kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 1 Ağustos 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ABDURRAHMAN YILDIRIM

Dış açıkta yeniden artış dönemine mi giriyoruz?

2006 dalgalanması sonrasında iç talepteki belli durgunluk ithalatın hızını kesmesine karşılık Euro'nun güçlenmesinin verdiği destekle ihracat hızlanmıştı. Bu sayede de Türkiye'nin dış ticaret açığı geçen aralık ayından beri yıllık bazda 52 milyar dolar düzeyinde stabil olmuştu. Buna paralel olarak yıllık cari açık da 31 milyar dolar düzeyinde bir seyir içine girmiş, büyümesini durdurmuştu.
Dün açıklanan ihracat ve ithalat rakamları, altı aylık yatay gidişten sonra dış ticaret açığının yeniden büyüme eğilimine gireceğinin ve yüksek düzeylerini koruyacağının işaretlerini verdi. Gerçi haziran ayı verileri küçük bir kötüleşmeye işaret ediyor. Ancak devam eden ayları dikkate aldığımızda, eğer küresel ekonomiden kaynaklanacak bir daralma yaşamayacaksak, dış ticaret açığının giderek artacağına tanık olabiliriz.

- Yatırım malı ithalatı- Haziran ayında ihracat yüzde 14.2, ithalat yüzde 15.6 arttı. Son aylarda ihracat artış hızı özellikle Euro'nun değer artışı ve dış satımın yüzde 57'sinin bu parayla yapılmasından dolayı ithalat artışından daha yüksek gerçekleşiyordu. Dış ticaret açığının büyüme eğilimi göstermesinde haziran ayına kadar durgun seyreden yatırım malı ithalatının yeniden canlanmasının yanı sıra ara malı ithalat artışının rol oynadığı görülüyor. Yılın 5 aylık döneminde yüzde 3.2 düzeyinde artış kaydeden yatırım malları ithalatı haziran ayında yüzde 13.5 düzeyinde büyüdü.
Tüketim malları ithalatındaki artış ise hâlâ sıfır düzeylerinde. Geçen yıl ortasında artırılan faizler ve yükselen kurlardan sonra tüketim malları ithalatı girdiği durgun seyrini hazıran ayında da sürdürmüş.

- Neden artacak?- Yılın ikinci yarısında ise seçimin geride bırakılması ve Cumhurbaşkanlığı seçiminin de yapılmasıyla siyasi belirsizlikler önemli ölçüde ortadan kalkacak.
- Geçen yıl ortasından itibaren faiz ve kur artışı yanında siyasi belirsizlik nedeniyle geciktirilmiş yatırım ve tüketim talebi de devreye girebilecek.
- Küresel piyasalarda büyük boyutlu dalgalanma yaşanmaması halinde kurların istikrarlı seyri yanında faizlerin düşüşünün de olumlu etkisiyle yurtiçi talepteki canlanma ithalatı daha artırabilecek. Önümüzdeki dönem ihracat artışı sürse bile, bu artış geçmişteki gibi kendi ithalatını yaratmaya devam edebilecek.
Sonuçta altı aylık yatay seyir yerini yeni bir dış ticaret açığı artışına bırakacak. Tabii normal koşullarda. Kuru tersyüz yapmayacak bir ortamda.

- Yine gündemde kalır- Gelişmeler cari açığı artırırsa hükümetin hedeflediği milli gelirin yüzde 7.4 düzeyindeki hedef de yukarı yönde sapabilir.
Küresel risk alma iştahı devam ettikçe bunun finansmanı sorun olmayacak. Ancak geçmiş altı aydaki dış ticaret açığındaki 52 milyar, cari açıktaki 31 milyar dolarlık yatay seyir de yerini yeni bir artışa bırakabilecek. Burada belli bir bozulma olacak.
En azından bir süreliğine bu böyle olacak. Çünkü yeni hükümet yeni bir önlem alsa bile, bunun dış ticaret verilerine etkisi aylar sonra olabiliyor.
Önümüzdeki dönemde bütçe ve enflasyon gibi cari açık da gündem maddesi olmaya devam edecek gibi görünüyor. Bu da bize siyasi ve ekonomik istikrarın ve de büyümenin bir hediyesi.

- Sonuç- "Bütünü ile iyi ya da kötü olan yoktur" Sokrates