kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 29 Temmuz 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Pazar SABAH 
BALÇİÇEK PAMİR

'İstanbul'a bir müze yapmak isterim'

Nicole Kidman'ın evinin mimarı da o. Yaptığı müzelerle sayısız ödül alan ve dünya çapında şöhrete ulaşan Richard Meier "Her mimarın bir hayali vardır, sizinki ne?" soruma şöyle cevap verdi: "Müze yapmak beni heyecanlandırıyor. Yeni bir müze yapmayı hayal ediyorum. Mesela İstanbul'a olabilir".
'Bir bina dış görünüşü açısından bulunduğu yere içinde bulunduğu topluma karşı sorumludur'

Meğer Nicole Kidman'ın Soho'da 8 milyon dolara satın aldığı evin de mimarı oymuş. West Willage'de yaptığı lüks apartman daireleriyle de ünlüymüş. Ama ona dünya çapında isim ve ödül getiren, kuşkusuz Avrupa'nın dört bir tarafına tasarladığı müzeler. Richard Meier'den söz ediyorum. Meier'in örneğin Roma'da tasarladığı Ara Pacis Müzesi, 1930'lu yıllardan bu yana Roma'nın tarihi merkezinde yapılan ilk modern bina olma özelliğini taşıyor. Modern mimari denilince, akla gelen ilk 10 mimardan biri olan Meier, Bodrum Yalıkavak'ta yabancı bir yatırımcının yaptırdığı 25 özel villayı tasarlamak üzere geçen hafta pazarlama şirketi Engel Völkers'in davetlisi olarak Türkiye'ye geldi. Meier'in aslında Zorlu Center için teklif verdiği söylenmişti. Hani İstanbul Zincirlikuyu'daki Karayolları Hazine Arazisi'ne yapılacak proje. Ahmet Nazif Zorlu'nun "Aradan 50 yıl geçse bile İstanbul'da parmakla gösterilecek," dediği proje için, AIA Onur Üyesi ve Ağa Han mimarlık Ödülleri Genel sekreteri Dr. Süha Özkan bakın ne yorum yapmıştı: "Bir mimar olarak bu projenin mimarı kentsel kompozisyon kurma konusunda başarılı olan Richard Meier gibi biri olsun isterdim," demişti. Bu arada duyduğuma göre, Meier önce ilgilendiği ihaleden işlerinin yoğunluğu nedeniyle çekilmiş. Geçen hafta yerim dardı, Meier ile sohbetimize kaldığımız yerden devam ediyoruz.
- Niye Türkiye? Ve niye İstanbul değil de Bodrum?
- Türkiye benim için çok enteresan bir ülke. Biliyorsunuz, Avrupa'nın hemen hemen her ülkesinde projeler yaptım. Avrupa'da çalışmanın ilginç yanı, çalıştığınız yerde bir şeyler öğrenmenizdir. Bir binayı tasarlarken bulunduğu ülkenin geçmişi, insanları, tarihi, gelenek görenekleri de devreye girer. Ben bu yüzden tarihi olan mekânlarda çalışmayı seviyorum. İstanbul'a gelince... Şimdilik oradaki projeler için zaman bulamadım. Ama bir gün niye olmasın?
- Bir sözünüz var "Geleceği tasarlamak için geçmişi anlamak önemli..."
- Kesinlikle doğru. Bu yüzden teklif gelince, bunca işimin arasında Türkiye'ye "Evet" dedim. Geçmişiniz beni heyecanlandırıyor. Mimari kültürün bir yansımasıdır. Yalıkavak'a ilk defa geliyorum. Bölgeyi yakından inceledim. Doğa çok güzel. Sanki o doğanın bir parçasıymış gibi evler tasarlamayı düşünüyorum.

IŞIĞI SEVİYOR
- Bir röportajınızda okumuştum. "Mimari projelerde ilhamı o ülkedeki ilişkilerden alıyorum" demiştiniz. Bodrum için ilham nereden peki?
- Güneş ışığını kullanmayı seviyorum, camı da. Bodrum'da bunları rahatlıkla kullanabileceğimi hissettim. Galiba ilham o. Kötü ışık sizi depresif yapar. Ben ışıkla mutlu olanlardanım.
- Mimaride sizi heyecanlandıran nedir?
- Ben ortak alanları olan, bütün halkın kullanacağı, zaman geçireceği, tarih yaratacağı, geçmişi oluşturacağı mekânlar yapmayı tercih ediyorum. Özel binalar, villalar da yapıyorum tabii ama beni heyecanlandıran müze tasarlamak.
- Türkiye'de de örnekleri var, dünyada da. Bazen dokuya uymayan binalara rastlayabiliyoruz. Sizce mimarın topluma karşı bir sorumluluğu var mı, yoksa mimar "Ben sanatçıyım, yapar giderim," mi demeli?
- Mimarların topluma karşı kesinlikle bir sorumluluğu olmalı. Bazı mimarlar binaların sadece müşteri için yapıldığını iddia eder. Katılmıyorum. Bir bina dış görünüşü açısından bulunduğu yere ve içinde bulunduğu topluma da borçludur. Yani mimarın sorumluluğu vardır.
- Her mimarın bir hayali vardır. Sizinki nedir?
- Yeni bir müze yapmak. İstanbul olabilir diye düşünüyorum. Evet, İstanbul'a müze yapmayı isterim, çok heyecan verici bir şehir. Belki bir de Çin'e...