, aşk ve yakınlıktan daha önemli ne olabilir? Hatta benim öncelikli patronum sadakattir diyebilirim. Aşktan ölsem o güveni, sadakati hissetmeden adım atamam hayatta.
- Reha Muhtar'la evlilik teklifi üzerine olan sorumu yanıtlamadınız ama orada da hızla evlenip evinin kadını olmak isteyen bir Gülşen yok muydu acaba? Neden ilişkinin ilk günlerinde medyaya, 'Reha'yla Ordu'ya ailemi ziyarete gideceğiz' demiştiniz? Bu bir ipucuydu bizler için aslında...
- Yine mi soruyorsunuz, hayır onunla evlenmeyi düşünmedim. Sadece gizlenecek bir şey yoktu ortada. Tüm Türkiye ile paylaşılan bir şeyi ailemle neden paylaşmayayım ki?